Nice senelere BURSASPORUM

Nice senelere BURSASPORUM:

Aşktır BURSASPOR dediler sorduklarım. Düşündüm elbette aşktır da sadece aşk mıdır? Başka duygular barındırmaz mı hiç içinde? Barındırır bana göre. Çok şey barındırır hem de.

Mesela emektir BURSASPOR. Fabrikada çalışan bir işçinin elindeki nasır alnındaki terdir. Tophane sırtlarında yapılan bir pankarttır. Kar yağdığında sahaya girip kar küremektir. Maç öncesinde bir besteyi saatlerce denemektir maçta söylenemeyeceğini bilsen bile.

Aidiyettir BURSASPOR. Deplasman da tanıştığın biriyle atkı değiştirirken yeşil beyaza son kez bakar gibi bakmaktır. Kimse görmesin diye aceleyle montunun cebine sokmaktır aldığın atkıyı. O stadı evin bilmektir. Ayak bileklerine kadar gelirken tuvaletlerindeki pis su gocunmadan girmektir. Olsun bir şey olmaz demektir.

Sahiplenmedir. Aldırmadan yediğin coplara kardeşini polisin elinden almaktır. Başkaları şampiyonluk kutlarken heykeldeki yeşil beyaz formalardır. Biber gazları ağlatmışken ananı yaşlı bir teyzenin balkondan sarkıttığı poşetteki sudur, limondur. Veya alışkanlıktır. Şehrinde başka takımın formalarını gördüğün günün ertesinde formanla çıkmaktır dışarı inadına. Yerel basından bir gazete geçince eline en arka sayfasını açmaktır önce.

Bir vücuttur BURSASPOR. Ömer’in kafasındaki bandajdır. Eser’in kırılan ayağı, İbrahim’in burnudur. Ersel’in çıktığında maç içinde yerine taktığı omzudur.

Cefadır, vefadır BURSASPOR. Macun Köy diye bir stad olduğunu bilmektir. Camları kırılmış bir otobüste yolculuk edip zatürre olmaktır. Ali Tandoğan diye bağırmaktır başka takımda olduğunu bilerek. Boş mukavelelere atılan imzalardır. Şükrü Şankaya’nın, Orhan Özselek’in mezarına giden kupadır. Mehmet Özman’ın sesini hala radyoda duymaktır.

Koca bir camiadır BURSASPOR. Arkadaşlıktır, kardeşliktir. Tanımadığın insanlarla omuz omuza haykırmaktır aşkını. Sınıf ayrımı gözetmeksizin boyundaki yeşil beyaz atkıdır. Beraber söylenen bestelerin ana fikridir BURSASPOR.

Yılın 12 ayı, ayın her günü, günün her saatidir BURSASPOR. Anneler gününde anne, babalar gününde babadır. 14 Şubatta ellerdeki güldür.

Deplasmandır BURSASPOR. Otobüsü şaranpolde durdurup aşağıya işemektir. Bir sigarayı üç kişi dönmektir yeri geldiğinde. Bölüşmektir simidini yanındakiyle. Başka şehirlerin tabelalarına TEKSAS yazmaktır. Polis üstünü ararken gülmektir nispet yaparcasına. Onbinler seni ıslıklarken sana küfür ederken orda olduğunu hissettirmek için ses tellerin kopuncaya kadar bağırmaktır. Dışarıda ne olacağını düşünmektir daha içerdeyken. Bir mevzu olduğunda koşmaktır abinin ardından. Ardından gelen kardeşini kollamaktır. Dönüş yolunda da vardır BURSASPOR. Kimi zaman sevinçle söylenen marşlar kimi zaman kafanı cama yaslayıp düşünmektir sevdiklerini. Eve geldiğinde de bitmez. Annenin sesin açılsın diye yaptığı bir ıhlamurdur. Onca yorgunluktan sonra çekeceğin uzun süreli uykudaki rüyadır.

İnattır BURSASPOR. Meydan okumadır. 17 ye karşı tek olsa da dik duruştur. Şerefsizliğin yağmur olup yağdığı bu ligde ıslanmadan kuru kalmaktır.

Gözyaşıdır BURSASPOR. Abdül abinin mezarı başında ağlamaktır. 2010 da sevinçten ağlamaktır.

Bekleyiştir. Saatler gibi gelen dakikalık bekleyiştir. Ceza evi kapılarında sevdiklerini bekleyiştir. Tam 47 yıl o anı bekleyiştir. Baş kaldırıdır BURSASPOR. Arkadaşların sorduğunda bu sene şampiyon kim olur diye senelerdir değiştirmeden aynı cevabı vermektir. İstanbul’a karşı ANADOLU demektir.

Tokattır BURSASPOR. Kadıköy de Ozan’ın, İnönü de Zapo’nun attığı tokattır. Boğazda ki bayrağı görünce her İstanbullunun yüzünde hissettiği tokattır.

Büyüklüktür BURSASPOR. Seni küçümseyerek siz kaç kere şampiyon oldunuz bak bizde 3 tane yıldız var diyenlere armadaki ay yıldızı göstermektir.

Geri dönüştür Kadıköy de, İnönü de. Ömrü billah dönemezler artık ikinci ligden denilirken dönüp şampiyon olmaktır. Okuldan kaçarak Ajax maçına gitmiş bir çocuğun heyecanıdır. Vahit’in Dunde’e attığı o şahane goldür. Mususi’nin timsah yürüyüşüdür. İmparatorun frikikleridir. Sedat 3’ün kolundaki pazubanttır. Olimpiyatta 32.000, İzmir de 17.000, Yalova da iskelede gecenin 2sinde 2500 kişidir. Ivan Ergıc’in Manchester maçında okullara dağıttırdığı biletlerdir.

Bursadır BURSASPOR. Muradiye de fırından çıkmış sıcak ekmek kokusu, Yıldırım da bir evin bacasından tüten soba dumanı, Altıparmakta bir arabanın farı, kapalı çarşıda tavla oynayan esnafın elindeki zardır. Mahfel de oturup içilen bir çay, Mudanya da yenilen bir balık, Gemlikten alınan bir teneke zeytin, Arapşükrü de bitmiş bir kadehtir. Vakıf köydeki alt yapı topçusunun hayalleridir.

Sebeptir çoğu zaman. Boş derste BURSASPOR arması çizilen defterlerin bitmesine sebeptir. Benim oğlum büyüyünce doktor olacak mühendis olacak diyen babaların toto gibi karneyi gördüklerinde üzüntülerine sebeptir. Bir kalbe iki sevda fazla diyip terk edilen genç kızların üzüntülerinin sebebidir. Bir genç kızın hayallerini karartacak kadar gaddar, tek suçu onu sevmek olan insanların gençliğini çalacak kadar acımasızdır.

Kimi zaman hayal kırıklıklarıdır Trabzon da Ankara da Sakarya da. Ama SAĞLAM’ dır BURSASPOR. Sırtını Uludağ’a yaslar. Sonsuzluktur. Sonu yoktur. 1 Haziran 1963 te kurulmuştur. O günden bu güne bu şehirde geçen zamandır. 50 yaşındadır. Ha devrildi ha devrilecek diyenlere inat devrilmeyecek yaşayacaktır.

Yarım asırlık bir çınardır BURSASPOR. Kocaman bir çınar. Kökleri onun için atan yüreklere tutunmuştur. Dalları dünyayı saracaktır. Nice senelere BURSASPORUM. Allah senin sevgini kalbimizden eksik etmesin…

 

Dilhan Ocakbaşı

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu