Atanın da, oynatanın da, tutanın da yok

Bursaspor tarafında değişen bir şey yok.

Rakip kim ve ne durumda olursa olsun yeşil-beyazlılarda kötü gidiş devam ediyor.

Saha içinde ve dışında yapılanları gördükçe taraftarın sinir katsayısı da giderek artıyor.

Açıkçası takımın başına geldiğinde ümitlerimin çok fazla olduğu Tamer Tuna bizleri şaşırtmaya devam ediyor.

Futbol muhakkak ki 11 kişi ile oynanan bir takım oyunu, lakin bazı mevkilerdeki kalite olmazsa olmazdır. Onlardan en önemli üç mevkii kaleci, oyunu kuran ve yönlendiren merkez orta saha ile pozisyonları gole çevirme becerisi olan bir santrfor.

KALEDE SORUN VAR!

Bursaspor’da her üç bölgede de ciddi sıkıntılar halen devam ediyor.

Tuzlaspor maçında 45 metreden gol yiyen Erhan, bu sefer de 30-35 metreden gelen topu içeri almayı başardı. Zaten haftalardır kaleyi bulan hemen hemen tüm zor topların hepsini buyur eden bir konu mankeni konumunda. Tamer Hoca’nın Erhan konusunda ısrarını anlamakta inanın zorlanıyorum. Demek ki Bursaspor’un 2. ve 3. kalecisi çok çok kötü ki, halen kalede kendini kaleci sanan bir adamı oynatıyoruz.

POZİSYON ÜRETEMİYOR!

Orta sahada ise Bruno sonrası tam bir kaos yaşanıyor. İsmail ve Burak tüm iyi niyetlerine rağmen topu orta alandan hücum bölgesine taşıma konusunda oldukça etkisizler. Evet, belki her ikisi de rakipten top kapma konusunda iyiler lakin kazandıkları 10 toptan 9’unu rakibe verdikten sonra bu yaptıkları iyi işin de bir anlamı yok.

Bruno’nun sakatlanması sonrasında Bursaspor’da rakibi eksilten, araya ve dikine top atabilen oyuncu eksikliği hemen her maç kendini gösteriyor. Hele ki geriye düştüğümüz maç ve dakikalarda, topun arkasına geçen rakipler karşısında pozisyon üretmek neredeyse imkânsız. Zaten bunu geçen hafta Tuzlaspor, bu hafta da 2-1 geriye düştükten sonra A. Gücü karşılaşmalarında gördük.

Bu anlamda Bruno’ya en yakın oyuncu konumunda Tuğbey’i söyleyebiliriz lakin o da hem fiziksel açıdan çok yetersiz, hem de o yükü sırtlayacak tecrübeye sahip değil. İleride kısmen top tutabilme becerisine sahip diğer oyuncumuz ise Namıq Alaskarov. Lakin o da son maçlarda adeta dökülüyor. Ve özellikle ikinci yarılarda oyundan düşüyor.

DEĞİŞİKLİKLERİ YANLIŞTI

Ama yine de Tamer Tuna’nın 1-0 önde iken orta sahada sınırlı da olsa top tutabilen iki oyuncusu Tuğbey ve Alaskarov’u çıkarıp, yerlerine gücü olmayan ve savunmaya yardımı sevmeyen Bifouma ve Hasan Ayaroğlu tercihleri tam bir faciaydı.

Evet, bu oyunculardan Namıq Alaskarov fiziksel olarak oyundan düştü lakin Tuğbey’in çıkması hataydı. İlla çıkacaksa da yerine girecek adamın yine top tutma becerisi olan Vefa Temel olması gerekiyordu.

Keza attığı gol dışında sahada gözükmeyen Erdem Uğurlu’nun 90 dakika sahada kalmasına da anlam veremedim. Aynı şekilde 60’dan sonra hiçbir olumlu hareket yapamayan Pedro’nun da…

FUTBOL İÇİN 5 ÇÖZÜM NOKTASI

Çözüm mü?
– Tamer Hoca’nın artık saha içine ciddi bir şekilde, zamanında ve doğru müdahale etmesi. Zaten onun için burada ve onun için para alıyor.

Zira 7 maçta alınan 1 galibiyet iyi bir performans değil.
– Bruno ve Enver Cenk Şahin’in en kısa zamanda ve iyi bir şekilde sahalara dönmesi. Keza Bifouma’nın da en kısa sürede fiziksel açıdan

90 dakikayı çıkarabilecek noktaya ulaşması.
– Kalede korkuluk değil, bir kalecinin olması.
– Sağ bekte Mert Yılmaz denilen ama o bölgedeki rakip tüm oyunculara eşlik eden oyuncunun yerine savunma yapmayı bilen bir oyuncu monte edilmesi.
– Hücum hattında ise Pedro’nun düştüğü bölümlerde Eren’e de daha fazla şans verilebilmesi gerekiyor.