Tofaş’ın yapamadığını Bursaspor yapıyor
Yeni Dönem Gazetesi Köşe Yazarı Engin Aksöz'ün bugün gazetede yayınlanan köşe yazısıdır.
Nilüfer’deki salon bitince ‘burasını kim dolduracak?’ diye az sormadım kendi kendime…
Bitse de eksiği çoktu yeni mabedin…
Birisi gerekiyordu ki tam bu sırada hızır gibi imdada yetişti TOFAŞ…
Bu kente basketbolu sevdiren, eski göz ağrımız, her şampiyonluğuyla kupasına Bursaspor kazanmışçasına sevinip, sahiplendiğimiz ‘masmavi bembeyaz TOFAŞ; TOFAŞ SAS’ yani…
Çölde karşımıza çıkan bir vahaya benzese de yeni salonumuz; yine de bazı şeylerine el atıp, değiştirilmesi gerekiyordu…
Potasını, parkesini, soyunma odalarıyla, koltukları yenileyip, teleskopik tribünler yaptırdı. Yetmedi bir de skor board taktı TOFAŞ …
Bu kadar yardımla; bu kadar yatırımına karşılık, parasıyla isim hakkını kullanmak istedi, devlet de ‘olur’ deyip, verdi, sonuna kadar hak etmişlerdi…
Nilüfer’in tam göbeğinde, ‘lütfen alınmasınlar bu benzetme için bana’ sosyetenin uğrak merkezi bir mekânın hemen yanı başına çok yakışmıştı salonumuz, sıra içeriyi dolduracak seyirciyi bulmaya gelmişti…
TOFAŞ onca PR çalışmasına, onca reklamasyonla, medya günlerine karşın kullanıma girdiği tarihten itibaren ya üç ya da dört kere doldurabildi Nilüfer’deki yeni yerini…
Bir Fener’e, bir de Anadolu Efes’e o da ismiyle, marka değeri olduğu için ilgi duyuyordu Bursalı sporsever.
Hepsi bu kadar…
Tek mükemmel olan şey salonun ambiyansıydı. Futbolu değil basketbolu sevenlerin ilgi gösterdiği, aile ortamında maçlar izlemeye başlamıştık artık…
Annesiyle babasının elinden tutarak maça getirdiği pırıl pırıl bir yeni kuşak doğmuştu Nilüfer’in tam orta yerinde… Hatta ve hatta sevgililer, dedeler, nineler, başı örtülü bacılarla harika bir ortamda TOFAŞ’ı izlemek hepimize çok farklı geldi, değişim inanılmazdı…
Olmayan tek şey; bir türlü dolmayan tribünlerdi…
İki takım bir kenara; diğer maçlarını taş çatlasın ya iki, bilemedin üç bin kişiye oynadı TOFAŞ; ne kadar çabalansa da bir türlü üzerine seyirci eklenmiyordu tribünlerin.
Ayağı alışanlar ise ikide bir 2000’e flashback yapıp, ‘Ama Koç Grubu da takım şampiyonluklara tam alışıp, İstanbul hegemonyasını kırmışken, Bursalı sporseverleri cezalandırmayacaktı’ mazeretine gönderme yaparak; bir yerde kendi çekincelerini öne sürüyorlardı…
Bir kere, iki kere değil, onlarca kez yazmışımdır belki salonun açıldığı 2014’ten bugüne kadar; ‘Bu kez her şey çok farklı. Haydi maça’ tarzında ama yüreklerin bir köşesinde saklı duran o eski küskünlüğün üzerine serilmiş tül perdeyi üstünden çekip almak bir türlü mümkün olmadı. Yeni bir oluşumla Nilüfer’de doğmaya başlayan göz kamaştırıcı güneşe öykünmek için hatırlattım mazinin derinliğinde kalmış o günleri…
Nilüfer’den yükselen güneşin öznesi olan Frutti Extra Bursaspor’a evrilmesini başka türlü anlatamazdım basketbolla yeni yeni tanışmaya başlayan kuşaklara.
Start alalı 5 hafta olmuş sezonun neredeyse bütün salonları an itibarıyla yarı yarıya boş kalırken, Nilüfer’in tam merkezinde her hafta çiçekler açıyor mis kokulu, taptaze…
Suyu çekilmiş kuyulara benzeyenlere nazire yaparcasına; Bursalı sporsever Frutti Extra Bursaspor aşkıyla son koltuğuna kadar doldurmaya başladılar salonu.
