Şampiyonluğa sayılı günler kaldı!

Bursaspor’da futbol şubesinin can çekiştiği bir süreçte, lokomotif branşlardan basketbolun Süper Lig yarışında neredeyse yolu yarılaması camia adına ne yaman bir tezat değil mi?

Futbolu; yönetimi, taraftarı, medyası, kent elitleriyle tahammül sınırlarımızı zorlayarak kümede bırakabilirsek eğer, abartmıyorum bu kadarı bile, kulübün son yıllardaki en büyük sportif başarısı olarak tarihe geçecektir!..

Şampiyonluk günlerinden, ‘Acaba başımıza bir hal gelecek mi?’ye indirgenmek, kuşkusuz tam bir yönetim fiyaskosudur; kusur, kabahat aramak için başka adreslere gitmeye hiç gerek yok!

Ayni çatının iki farklı şubesinden birisi kendi liginin zirvesinde bayrağını dalgalandırırken, diğerinin ‘yandım Allah’ deyip, canının derdine düşmesi, sadece ve sadece yönetim biçimlerinin bir sonucudur.

Futbola egemen olan beceriksizliğin katlanarak artmasını ibretle izlerken, basketbolu adam gibi yöneten üç adamın başarısını da imrenerek takip ediyoruz!..

                                                                    XXX

Futbolun başındakiler bu işi bilmiyor.

Bilmedikleri gibi yanlışlarından da ders çıkartmıyorlar…

Basketbolun direksiyonundakilere bakarak ders alsalar diyeceğim ama maça bile gelmeye tenezzül etmeyenlere neyi anlatacaksınız ki?

Yönetim performanslarının iki farklı kulvarda yarışan kulübü rezil etmeyi sürdürdüğü bu süreci hayırlısıyla atlatabilirsek eğer; önümüzdeki kongre camia için bir ‘milat’ olmalıdır.

Aynı başkanın ortak yönetiminde ortaya çıkan bu garabetin bir daha yaşanmaması adına, en doğru isimlerle yola devam etmemiz gerekiyor!..

Ağzı laf yapanı değil, iş bitireni seçmek iyice önem kazanmış durumda.

Futbolu yönetirken, amatör branşları; özellikle basketbolu ihmal etmeyecek akil adamların oluşturacağı konsensüsle Bursaspor’un rotasını yeniden belirlemeliyiz.

Yapılacak şey; futbol adına karamsarlığın tavan yaptığı şu günlerde, sorumluları ne kadar içimize sinmese de 11 maçlığına sineye çekerek, ortak bir dayanışmayla kümede kalabilmeyi başarabilmektir.

Bunu yaparken; tepkide sınırlı, protestoda duyarlı, skorları kabullenmede hoşgörülü olmaya çalışalım…

Sonrasında hesaplaşma adına uzun günler olacaktır önümüzde, yeter ki gemiyi salimen karaya çıkartalım…

xxx

İşini iyi bilen üç insan; yönetici Sezer Sezgin, menajer Nedim Yücel’le antrenör Arda Vekiloğlu’nun taraftardan aldıkları güçle; toplam değeri sadece 3 milyon 200 bin TL olan bir kadroyu Süper Lig katarına dahil etmesine fazla bir şey kalmadı.

Neler söylenmedi ki onlar için sezon başında!..

Sezer Sezgin‘in yöneticiliği, Nedim‘in menajerliğiyle, Arda’nın antrenörlüğü tartışılsa da takım an itibarıyla TBL’nin ilk sırasında ve şampiyonluk için geriye saymaya başladı.

Haberi olmayanlar için söyleyelim, şube diğer kulüpler kadar mali sıkıntılar yaşasa da bunu hiç dert etmeden profesyonelce hareket etmesini bildi.

Biri, iki aylık gecikmeleri pekâlâ isteseler idman protestosuyla kamuoyuna duyurabilecekken, ‘kol kırılır, yen içinde kalır‘ diyerek sineye çekmeleri güzel bir jestti.

Hepsi iyi birer profesyonel olan oyuncu kadrosu da parkeye çıkınca, gereğini yerine getirerek Bursaspor’un basketbolda hatırı sayılır bir marka haline dönüşmesine önemli katkıda bulundular.

Şube yarın Bursa’da Artvin Belediye, sonra sırasıyla Düzce Belediye ile (D) yine iç sahada en yakın takipçisi OGM Ormanspor buluşmalarını kayıpsız atlatabilirse ‘şampiyo…‘ demeye çok yaklaşacak.

Hatta takipçilerinin alacağı sonuçlara bağlı olarak, iki yenilgiye kadar opsiyon bile söz konusu olabilecek.

Yüzüp yüzüp kuyruğuna getirilen bir maratonda; seyirci faktörü de iyice önem kazanmış durumda.

Bursaspor sevdalılarının, yarın akşamki maç dâhil, üç kritik sınavda verecekleri tribün desteğinin, oyuncular için büyük moral olacağını söylemeye bilmem gerek var mıdır?

Mutat uyarılarımızı yineleyerek yazımızı noktalayalım…

Büyük Bursaspor taraftarı!

Küfür etme, ettirme…
Parkeye yabancı madde atma, attırma…

Takımına sonuna kadar destek var…

Basketbolda ‘o sene, bu sene’ demeye sayılı günler kaldı…