Altyapının önemi!

Bu maçın ardından bu sezon altyapından oyuncu oynatma sürelerinde lider olan Bursaspor ile hemen ardında yer alan Karadeniz ekibinin kadrosundaki oyuncular karşılaştırıldı.

Karşılaşmanın ardından genel kanı Trabzonspor’un Türkiye’de altyapısıyla örnek gösterilen Bursaspor’u kaliteli genç oyuncuları ile geçtiği yönündeydi.
Trabzonspor, bu sezon altyapıdan 11 oyuncuya forma verdi; ayrıca Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, altyapı koordinatörü Hamit Cihan ile yaptığı son toplantıda, yaz kampına 12 yeni genç istedi yani bir başka değişle takımın iskeletinin yerli ve kendi öz evlatlarından oluşmasını hedefliyorlardı.

Bursaspor içinse bu hedef ıskalanmış gözüküyor.

Trabzonspor’da umudun adı: Şehrin Kendi Çocukları.

Bursaspor’la oynadıkları maç sonu Trabzonlu oyuncuların röportajına bakar mısınız? Sarmaş dolaş bir ekip, her maçtan sonra birbirine sarılan sahiplenen ve birbirinin yükselmesinden içerlemeyen bir birliktelik. Trabzonspor gençleri hem kendi kültürüyle yoğururken bir yandan da inanarak sahaya sürüyor. Bordo-mavililer altyapı oyuncularının gol attığı maçlarda tam 13 puan topladı.

O yüzden bizim son yıllarda hala sanki fabrikaymış muamelesi yapılan alt yârimizin düşüşü kesinlikle ortada, altyapı başarısı aldığın kupalar değildir, üst yapıya kaç oyuncu verdiğindir. Bu sebeple altyapı şampiyonu ne Altınordu ne Bursaspor ‘dur.
Ülkemizde en büyük problem altyapı
Genel olarak baktığımızda ligimizde oynamakta olan birçok Türk futbolcu Almanya’da futbol eğitimi almış oyuncular. Açıkça görülmekte ki kendi oyuncularımızı yetiştirmekte büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Burada akıllara şu soru geliyor; kendi oyuncularımızı yetiştirmekte neden bu kadar başarısızız? Yıllarca Türk futboluna yıldızlar armağan eden Bursaspor altyapısı ne oldu da duraklama devrine geçti.

Sadece Türkiye’de değil Avrupa’da Bursaspor dendiğinde kazanılan şampiyonlukla beraber akla gelen en önemli yapı kesinlikle Altyapı.
Bursaspor bundan 4-5 sene evveline kadar Bursa’nın en ücra köşelerini araştıran İznik’ten, Mudanya’ya kadar kendi oyuncularını arayan yetişmediği yerde o yaş grubunun en iyisini şehir dışından bulup takıma monte eden, ayrıca bünyesindeki altyapı sporcularının gelişimine katkı koyan bir yapıdaydı.
İbrahim Yazıcı döneminin en önemli özelliği Başkan Yazıcı’nın yönetim kurulunda görev verdiği isimlere kendi branşında özgürlükler tanımasıydı.

Yazıcı döneminin Altyapıdan Sorumlu Yöneticisi Necmettin Kocaman dönemimde her kulübün 1 jenerasyon yakaladığında kendini şanslı saydığı süreçte 2 önemli jenerasyon yetişmediydi.

1.jenerasyon Okan Kocuk, Ozan Tufan, Furkan Soyalp ,Tahacan Velioğlu gibi üst liglere önemli oyuncular kazandırmış 1994 jenerasyonu oldu.

2.kusak jenerasyon ise aslında uzun yıllardır en coşkulu gelen jenerasyon yani 96-97 jenerasyonuydu. Kimdi bu isimler Avrupa’da forma giyen Enes Ünal, Batuhan Altıntaş, Mehmet Zeki Çelik, Bursaspor Takım kaptanı Ertugrul Ersoy, kaleci Muhammed Şengezer, Oğulcan Çağlayan ile şuan potansiyelinin üzerine çıkması beklenen Emirhan Aydoğan, Rüştü Hanlı ve Furkan Emre Ünver

Bursaspor Altyapısının altın çağını yaşatan isim olan Necmettin Kocaman’a bu durumu sorduğumuzda ise cevabı şöyle oldu “Rahmetli Başkanımız İbrahim Yazıcı bizlere yetkiyi verir isleyiş esnasında müdahil olmaz, sonuç odaklı olup sezon bittiğinde direkt rapor alırdı.

Başarı ve başarısızlık kriterini sezon sonuna saklar, değerlendirmeyi o zaman yapardı. Bu bakış açısının bizlere verdiği güvenle altyapı adına araştırmaktan ve gelişmekten hiç bir endişe duymaksızın çalıştık.
Antrenörlerime hiçbir zaman maç sonrası aradığımda skoru sormadım, “hangi evladımız iyi oynadı” diye sordum. Bunun sonucunda hem sporcu yetiştiren hem de kupalar kazanan bir yapı oluşturmuş olduk.

Sonuç olarak gençlerimizin hepsiyle gurur duyuyorum benim 2 evladım var ama diğer taraftan Bursaspor altyapısından yetişmiş onlarca evladım var. Hepsini gerek A Milli Takım formasıyla gerekse Bursaspor kaptanlık bandıyla stadyumda görünce inanılmaz duygulanıyor ve kurtuluşun kesinlikle Dortmund ve Benfica yapıları gibi altyapıda olduğuna inanıyorum.”