Haydi Timsah Arena’ya

sevgili eser, bana saygı duyduğuna inandığım insanlarla görüş ayrılığına düşmek tabi ki çok üzücü. ancak bu konuda sana katılmıyorum.
yazmasam bu kez vicdanen rahatsız oluyorum.

öncelikle hangi sebepten olursa olsun başakşehiri sevmek ya da adamlara saygı duymak zorunda değilsin.
ama bu onların doğru işler yaptığı, şampiyonluğu analarının ak sütü gibi hak ettiği, ve daha uzun yıllar zirve yarışı içinde olacakları gerçeğini değiştirmez.
çünkü şu an adamlar süper ligin tek kurumsal futbol kulübü.
sevsek de, sevmesek de. kabul etsek de, etmesek de.

artık para oraya akacak. lig şampiyonluğu, şampiyonlar ligi, ayak bastısı, reklam ve sponsorluk gelirleri, kılı, yünü yaklaşık 50 milyon Euro.
bizim tüm borçlarımızı bir kalemde silecek rakam.

yaptıkları tek şey, doğru plan-proje, biraz sabır, ve sonucunda yakalanan yönetim-teknik adam-kadro istikrarı.
peki biz ne yapmışız?
son beş senede, 4 başkan. 11 teknik adam. 70-80 futbolcu değiştirmişiz. tabi sonucunda 550 milyon borç. ülke ve dünya futbolunda böyle bir realite, böyle bir iddia ve başarı hikayesi yok.

aslında başta tanınmış pek çok bursalı spor yazarı da senin gibi düşünüyor. ne yazık ki kulübün düştüğü bu durum bu tür yanlış düşüncelerle bire bir alakalı.
ben bunların tv programlarına attığım tivitlerle eleştirilerimi yapıyorum. bana gülüyorlardı.
her defasında da ”göreceğiz senin başakşehirini 2-3 maç sonra!” dediler.
oysa benim tek bir takımım vardı o da Bursaspor.
oysa ben sadece futbolu ve olası yaşanacakları önceden yorumluyordum.
ve maalesef zaman beni haklı çıkardı…

kusura bakma ve hoşça kal kardeşim.