Akıllar nerede?
Elbette Kups maçı ölçü olamazdı, ancak 6-0′lık o maçtaki takımla Kayseri’deki takımın aynı olmadığı ortada.
Sahada geçen seneki Bursaspor’la, çok kaliteli bir kadro kurmuş yepyeni Kayseri’nin mücadelesini izlerken, hele ki ilk yarının ikinci bölümü ve ikinci yarının neredeyse tamamında, ‘iyi ki sarı kırmızılı ekiple ilk biz oynamışız’ demeden edemedim.
Çünkü ev sahibi takım, birkaç hafta sonra çok takımı canından bezdirir.
Bursaspor’da isim isim irdelemek yerine genel fotoğrafa baktığımızda; Kadir Has Stadı’ndaki 11, Lig TV reklamındakinin tam tersi ne yaptığını pek bilmiyordu aslında.
Kanatlar çalışmazsa, orta alan pas yapacağına paspas olduysa, muhteşem ikili Batalla-Pinto ‘Suskunlar’dan rol çaldıysa bu tablo normal…
Scott Carson, çok kritik anlarda yaptığı kurtarışlarla takımını sırtlayan isim olurken, cansiperane oynayan Serdar Aziz de bu kötü oynayan takımın öne çıkan bir diğer ismiydi.
Kafaca hâlâ iki kulvarı kaldıramıyor gibiyiz. Akıllar Twente maçında, ayaklar Kayseri’de olunca memnun kalmadığımız bir futbol izledik.
Bu takıma transfer gerekiyor cümlesini kullanmak istemiyorum. Çünkü ‘Aaaa gerçekten mi?” diye kinayeli bir cevap alacağımı hissediyorum.
Görünen köy kılavuz istemez, illa ki istiyorsanız dünkü maçı oturup bir kez daha izleyin, size yardımcı olur…
Artık görüntü ortada.
Düzeltecek olanlar da Özlüce’deki yönetim binasında… Ve tabii biraz da sahada…
Yine de çok zor bir deplasmandan son 10 dakikasını 10 kişi oynayıp 3 puanı almak ve lige galibiyetle başlamak diye bir gerçek var.
Bunu da iyi algılayıp, hakkını vermek gerek…
Özge Yetişmişoğlu
Kent Gazetesi
