Söyleyin kimde var böyle taraftar?
Kaleci Harun Tekin… Henüz 24 yaşında… Çok heyecanlı, çünkü 3 ay sonra erkek babası olacak… Haziranda kucaklarına almayı bekledikleri minik yavruya “Yağız” ismini koymayı düşünüyorlar… Aslen İzmirli ama 3 yılda Bursalı olmuş adeta… O kadar kibar konuşuyor ki, üzerinden beyefendilik akıyor… Şehri, takımı ve tabi ki tribünleri çok seviyor. En büyük hedefi Bursaspor’un kalesini yıllarca korumak… Onu biraz daha yakından tanımak, yeşil beyaz forma altındaki hedeflerine, tribünlere olan hayranlığına tanık olmak istiyorsanız, bu söyleyişi keyifle okuyacaksınız…
Harun bize biraz kariyerinden bahseder misin?
1989 doğumluyum. İzmirliyim… Futbola Menemen Belediyespor’da başladım. 2002 yılına kadar altyapıda oynadım ve ardından Güngören Belediyespor’a transfer oldum. 3 sezon orada oynadıktan sonra Bursaspor’a transfer oldum.
Bursaspor’a geliş hikayeni kısaca anlatır mısın?
Daha önceden beni izlediklerini duyuyordum. Bir kupa maçı denk geldi o dönemde. 1-0 mağlup olmuştuk, o maçtan sonra daha da netlik kazandığını öğrendim menajerimden sonra da transferim gerçekleşti.
Neler hissettin peki?
Çok heyecanlandım. O sezon şampiyon olmuştu Bursaspor. Kendimle çok büyük gurur duymuştum. Sonuçta şampiyon bir takıma gelecektim. Hem heyecanlanmıştım hem gururlanmıştım.
Neden kaleci olmayı seçtin?
Mahallede de hep futbol oynarken kaleye geçerdim. Özel bir nedeni yok. O zaman kaleciliğe özeniyordum. Belki de kaleci olmak için yaratıldım.
İdolün kim?
O zamanlar idolüm Taffarel’di. Küçüklük zamanımda hep onu örnek alırdım. Şu anda dünyada çok iyi kaleciler var. Mesela Petr Cech, Casillas diyebilirim. Onları hayranlıkla takip ediyorum.
Bursaspor taraftarının karşısında oynamak nasıl bir duygu?
Çok heyecan ve gurur verici bir duygu. Çok iyi bir atmosfere ve çok iyi bir taraftar grubuna sahibiz. Sahaya çıktığımda tüylerim diken diken oluyor diyebilirim.
Unutamadığın en önemli anlardan bahseder misin?
Güngören’de Bank Asya şampiyonu olduğumuz o seneyi unutamam. Sürpriz bir şekilde şampiyon olmuştuk çünkü. Ama Bursaspor’da da unutamadığım çok anım var. En önemlisi de ilk Şampiyonlar Ligi maçımız. Statta ilk o müzik çaldığında hissettiklerimi kelimelerle anlatamam.
Carson ile diyaloğun nasıl?
Çok iyi anlaşıyoruz. Hem saha içinde, hem de saha dışında… Aramızda şakalaşmalar oluyor. Yarı Türkçe yarı İngilizce anlaşıyoruz. Anlaşamadığımız yerde tercümanlar devreye giriyor. Hiçbir sıkıntımız yok. Her şey çok güzel… Carson çok tecrübeli bir kaleci. İngiltere Milli Takımı’nın formasını giymiş. Premier Lig’de 250-300 civarı maçı var. Çok deneyimli. Örnek aldığım yönleri var. Çabukluğu, atikliği… Ondan öğrendiğim şeyler oluyor.
Kazanılan maçlarda ön plana hep gol atan futbolcular çıkar. Kalecilerin kurtardıkları biraz geri planda kalır. Bir kaleci olarak bunu nasıl değerlendiriyorsun?
Kalecilik aslında psikolojik olarak da diğer oyunculara göre çok zor bir mevkidir. Kolay gözükür ama öyle değil. Forvet kaçırır kaçırır, sonra gelir bir gol atar, kaçırdıkları unutulur. Ama kaleci maçta müthiş kurtarışlar yapar, gider bir talihsiz gol yer kurtardıkları unutulur. Biraz psikolojisi farklı kaleciğinin. Zor bu yönden işimiz.
Bursaspor’daki hedeflerin neler?
En büyük hedefim Bursaspor’un vazgeçilmezi olmak. Uzun yıllar bu formayı giymek istiyorum. İnşallah bu nasip olur.
Türk futbolundaki gerçekleri de göz önüne aldığımız zaman 2. şampiyonluğa inanıyor musun?
Dediğiniz gibi, Türk futbolunda başka gerçekler var maalesef. Bu etkenlerin ortadan kalkması gerekiyor. Bu engeller olduğu sürece şampiyonluk zor gözüküyor. Ama Türk futbolunun önü açılırsa, biz şampiyonluk değil şampiyonluklar yaşarız. Hatta bizim gibi başka Anadolu kulüpleri bile bu mutluluğu yaşayabilir.
Bilinç altındaki “Ne kadar mücadele edersek edelim birileri o engeli koyacak, başarımız engellenecek” düşüncesi motivasyon kaybına sebep oluyor mu peki?
Her türlü zorluğa karşı o engeller de aşılabilir, ama tabi ki çok zor. Çünkü ortada emek var. Bu emek engellendiği zaman ilerleme şansınız kalmıyor. Keşke futbol sadece saha içinde kalsa… Saha dışı etkenler futbola bulaşmasa…
Bursaspor taraftarı sana çok güveniyor ve seni daha çok sahada görmek istiyor. Bu seni nasıl etkiliyor?
