Yönettiğiniz kulübün farkına varın
İlk yarı nihayet sona erdi… Transferi ve yönetebilmeyi beceremeyen, üzerine eleştiriyi kaldıramayan yönetim, (Batalla krizinden artık bahsetmiyorum bile sadece Havuzlu Park’tan yararlanamamaları ve elden çıkarmaları bile iş bilmezliklerini görmeleri için yeterli) Gereğinden fazla profesyonel olan (!) bir ekip, Sıkıcı futbol, Ne istediğini bilmeyen bir teknik adam, Karar verme mekanizması olmayan bir futbolcu topluluğuyla devre geldi… Bakalım ikinci yarıya Bursaspor nasıl bir başlangıç yapacak? Gelelim Gaziantepspor maçına… Bursaspor rakibi karşısında baskı kurdu, şanssızdı da… Öldürücü darbeyi vuracağı sırada kenardan bir destek bekledi… Ancak kenarda skordan mutlu bir Alman vardı… Karşılaşma sonrasında ‘iyi oynadık ve 1 puanı almayı hak ettik’ sözü bile Bursaspor gibi bir kulüpte teknik adamı uyarmak için yeterli… Bu söz 2003-2004 sezonunda bile söylenseydi taraftar teknik direktörün istifasını isterdi… Hem de Gaziantepspor deplasmanının ardından… Daum oynanan futboldan, alınan sonuçlardan ve 1 puandan çok memnun… 2 puan kaybedildiğini değil 1 puan kazanıldığını düşünen bir zihniyet Bursaspor’da ne kadar başarılı olabilir? Ya da Başkan Erkan Körüstan ve yönetim kurulu üyeleri bu tarzı içlerine sindirebiliyor mu? Ama Daum’a imza töreninde Bursaspor’u seçtiği için teşekkür edenlerin, bunu da sindirmesi çok normal! Bu şehrin futbolseveri, kazandığı ancak savunma oynanan maçtan sonra tepki gösterir, yenildiği ancak hücum oynanan karşılaşmanın ardından futbolcuları tribüne çağırır… Umarım sezon arasıyla birlikte mahalle takımı değil, Türkiye’de şampiyon olmuş 5 takımdan birisini yönettiğinizin farkına varırsınız ve bu düşünceyi Daum’un da beynine kazırsınız…
Tolgay Ataokay / Bursa Hakimiyet