Bilet bulmak sorun oluyor, eşe dosta ricalarla, aracı koymalar bile başladı, böylesi bugüne kadar ne yaşandı, ne de görüldü.
Bir değil, iki değil üç maçtır ayni senaryo, ayni heyecan…
Sanırsınız NBA’den bir takım maç yapmaya gelmiş, ya da ne bileyim Eurolegue’in final four benzeri bir organizasyon var…
Olağanüstü günler yaşanıyor Nilüfer’de, ilgisi olmayanların bile şöyle bir uğrayıp bakmasında yarar var.
Futboldan evrilmiş yeni seyirci profilinin, Anadolu Efes maçının son dakikaları hariç, bugüne kadar öyle ahım şahım bir falsosu da görülmedi…
Biraz TOFAŞ maçında çizme aşılacak gibi olsa da anında özür dilendi…
Anadolu Efes’te Ergin Ataman’la, Krunoslav Simon yangına körükle gitmeseler; tertemiz başlayan bir maç, yine tertemiz bir şekilde bitecekti.
Topu topu 10 saniye bile sürmeyen ‘doping yapsana’ sloganıyla, diskalifiye edilen Simon’a fırlatılan talihsiz bir şişe, hepsi o kadar…
Bir daha olmayacaktır ben inanıyorum; Bursasporlu canı gibi sevdiği takımına zarar gelsin istemez, konulan tepkiye para cezası keserler, bundan sonra dikkatli olunmalı…
Oynanılan her maçta coşkuyla, heyecanın doruklarda gezindiği, adrenalinin tavan yaptığı böyle bir ikinci salon daha var mıdır Türkiye’de; ben hiç tahmin etmiyorum…
TOFAŞ’ın üzerinde yıllarca çalışarak, yaşama geçirdiği saha kenarına sıralanmış o lüks koltuklarda (Jack Nicholson koltukları) her kesimden insanla, elit tabakanın neredeyse maaile maça gelerek oturduklarını görünce; kendi payıma duyduğum mutluluk ikiye katlanıyor, inanamıyorum.
Ana sponsor Frutti Extra’nın patronları Ömer ve Levent Kızıl’la aile efradının kenarda yaşadıkları o heyecan yok mu; Jack Nicholson orada olsa inanın şaşkınlıktan dudakları uçuklar!
İşte budur basketbol, böyle bir sevgiyle ufak ufak sarar insanı, alışmaya görün bir daha da bırakılamaz.
Bu spor üzerine çok yazdım bugüne kadar, meslek yaşamım statlarla salonlarda geçti.
İlk günkü gibi iştahla gidiyor, ilk günkü heyecanımla izlemeye çalışıyorum maçları. Basketbol benim için yaşamımın bir parçası adeta.
Yeri gelince uyarı görevimi de yapıyorum.
Ayar çekmek haddime olmasa da bu spora yabancı seyirciyi kendi çapımda kurallarıyla ilgili bilgilendirme gibi bir misyon üstlendim, gittiği yere kadar devam edeceğim.
Geldiğimiz noktada koltuğunda adam gibi oturarak, adam gibi maç izleyen bir taraftar profili oluşmak üzere.
Küfür tribün repertuvarından iyice silinip; protestolar yeri ve zamanı gelince ve edebince yapılmaya başlandığında; takımına verdiği itici güçle Türkiye’de parmakla gösterilecektir Bursaspor taraftarı…
Çok çarpıcı bir gerçekle yüz yüzeyiz an itibarıyla…
Basketbol kamuoyunun 5 haftadır gündeminden inmeyen tek takımı gibi Frutti Extra Bursaspor…
Yorumcularla, yazarlar tribünlerin şovuyla, takımın saha içi performansını ballandıra ballandıra anlatıyorlar, ne büyük bir mutluluktur bu…
5 yıl önce çıkılan bu yolda emeği geçen bütün yönetici ve teknik kadrolarıyla, bugünün özerk şubesinin oluşumuna katkı koyan Sevgili Sezer Sezgin’le arkadaşlarını yürekten kutlarım en başta…
Ama en büyük teşekkürü de basketbolun sönmeye yüz tutmaya başlayan ateşini, üzerine döktükleri benzinle yeniden harlatan Uludağ İçecek patronları Ömer ve Levent Kızıl’la firma büyüklerine sunmak istiyorum…
TOFAŞ’la başlayan basketbol sürecinin Bursaspor’la özdeşleşmesine öykünme yapınca; asıl kahramanlarına sıra gelmedi.
