Sivok “Timsah Arena inanılmaz!”

Tomas Sivok…

Sessiz, sakin yapısı, baştan aşağı tecrübe fışkıran futbolu, sürekli başarı isteyen bir karakteri var…

Bursaspor’a transferi gündeme geldiğinde herkes ona “Bursaspor mu? Deli misin? Bursaspor ile Beşiktaş arasındaki gerginliği bilmiyor musun?” demiş…

“Açıkçası ilk başlarda biraz korku vardı” diyor Tomas… “Beni nasıl karşılayacaklarını bilmiyordum çünkü” diye de ekliyor.

Ancak stada çıktığı ilk maçta tribünlerden isminin haykırılmasının tüm korkularının yersiz olduğunu gösterdiğini söylüyor…

“İşte o an taraftarın haykırışı beni başarı için daha da iştahlandırdı” ifadelerini kullanıyor.

Bursa’da çok mutlu…

Taraftarımızdan ise sabırlı olmalarını ve takıma güvenmelerini istiyor…

Tecrübeli savunma oyuncumuz Tomas Sivok ile futbol ve Bursaspor üzerine yaptığımız bu söyleşide onu daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız…

Yıllardır Türkiye’de futbol oynadığın için seni zaten yakından tanıyoruz. Ama bir de Tomas Sivok’un futbol hikayesini senden dinlemek isteriz…

Futbola 4 yaşında başladım çünkü ağabeyim de futbol oynuyordu. Futbolla beraber tenis de oynuyordum. 10 yaşına geldiğimde bir seçim yapmam gerekiyordu. Çünkü hem futbola. hem tenise hem de okula devam ediyordum. Ben de futbolu seçmek istediğimi söyledim. Babam ilk başlarda biraz kızdı çünkü teniste daha fazla potansiyel görüyordu. Ben futbolu köyde oynuyordum. Yaklaşım 5 bin kişilik bir köydü. Ama daha büyük bir yerde oynamak istedim. Amcam Budějovice’ta yaşıyordu. Onun yanına yolladılar. Orada bir takımda deneye maçına çıktım. O maçı 6-1 kazandık. Ben de 3 gol attım.

 

Hangi mevkide oynadın o maçta?

Başlarda forvet oynuyordum ama seviye arttıkça biraz daha geriye gittim ve en son defansta kaldım (gülüyor). Daha sonra denemede iyi bir iş çıkarınca Budějovice’ta amcamla beraber yaşayabileceğimi söylediler. Ben de oradan devam ettim. Daha sonra Sparta Prag’a transfer oldum oradan da Udinese’ye geçtim. Ancak orada birileriyle sıkıntı yaşadım, bunu çok fazla konuşmak istemiyorum. Çek Cumhuriyeti Milli Takım antrenörü beni aradı ve “Eğer takımda oynamazsan Euro 2008’de de oynayamazsın” dedi. Bu sefer 4 aylığına yeniden Sparta Prag’a kiralandım. Euro 2008 bittiğinde de Beşiktaş beni transfer etti.

Kariyerine baktığımızda istikrarlı bir grafik görüyoruz. Bunu nasıl tanımlarsın?

Bazı oyuncular değişim yapmayı sever. Sürekli değişikliklerden hoşlanırlar. Ben onu çok sevmiyorum. Ben bir takıma gittiğimde kendi mevkiimi oluşturup sağlamlaştırmayı seviyorum. Örneğin Sparta Prag’a gittiğimde başlarda bunu yapmak benim için hiç de kolay değildi. Çünkü 17-18 yaşlarındaydım. Ama 21 yaşına geldiğimde Sparta Prag tarihinin en genç kaptanı olmuştum. Daha sonra Beşiktaş’ta da yine bunu yapmak kolay değildi. Ama orada da uzun süre kaldım. Yine kaptan oldum. Başlarda orada da çok fazla negatif şeyler vardı. Stres altındaydım ama bunu bir şekilde yoluna koydum.