Sosyal medyayı pek takip edemiyorum ama etrafımdan duyuyorum. Çok güzel düşünceleri var. Beni çok mutlu ediyor bunlar. Benim sorumluluklarım da artıyor böyle olunca. Hatta ikinci kaleci olduktan sonra bu sene daha da arttı. Ama bu güven beni kamçılıyor diyebilirim. Sorumluluklarımın farkındayım ve bilsinler ki onlara layık olabilmek için, bu güveni boşa çıkarmamak için çok fazla çalışıyorum. Tabi ki ben de daha çok oynamak istiyorum.
Türkiye’de yerli kaleciye güven var mı sence?
Aslında pek güven yok gibi ama son yıllarda bu düşünce yapısı biraz daha aşılmaya başlandı. Çok olmasa da yine Türk kaleciler var görev yapan. Takımların genç ve yerli kalecilere daha çok şans tanıması, güven duyması gerekiyor. Yabancı kalecilere gösterilen tolerans yerli kalecilere de sağlanmalı diye düşünüyorum. Bu Türk futbolunun geleceği için de çok önemli.
Takımda kimlerle iyi anlaşıyorsun?
Herkesle çok iyi anlaşıyorum ama tabi ki daha çok kalecilerle… Carson’la, Bekir’le, Sercan’la… Hepsi çok iyi insanlar. Çok iyi dostuz hem saha içinde, hem saha dışında diyebilirim.
Süper Lig’de en başarılı bulduğun kaleciler kimler?
Trabzospor’un kalecisi Onur’u çok başarılı buluyorum. Yabancı olarak Carson ve Muslera’yı sayabilirim. Bir de Orduspor’un kalecisi Fornezzi’yi beğeniyorum.
Eksilerin ve artılarını sorsam neler söylersin?
Artılarım; özgüvenim çok yüksektir. Kendime güvenen bir insanım. Heyecanlı bir yapım olmama rağmen maç esnasında sıfır heyecan ve full konsantre ile oynarım. Rahatımdır yani… Özeleştiri yapmam gerekirse, genelde insanlar fazla konuşmadığımdan şikayetçi. Maç içinde konuşurum ama idmanda pek sesim çıkmıyor. Sanırım bunu aşmam gerek. Maç ve antrenman konsantrasyonları farklıdır. Benim idmanlardaki sessizliğimi aşmam gerekiyor. Buna daha çok dikkat ediyorum.
Ertuğrul Sağlam ile uzun dönem çalıştın. Şimdi Hikmet Karaman’la birlikte çalışıyorsun. Bu değişiklik nasıl yansıdı?
Uzun zaman Ertuğrul Hoca ile çalıştık. Çok güzel günler yaşadık ve unutulmaz şeyler paylaştık. Gidişinden sonra tabi ki herkeste bir motivasyon sıkıntısı yaşandı. Ama profesyonel insanlarız. Ardından Hikmet Hocamız geldi. Konsantremiz arttı ve daha hırslı oynamaya başladık. Bu sezon ilk kez üst üste maç kazandık. Bu sonuçlara da yansıdı.
Sezon sonunda Bursaspor’u ligin neresinde görüyorsun?
Eğer Fenerbahçe maçını kazansaydık ilk iki içinde bitirme yüzdemiz çok fazlaydı. Yine şansımız var matematiksel olarak. Ancak ben sezonu 3. sırada bitireceğimizi düşünüyorum. Hedefimiz de zaten bu.
Trabzonspor maçı için neler söyleyeceksin?
Fenerbahçe maçını kaybettik, tek hedefimiz sahamızdaki Trabzonspor maçını kazanarak hem puan kaybını telafi etmek, hem de taraftarlarımızı mutlu etmek. Kazanmak zorundayız. Bunun bilincindeyiz. Hedefimiz zirve kovalamaksa bu maç hedef maçlardan biri çünkü.
Kendini maçlara nasıl motive ediyorsun?
Kamp günü gece yattığımda sürekli maçı düşünürüm. Maçtan önce ailem ve eşimle mutlaka telefonda görüşürüm. Benim için rakip fark etmez. Biriyle oynadığında 5 biriyle oynadığında 2 puan almıyorsun. Hepsinin sonucu 3 puan. Bizim için her maç aynı değerde.
Taraftarlara bir mesaj vermek ister misin?
Taraftarımız bizim en büyük şansımız. Bir futbolcu böyle müthiş atmosferi kolay kolay her yerde bulamaz. Böyle tribün gücü, böyle coşkulu taraftar topluluğu kaç kulüpte var? Söyleyebileceğim tek şey bizi yalnız bırakmasınlar. Çünkü biz onlarla birlikteyken daha çok motive oluyoruz. Onların desteği olmazsa her şey yarım kalıyor. Biz de onlara layık olacağız. Çünkü tribünler boş kaldığı zaman yüzde yüz motivasyon sorunu yaşıyoruz. Ama stadı dolu gördüğümüz zaman tüylerimiz diken diken sahaya çıkıyoruz. Bunu bütün takım arkadaşlarım, ağabeylerim söylüyor. Daha otobüsle stada gelirken etrafa bakıyoruz. Az seyirci varsa tribünlerin dolu olmayacağını anlıyoruz. Ama büyük bir kalabalık varsa otobüsten inmeden hepimizi heyecan sarıyor. Trabzonspor maçında tribünlerin full olacağına inanıyorum. Onların desteğiyle inşallah bu maçı kazanırız.
ÖZGE YETİŞMİŞOĞLU / Havadis 16