Sistem arızalı!
Şimdi kronolojik olarak bu söylediğimizin ne anlama geldiğini anlatmaya başlayalım…
Hamza Hamzaoğlu maça zorunluluk sebebiyle orta alanda Jorquera ile başladı ancak zihniyet tabii ki değişmemişti…
Haftalardır ‘Orta alanda 8 numaraya benzer bir şey olmalı’ derken bu oyun kurgusundan bahsetmiyorduk…
Gaziantepspor gibi hücum yapmasını dahi bilmeyen bir rakibe karşı hiçbir atak kaygısı olmadan maça başladı Bursaspor…
Savunmada alınan her top gelişi güzel ‘abanma’ tabir edilen teknikten uzak bir tarzla ileri atıldı ve o top sonunda bumeranga döndü…
Bu oyun zihniyetinde de Jorquera’nın yapabileceği bir şey yoktu, hatta Batalla’nın da…
İlk önce stoper orijinli Ertuğrul sakatlığı sebebiyle çıktı, yerine hücumu daha fazla düşünen Erdem oyuna girdi…
Ardından 31’inci dakikada savunma faciasıyla Gaziantep golü buldu…
Sonra bir baktık ki; Bursaspor esasında hücum yapabiliyormuş…
Golü yedikten sonra bir hücum, bir hücum, sanki Barcelona!
E tabii bu baskıya ve oyuna da 40’ta gol geldi…
Ve golün ardından Bursaspor yine Hamza Hamzaoğlu ayarlarına döndü yani savunmaya…
45’te de Türk futbolunun genel zihniyeti ortaya çıktı…
İkinci sıraya yükselmiş bir Bursaspor vardı sahada kötü de oynasa, golü de atmıştı, galip gelirse zirveye yürüyüşü devam edecekti…
Erdem Özgenç direkten dönen topu göğsüyle uzaklaştırdı, hakem Tolga Özkalfa 5 metre cepheden gördüğü pozisyonu, 50 metre cepheden gören 4. hakeme sordu ve verdi penaltıyı, bir de üzerine kırmızı kartını çıkardı utanmadan!
Direkten dönen topa penaltı vermek, üzerine de kırmızıyı çıkarmak da zihniyetin devamıydı…
İkinci devrede yine Hamza Hamzaoğlu aldı sazı eline…
10 kişi oynayan ve tek çıkış yolu kontratak olan takımı pivot forvetin tanımı Kubilay’a mahkum etti…
Bir de Del Valle’yi sağ beke çekerek akıl yüklü (!) bir hamle yaptı…
65’te akıl yüklü hamlesinden vazgeçip, Mert Örnek’i sağ bekte oynatmaya ancak karar verebilen Hamzaoğlu, 80’de de skor 3-1 olduğunda Sercan’ı sahaya sürmeyi düşünebildi…
Yanlışlar silsilesiyle geçti maç…
Hakim olamamaktan oyunu okuyamamaya, transfer stratejisizliğinden sistemsizliğe ve hatta futbolu yönetenlerin niyetine kadar hepsi vardı bu maçta…
Türk futbolunu bir bilgisayar olarak görürsek her gün aynı şey yazıyor: System failure (sistem arızalı)!
Yakında yazacak da belli: System crashed (sistem çöktü).
Tolgay Ataokay