Kariyerinde kırılma noktaları var mı? Mesela Udinese forması giydiğin dönemde Milan’a transfer olacakken yaşadığın ciddi sakatlık gibi…

Bunu daha çok Tanrı’nın kararı olarak görüyorum. Evet Milan’a transferim gerçekleşemedi ama daha sonra buraya geldim. Burada da başarılı oldum. Şuna inanıyorum ki, çok iyi çalışırsanız, inanırsanız ve hedefleriniz olursa sonunda iyi bir yere gelirsiniz. Sonuçta Türkiye’de evlendim, çocuklarım burada doğdu. Şuanda da Tanrı’nın bana bu kararı aldırmasından dolayı son derece mutluyum.

Gelelim Bursaspor’a transferine… Bize o süreci anlatır mısın?

Geçen sezon, zannedersem mart ayında benimle iletişime geçmişti Bursaspor… Ben de Beşiktaş’taki süremin bittiğinin biraz farkındaydım. Bursaspor’a gideceğimi söylediğimde herkes “Bursaspor mu? Deli misin sen? Bursaspor ile Beşiktaş’ın arasındaki düşmanlığı bilmiyor musun?” dedi. Ben de onlara, “Benim için sorun yok. Çünkü benim taraftarlara yaptığım kötü bir şey olmadı. Hiçbir zaman Bursaspor ve taraftarıyla sorunum olmadı. Daha önce de Beşiktaş’tan Bursaspor’a giden çok fazla insan var. Ertuğrul Sağlam, Zapatocny, Ali Tandoğan gibi… Burada başarı yakaladılar. Herhangi bir olumsuz durum da olmadı” dedim. O yüzden hiçbir sorun görmedim ben buraya gelirken. Geldiğimde de gayet mutluydum. Çünkü Bursaspor Türkiye’deki en iyi ilk 5 takımdan biri… Çok büyük bir tarihi var, çok büyük bir taraftarı var… Aynı zamanda buraya geldiğimde ne tesislerde, ne antrenman sahalarında Beşiktaş ile arasında bir fark göremedim. Her şey mükemmel… Stat da aynı şekilde… Yeni bir stadımız olacak. O nedenle burada mutluyum. Tabi ki zor zamanlar geçiriyoruz şuanda. Benim için de takım için de zor… Ama mutluyum Bursaspor’da olmaktan…

 

Bursa ve Bursaspor zaten tanıdığın bildiğin bir şehir ve kulüp ama bu kez rakip futbolcu olarak değil ev sahibi olarak buradasın. Ev sahibi olarak nasıl bir şehir ve kulüple karşılaştın?

Daha önce de arkadaşlarımla konuşurken onlar da söylüyordu Bursa’nın yeşil bir şehir olduğunu, çok fazla stresin olmadığını, trafiğin daha az olduğunu… Buraya Beşiktaş ile deplasmana geldiğimde de görüyordum çok fazla olmasa da… Ama benim için burasının ideal bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ben İstanbul’da da öyle çok dışarı çıkmayı, restoranlara, diskolara gitmeyi seven bir insan değildim. Daha çok kahvemi alıp evde ailemle birlikte vakit geçirmeyi seviyorum. Aynı zamanda burada hem dağ, hem de deniz var… Şehrin çok fazla imkanı var. O yüzden bu şehirde olmaktan çok mutluyum.

Bursasporlu taraftarlar senin transferinden son derece memnuniyet duydu. Fakat sosyal medyada adına açılmış sahte bir hesap ile ilgili sıkıntı olmuştu hatırlarsan. Daha sonra bununla ilgili bir açıklama yapmak zorunda kalmıştın… Bu konuda söylemek istediğin şeyler var mı?

Benim Facebook, Twitter, Instagram hesaplarım yok… Menajerim beni aradı ve “Bir şeyler yazmışsın –Bursaspor’a gitmek istemiyorum- gibisinden” dedi. Ben de çok şaşırdım çünkü hiç birini kullanmıyorum. Sahte bir hesap açılmış. Benim olmadığımı söyledim. “Gelmek istemiyorsam zaten gelmem. Bunu sosyal medyadan söylemem” dedim.  Ama şunu söyleyeyim ki gerçekten başlarda bir korkum vardı. Doğruyu söylemek gerekirse herkeste başta bir korku oluyor. Beşiktaş’tan Bursaspor’a geldiğiniz için, daha önce yaşanan gerginliklerden dolayı. “Beni nasıl karşılayacaklar, kabul edecekler mi?” diye… Ama daha sonra stadyuma çıktığımda, ismimi haykırırken duydum onları. Bu da benim başarı için daha fazla iştahlı olmamı sağladı…

Bursaspor’a ‘evet’ demende ne gibi faktörler etkili oldu?