Efes maçı değerlendirmesiyle; Allerik Freeman mucizesinin perde arkası için yarını bekleyin…
Sevgili Ömer Kızıl da hazırlansın, ondan da Bursasporlular adına bir ricada bulunacağım!..
Birde ribaund alacak 5 numara alabilsek o salon küçük kalır bize. Ancak eğer yapılmayacaksa bu kadroyla bile playoffu zorlarız. Belki de kalırız playofflara belli olmaz. Bence bu bile çok büyük bir başarı. Bu kadar az bütçeyle, kısa zamanda bunları başarmak kolay değil.
Yanlış bastım hocam
Valla Bursamızın son Efes maçını ben bile seyrettim.
Çok güzel ve heyecanlı geçen maçtaki taraftarımıza hayran kaldım.
Içimden geçen, niye futbolda da böle güzel ve saygılı seyircimiz yok açaba.
Örnek olmalı.
Devamlı izlerim artık, diye düşünüyorum!
Futbolla basketteki taraftarlarımız aynı taraftarlar..
BU LİGDE 2 TAKIMLA MÜCADELE VERMEK HER KENTİN YAPABİLECEĞİ BİR İŞ DEĞİLDİR…YILLARCA TOFAŞ I DESTEKLEDİK YİNE BAŞKA MAÇLARINDA DESTEKLERİZ DE AMA EN ÖNCE BİZ BURSASPOR LUYUZ
Sayın yazar dediğiniz gibi Bursa lı basketbol severlerin Tofaş SAS a kırgınlığı devam ediyor olabilir.
Bence esas kırgınlık tam da ülkeye Avrupa şampiyonluğu gelecekten hem de ardı ardına takımı ligden cekenlere.
Ne demişti David Rivers geldiğinde.
Ben gittiğim tüm takımları şampiyon yaptım sıra Tofaş ta.
Daha dün gibi aklımda.
Dediği gibi de oldu.
Kupa ve lig şampiyonlukları dan sonra sıra Avrupa şampiyonluğuna gelmişti.
İyi de gidiyorduk.
Olacak gibi görünüyordu.
Bir gün birden o hiç unutamayacağım iz haber geldi.
Duydum inanamadim.
Koç grubu takımı liglerden çekmişti.
Tam da Avrupa şampiyonluğu gelecekken.
Genel olarak Bursa halkının kırgınlığı bu yüzden.
Kendimizi yariyolda terkedilmiş hissettik yıllarca.
Burada bizlere düşen Tofaş ı bagrimiza basmaktir.
Ne diyoruz Azerbaycan ve Türkiye için.
Tek millet iki devlet.
Benim gönlümde de şöyledir.
Bir gönül iki takım……………
Bursaspor Basketbol ve Tofaş SAS
Böyle de devam edecektir.
Tüm basketbol severlere
Saygılarımla.
Ayrıca Tofaş SAS basketbol kulübünün bize yaşattığı şampiyonluklar,sevinçler ve mutluluklar nasıl unutulabilir ki.
Tüm Bursa olarak Bursaspor ve Tofaş SAS denildi mi sahaya ve salona kosmadik mi yıllarca.
tofaş kendi çalışanına bile parayla bilet veriyor.koç ve fiat in bir reklam aracıdır. tek destek bursaspor olmalıdır
Kesinlikle Sezer Sezgin ve ekibi en büyük alkışı hak ediyor. Kapanmak yerine, 2.ligde kendi yağı ile kavrulup, bugüne getirdiler. Durmazlar’ı da mutlaka anmak ve tebrik etmek lazım. Onlar olmasa bugünler zor olurdu. Yabancı sınırlaması olduğundan Yerli katkısını arttıracak 1-2 oyuncu alıp, rotasyonu 8-10’a çıkarmak lazım. Hedef Avrupa kupaları olmalı. Avrupa’da adını duyırmak isteyen Frutti Extra’dan biraz daha takviye lazım.
