Dördüncü aranıyor!

Bursaspor, eline geçirdiği fikstür avantajını lehine çevirerek yükselişe geçebileceği bir maçı, ne yazık ki puansız kapattı. Halbuki maç öncesi tüm şartlar ev sahibi takım lehineydi. Zirvedeki takımlardan alınan puanlar ve diri oyun, herkesi umutlandırmıştı. Ankaraspor’a göre daha teknik bir kapasiteye sahip Bursaspor’un önüne çıkabilecek en büyük engel saha ve hava şartlarının kötüleşmesiydi ve ne yazık ki maç saatine yakın başlayan yağış, zemini oldukça ağırlaştırmıştı. Üzerine bir de Enver C. Şahin’in sakatlanarak oyundan çıkışı eklenince, fiziğe dayalı bir oyun gözüktü ufukta.

İkinci yarı tam da böyle bir oyuna sahne oldu. Hamle gücü olmayan Bursaspor, sonlara doğru ayakta kalan Ankaraspor’u seyretmek durumunda kaldı. Kalecimizin biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunu yazmıştım önceki yazıda. Nitekim üç kişinin paylaşmaya çalıştığı bir anda, Deniz boşa çıkınca gol geldi. İlk yarıda ve ikinci yarının belirli bölümlerinde kaçırılan goller atılsa, Deniz’in hatası önemsiz kalırdı ama öyle olmadı. Lige çok iyi başlayan Canberk neden düşünülmüyor bilemiyorum. Eğer bir sakatlığı yoksa, iyi bir alternatif.

Enver C. Şahin’in yokluğunda Hasan Ayaroğlu ağırlığını koymaya çalıştı ama Enver’in adam eksiltme gücü ve kıvraklığı Hasan’da yok maalesef. Her maçın kendi hikâyesi vardır; bu maçın hikayesi, meteorolojik şanssızlık, sakatlıklar ve 12. adamın olmayışıydı.

Klasik olacak ama önümüzdeki maçlara bakacağız artık. Tarsus, Bayburt ve Sivas takımları küme düştüler diyebiliriz. Matematiksel olmasalar da mantık olarak küme düştüler. Bu üçlüye bir dördüncü aranıyor. Nazilli, Menemen, Bursa (maalesef ki), Batman ve İnegöl, adaylar arasında. Hiçbir lig, hiçbir turnuva, rehavet kabul etmez.

Bu lig de öyle. Önümüzdeki maçlar, küme düşmesi mantık kurallarında gerçekleşmiş olan Tarsus ve Bayburt takımları ile olacak ve çok değerli 6 puanı içeren maçlar bunlar. Ancak oynanmamış maçın garantisi de yok.

İnegöl’deki “derbi maça” çok daha rahat çıkabilmemiz için bu iki haftayı kayıpsız geçmemiz şart.