Öncelikle Türkiye’de kalmak istiyordum. Çünkü başka bir ülkeye gittiğinizde orada kimse sizi tanımayabilir. Burada beni çoğu teknik direktör, çoğu oyuncu tanıyor. Bunun etkisi vardı. Daha sonra dediğim gibi benimle çok hızlı bir şekilde temasa geçti Bursaspor… Ben de tatilde beklemeyi sevmem. Kafam rahat olsun isterim. Bursaspor geçen sene çok iyi bir futbol ortaya koydu. Onun da etkisi oldu. Aynı zamanda çok iyi tarihi olan takım. Tüm bu etkenler evet dememi zaten kolaylaştırdı.

Sezona istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık. Daha sonra toparlanma sürecine girdik ama halen istikrarı yakalamış değiliz. Sen bunu nasıl değerlendiriyorsun?

Öncelikle herkes tabi ki farklı sorunlar görüyor o yüzden bunu söylemek kolay değil. Şunu söyleyebilirim ki bu takıma çok fazla oyuncu geldi. Örneğim Süper Kupa maçı oynadık ondan sonra bir çok transfer oldu. Daha sonra ligin 3. haftasına kadar yeni transfer oldu. Takıma 15 yeni isim katıldı. Takımı böyle oluşturmak çok zor. Hepsinin değişik mantalite ve oyun tarzları var. İki ay içinde bir takım haline gelmek kolay değil. Bu yolu da hala tamamlayamadık. Bence herkes sabırlı olmalı ve takımın başarılı olmasını beklemeli. Şuna inanıyorum eğer çalışırsanız başarı gelecektir. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum.

Takımın savunma bloğundaki isimlere baktığımızda herkesin parmakla gösterdiği bir defansa sahibiz. Futbol bir takım oyunu ancak bu kadar sağlam bir defansa sahip olmamıza rağmen şanssız gollerle çok fazla puan kaybı yaşadık. Bunun sebepleri neler sana göre?

Bu soruyu kariyerim boyunca bana sordular. Beşiktaş’ta da, Sparta Prag’da da… Defansı 4’lük blok olarak tanımlamamak gerek aslında. Çünkü defans takımla birlikte yapılan bir şey, aynı zamanda hücum da öyle… Defansta iki üç oyuncu bile defans yapmazsa, önümüzdeki oyuncular örneğin bunu iyi yapamazsa, yanımızda Terry ya da Pique ile de oynasanız aynı sorunu yaşarsınız. Serdar bence şuan en iyi Türk defans oyuncusu. Hatta kariyerimde birlikte oynadığım en büyük ve potansiyelli oyuncu… Ama bütün takımın bunu yapması lazım. Mesela Mourinho bir örnek verdi. Dedi ki, “Eden Hazard savunmada iyi oynamazsa bütün takımın savunması çökmüş gibi olur.” Hazard’ın nerede oynadığını biliyorsunuz. O hücum oyuncusu. O yüzden benim için futbol bir takım oyunu.

Bir Beşiktaş maçı oynadık ve belki de sezonun en iyi futbolunu ortaya koyduk. Ancak benzer üretkenliği örneğin Akhisar maçında gösteremedik ve şaşırtıcı bir yenilgi ile döndük. Bu git-gellerin nedeni ne?