Sapla samanı karıştırmamak lazım. Bursaspor’u parkede destekleyen seyircinin çoğu futbol kulübüne ve armaya olan aidiyetle son iki yıldır salona gidip basketbol seyreden futbol seyircisi. Bu elbette iyi bir şey ama Bursaspor Basketbol bu ortamın oluşması için ekstra bir şey yapmadı. Ortam zaten vardı. Bursaspor’un basketbol kültürü eksik. Bunu oluşturmak lazım. Çocuklardan başlayarak bir sempati ortamı oluşturmak lazım. TOFAŞ’ın basketbol kültürü ve tecrübesi var ama kendilerinin “kitle takımı” olmak gibi bir niyetleri yok. Alt yapıdan oyuncu yetiştirip “salon takımı” olalım yeter düşüncesindeler. TOFAŞ tarihi şampiyonluk sonrası ligden çekildiğinde Bursa taraftarı ile arasına soğukluk katmış oldu. O yıllarda müthiş bir Basketbol coşkusu vardı Bursa’da. Çocuklar, gençler muazzam ilgi göstermişti. Liselerin basket takımları bile coşmuştu. Deyim yerindeyse herkeste bir hayal kırıklığı oldu ve bir daha da TOFAŞ’a olan o sempati geri gelmedi. Ligden çekilmeyip en başa dönmeselerdi. Hem Bursa kazanacaktı hem kendileri. Hal böyle olunca salonları büyük maçlar dışında hep boş kaldı. Yine de TOFAŞ Bursa için ayrı bir değer. Tecrübelerinden faydalanmak şart.
tofaş ta bizim takımımız onlarıda destekliyelim.dünyada bir ilk olsun.aynı seyirci kendi şehrinin iki takımını destekliyor olsun.Bursaya ve bursaspora kim yatırım yapıyorsa onları alkışlıyalım.Belki kimse sevmez ama basketbol takımını kuran Recep Bölükbaşıdır.geliştiren SAYIN SEZER SEZGİNDİR.olaki basketbol takımı bir kaç kaybederse,Yuhalamıyalım.hep destek verelim.Özellikle LEVENT KIZIL ailesini çağırıp yumruk Şov yaptıralım.KOÇ AİLESİNİDE ALKIŞLIYALIM.STADI onlar yaptı.spor görsellik ile güzeldir.buraya gelen rakip takımları maç başında alkışlıyalım.sonra tezahürat ile ezelim.Bursa seyircisi dünya,ya örnek olacak bir duruma gelmelidir.Holiganlık fayda vermez.Selim KURTULAN’ın fransa maçında tribünleri nasıl çoşturduğunu hatırlıyalım.sevgi ve saygılarımla,
Takımımız çok şükür kalbur üstü bir takım eğer hava bozulmazsa en azından orta sırılarda ligi bitiririz belkide play off neden olmasın lakin mutlaka takviye şart en azından oyuncularımızın oyun sürelerini 30 dk altına çekmeliyiz.
Bizim yorumlar artılar nereye gitti ne oldu acaba.
Cumhuriyet Bayramı tatili dolayısı ile kapalı mıyız.
Bu arada tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Bursa’daki basketbol geçmişi şimdiki kuşaklara bu kadar güzel anlatılabilinirdi. Yerel medyanın duayen basketbol eleştirmeni Engin Aksözün eleştirileri Bursaspor basketbol taraftarına, yöneticilerini takip.ederlerse çok şeyler katacaktır kalemine yüreğine sağlık Engin Aksöz
Takım da yabancı lar çok iyi ender ve İzzet de güzel ama yerli oyuncular in da katkı yaparsa oyuna çok daha güzel olur takım yabancı lar yoruluyor son periyotta o yüzden kaybettik Efes maçını oyuna katkı yapacak yedek oyuncu şart Efes rotasyon yaptı biz yapamadık orman maçı da öyle ama orada ilk yarı pek yorumladılar kendilerini soniki periyotta maçı aldik
Tofaş’ın o dönemde yaptığı ölürcesine seven birine ihanet edip terkeden sevgilinin yaptığı gibiydi.
Çok sevmiştik ve bize ihanet etti.
Hâlâ içim acır Tofaş’ın adını duyduğum zaman.
Kusura bakmayın.
Ben ölünceye kadar affetmeye eğim.
Biz iyi takımız, türkiye şampiyonu ve avrupa ikincisi efese karşı son dakikalara kadar kafa kafaya götürdüğümüz maçı kazanabilirdikte ama sezon sonunda ilk 8 e gireceğimize inanıyorum ve seneye avrupa kupalarına katılacağız inşallah bu hayal değil görünen köy klavuz istemez ben diğer takımlarıda seyrettim lig sonu en az en az 8-10 takımı geride bırakırız..
Spor salonuna mabed diyerek hangi kafayı yaşıyorsunuz acaba. Biz ibadeti camide yapıyoruz.