Suskunlar topluluğu tiyatrosu

Başlıktaki topluluk ne TFF ne de onların atadığı sistem adamı hakemler. Bunlar Bursaspor yönetimidir. Bu topluluk, hala inatla ve ısrarla o koltukları haksızca işgal edenlerdir. Hala inatla ve ısrarla bu taraftarla dalga geçercesine şike zanlılarının yanında saf tutanlardır. Hala inatla ve ısrarla 2004’ün bizim için ne demek olduğunu anlamamakta direnenlerdir.  

Dün gece Beşiktaş maçından sonra bu hezeyan ve ruh çöküntüsünü bana (aslında taraftara demeliyim) yaşatan Bursaspor yönetimi tez elden İ-S-T-İ-F-A   E-T-M-E-L-İ-D-İ-R. Tekrar yazıyorum:  İ-S-T-İ-F-A   E-T-M-E-L-İ-D-İ-R. İstifa kelimesi neden bu kadar size uzak? Maç 1-0 lehimizdeyken “o mükemmel yabancı diliyle” şak diye küfrü hemen anlayan hakem, onu ateşleyen “ne olduğunu bir kez daha gösteren” Egemen ve bu iki şıracının şahidi bozacı olarak yayıncı kuruluş ve simsar yorumcuları, maçın gidişatının nasıl da değiştirilebileceğinin “en güzel” örneğini bize gösterdiler. Bugüne dek bu kadar basitçe kırmızı kartla oyundan atılan bir İstanbul üçüzü oyuncusu anımsayamıyorum, anımsayan varsa beri gelsin.   Geçen sezon ikinci yarı özellikle Eskişehir maçıyla başlayan önümüzün kesilmesi olayı bugün de devam ediyor. Bursaspor yönetimi o günlerde ne yaptıysa bugün de aynısını yapıyor: SADECE SUSUYOR. ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR. Aslında bununla da yetinmiyor, şike zanlılarının yanında tereddütsüz saf tutuyor. Özellikle geçtiğimiz günlerde şikeden küme düşürülmemesi için imza veren, şikecileri hiç düşünmeden destekleyen Bursaspor yönetimi, gözümüzün içine baka baka yapıyor bunu. Sonra da taraftardan özveri bekliyor, bilet ve kombine alınsın diyor, forma satışı istiyor.   Ben enayi değilim arkadaş! Hem beni ve benim temsil ettiğim temiz geçmişi sat hem de kendini şikecilere teslim et. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi taraftara yüklenmeye devam et. Kusura bakma artık yönetim, bu kirli ilişkileri kabul etmiyoruz. Bizi o pis işlere karıştırmayın. En önemlisi, Bursasporlu’luğun gereğini yapmayacaksanız Bursaspor’umuzun üstünden elinizi artık çekin.   7 Mayıs’taki olaylardan sonra tutuklanan ve aylarca tutuklu kalan taraftara sırtını dönen, yakınlarının masumane bir basın açıklamasına bile Özlüce’yi kapatarak tahammül edemeyen, ruhunu şikeci düzene ve paranın saltanatına teslim eden Bursaspor yönetimi artık miadını doldurmuştur. 5 Aralık 2010’da İnönü’de satırlanan, adaleti bir türlü göremeyen taraftarımız için 224 Bursa ve Bursaspor Gönüllüleri Derneği’nden arkadaşlarımızla yürüttüğümüz hukuk mücadelesinde taraf ve destek olmayan da bu yönetimdir. Hiç mi Fenerbahçe camiasından örnek almadınız ey yönetim, oysa onlara olan hayranlığınızı her yerde belli etmiştiniz, keşke hukuk mücadelelerini de örnek alsaydınız.   Dün gece saatler süren yağmura rağmen stadyumu doldurduk. Üzerimdeki forma sırılsıklam oldu ve üstümde kurudu. Tezahürattan sesim kısıldı. Ertesi gün (bugün) sabah erkenden işlerim olmasına rağmen armaya olan sevdamı koydum ortaya, tıpkı 25 bin güzel insan gibi, hepsinin de yaşadığı buydu. Ve dün gece maçın katledilmesini canlı izledik. Ve bugün yine tepkisiz ve sessiz yöneticilerin vurdumduymaz demeçlerini okuduk. Artık yeter. Kombinemi ve formamı kulübe yolluyorum. Yayıncı kuruluştan da maçları izlemeyeceğim, zira TFF’nin “tiyatro seyircisi gibi futbol seyircisi yapacağız” şeklinde tarif ettiği sorgulamaktan yoksun, tepki vermekten aciz mal bir tipleme de olmayacağım. Tepkimi bu şekilde ortaya koyuyorum ve bu yazıyı okuyan herkesi de Bursaspor yönetimine gereken tepkiyi vermeye çağırıyorum. Susmayalım artık, sustukça bu suskunlar topluluğu tiyatrosu ve “tiyatro sever” TFF daha çok üstümüze gelecek. Bu kez temiz futbol için, umutlarımızın çalınmasına engel olmak için, Bursaspor’umuz için, arma sevdamız için

 

ARTIK SUSMAYIN,

 

TEPKİSİZ KALMAYIN.  

Serkan SILACI

224Bursa

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu