Büyükşehir’in eli Bursaspor’a değince…

Burada virgül koyup, bir durum saptaması yapalım…

İsim sponsorunu bile, ilk maçının arifesinde bulan, transferlerini kuşa dönen bütçesi nedeniyle istediği verimlilikte gerçekleştiremeyen Bursaspor’un yeniden ayağa kalkıp yürümesinde Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün katkısı çok büyük.

Yeşil beyazlı takımın ismini, profesyonel bağlamda mücadele ettiği branşların ulusal ve uluslararası maçlarında (bayan basketbol, bayan voleybol, bayan masa tenisi vb) kullanmak isteyen Büyükşehir’in kulübe eşik atlatacak bu jesti, Bursaspor Yönetimi tarafından kabul görmemişti.

Bursa BŞB’nin bayan basketbol, voleybol ve masa tenisi takımlarının maçlarında ‘Bursaspor’ markasını ön plana çıkartacak talebinin kulüple camiaya yapacağı inanılmaz katkı gün gibi ortadayken, sporun ‘s’nden anlamayan bazı yöneticilerin muhalefet etmesiyle tarihi bir fırsat kaçırılmış oldu.

Yapılacak iş birliğiyle bayan voleybol, basketboluyla, masa tenisinin oyuncular başta olmak üzere bütün masrafları Bursa BŞB Spor Kulübü tarafından karşılanacak, böylece ‘Bursaspor’imajı, parkeler aracılığıyla Avrupa’ya tanıtılmış olacaktı.

Aradan bir süre geçince; Bursaspor’un kadın voleybol takımının kulüp olanaklarıyla yaşatılamayacağı gerçeği ortaya çıktı.Bütçe küçülünce; önce mevcut kadroda yer alan oyuncular kendi başlarının çaresine bakıp, başka kulüplere gitti, kapasitesi sınırlı yeni transferlerle de olsa olsa düşmemeye oynanırdı.

Şartların iyice köşeye sıkıştırdığı şubeye, yaşanan tüm olumsuzluklara karşın kayıtsız kalmayan Bursa BŞB Spor Kulübü’nün, kendi kadrosu içinde değerlendiremeyeceğiNikalina, Nuran ve Yaren’i beş kuruş para talep etmeden kiralık olarak Bursaspor’da oynamaya ikna etmesi, dirilişe atılan ilk adım gibiydi. Hemen sonrasında ikinci hamle geldi. A Takım’ın Brezilyalı antrenörü Angelo Vercesi’nin Belaruslu eşi Vera Klimovich’in rica karşılığında yeşil beyazlı formaya hediye edilmesi, yaşama dönüş operasyonuna konulan son nokta oldu.

‘Gökte ararken yerde bulunan’ 4 oyuncu, Pursaklar Voleybolönündeki performanslarıyla sınıfı geçerken, sıra takımı olmaya aday Bursaspor’un adeta sınıf atlamasını sağladı.

Maça gelecek olursak;

Büyükşehir Belediyespor kadrosundaki arz fazlası yabancılar nedeniyle bugüne kadar kendini pek gösteremeyen Azeri Nikalina Bursaspor formasıyla çıktığı ilk maçta şov yaparken,Yaren Hatipoğlu’yla Nuran İnce için maç; oynama şansı bulunca neler yapacaklarını test etmelerini sağladı.

Ortadan hücumu; bu bölgede oynatacak birisini bulamadığı için neredeyse yıllardır hücum portföyüne sokamayan Filenin Sultanları, Belaruslu Vera’yla önemli bir hücum silahına kavuştu.

İstediği pasları alınca 3 numaradan her topu öldürebilecek kalitedeki Vera, yanı sıra yüksek blok performansıyla da Timsah’ın file üstü savunmasında anahtar oyuncu kimliğinde.

Kenardan gelip, skora ve savunmaya katkı yapacak alternatif oyuncu azlığı takımın en önemli handikabı gibi göründü. Çifte lisansla oynatılan Nuran’la Yaren’in de Büyükşehir’in maçları başlayınca kendi takımlarına dönecek olmaları, Emin İmen adına kapıda bekleyen bir başka tehlike.

Kentin spordaki en önemli markasına; aidiyet duygusuyla hareket ederek yardım eli uzatan Bursa BŞB, voleybola verdiği bu destekle alicenaplığını göstermiş oldu.

Voleybol Şubesi’nin Genel Koordinatörü Ersin Yılmaz’la, kulüp başkanvekili İlhan Satık’ın bu iş birliğine verdikleri katkı da çok büyük.

Genç pasör İrem Özgür iyi niyetine karşın, hücumda oldukça potansiyelli görünen kadroyu yönlendirebilecek kalibrede bir oyuncu değil. Pas tercihleri standardın altında, smaçör seçimlerini de iyi yapamadığında, takım hücum anlamında aksamaya başlıyor. Bu saatten sonra daha iyi birisi bulunur mu; biraz zor görünse de iddialı olabilmek için daha kreatif bir pasöre kesinlikle ihtiyaç var.

Bursaspor aşığı eski yönetici Halil Özyürek şubeye isim sponsoru olarak kulübünü ne kadar sevdiğini bir kez daha gösterdi.

Meblağ küçük olsa da yaptığı büyük bir jesttir. Bacak bacak üstüne atıp, Bursaspor’u uzaktan seven yüzlerce firma Halil Özyürek kadar katkı koyabilse, kadınlar şimdi Sultanlar Ligi’nde oynuyor olacaktı!

Şortlarla çoraplara da ismini yazdıracak birkaç gönüllü çıkarsa; bu kulüpte voleybolun sırtı bir daha yere gelmez.

Sevgili Halil Özyürek’e bir spor yazarı ve voleybolsever olarak teşekkür ediyorum.