Mesela Şampiyonlar Ligi’nde Manchester United ile oynadığın zaman o stat, oradaki ortam ve gece maçı havası değişik bir atmosfer oluşturuyor. Öyle durumlarda tek bir motivasyona ihtiyacınız yok. Ben Beşiktaş’ta oynarken de Galatasaray ile, Fenerbahçe ile, Bursaspor ile karşılaştığımızda ekstra motivasyona ihtiyaç duymuyordum. Akhisar’a gittik, maçı öğlen oynadık. Neredeyse yeni uyandık diyebileceğimiz bir saatte maç başladı. Saha çok kötüydü. Çok fazla taraftar yoktu. Orada istediğimiz motivasyonu yakalayamadık. Tabu bunları bahane olarak söylemiyorum. Çünkü herkes için koşullar aynı. Biz profesyoneliz bu tarz motivasyonlara ihtiyacımız olmamalı. Bunlar da bir futbolcu için önemli. Biz de şunu yapmalıyız, bazı takımlar Şampiyonlar Ligi’nde maç oynuyor hafta içi… Hafta sonu çok daha değişik bir atmosferde küçük bir takıma karşı, taraftar olmadan o maçı da kötü de oynasalar bir şekilde kazanıyorlar. Biz de bence bu seviyeye gelmeliyiz. Kötü oynadığımız ya da yeterli motivasyonun olmadığı maçları da 3 puanla tamamlamalıyız.

Bugüne kadar oynadığın takımlara ve sezonlara baktığımızda defansta en iyi partnerin kimdi?

Öncelikle en çok bana bir şeyler öğreten Tomas Repka’ydı… Sparta Prag’da birlikteydik. Onun dışında Beşiktaş’ta Egemen ve Bursaspor’da Serdar Aziz…

2009-2010 sezonunda Bursaspor’un şampiyonluğuna yerinde şahitlik eden bir futbolcuydun. Beşiktaş ile oynadığımız son maçta sen de rakip takımın formasını giyiyordun. O günü ve Bursaspor’un şampiyonluğunu nasıl değerlendiriyorsun?

O sezon çok iyi bir sezon geçirmiyorduk. Yanılmıyorsam 4b bitirmiştik. Bursaspor da çok iyi gidiyordu. Dürüst olalım ki hiç kimse o sezon Bursaspor’un şampiyon olmasını beklemiyordu. Hatta son maç bile… Biz Bursaspor ile oynuyorduk, Fenerbahçe de Trabzonspor ile İstanbul’da oynuyordu. İki takım şampiyonluk için yarışıyordu. Buraya geldiğimizde şunu söyleyebilirim ki zaten kafamızda yenik olarak sahaya çıkmıştık. Stat tıklım tıklım doluydu. Bizim için gerçekten zordu. Bursaspor’un şampiyonluğunu görünce kıskanmıştım açıkçası… Çünkü her zaman başarının içinde olmak istiyorum. İnönü’deki 3-2’lik maçı da çok net hatırlıyorum. Zapatocny gol atmıştı. Zaten o hep öyledir, gittiği takımlarda, eski takımlarına hep gol atar (gülüyor). Kısacası çok iyi bir sezon geçirdi o yıl Bursaspor ve çok büyük bir iş başardı. Biz maç bittiği gibi soyunma odasına koşmuştuk. Hem rakip takım olarak oradayız, hem de taraftarlar maçtan sonra mutlu mu olacak, kızgın mı onu bilemiyorduk. Diğer maç henüz sonuçlanmamıştı çünkü… O yüzden maç sonrasında orada yaşananları görmedik. Sonrasında TV’den görebilmiştim.

Bir önceki sayımızda vatandaşın Tomas Necid ile röportaj yapmıştık ve o söyleşide senden çokça bahsetmişti. Senin varlığının onun buraya adaptasyonunu hızlandırdığını söylemişti. Necid’e seni sormuştuk, sana da Necid’i soralım?

Onun hakkında iyi şeyler konuşacağım. CSKA Moskova’dayken Avrupa’nın en büyük yeteneklerinden biriydi. Bana bir fotoğraf gösterdiler. CSKA Moskova-Beşiktaş maçından. Karşılıklı mücadele ediyorduk. İşte yine Tanrı’nın kararı… İki kez çapraz bağlardan operasyon geçirdi. O sakatlıklar onu biraz yavaşlattı. Ama baktığınız zaman o sakatlık onu insani olarak geliştirdi. Çünkü önceden acının ne demek olduğunu bilmiyordu. Şu anda işleri çok daha geniş perspektiften görebiliyor. Bursaspor için çok iyi bir transfer oldu. Herkes de bunun farkında zaten. Sadece 9 şutta 7 golü var. Biz çok fazla şans bulamayan bir takım olmamıza rağmen çok fazla gol attı. Şuanda yaşı genç ve Çek Cumhuriyeti’nin birinci forveti. Bursaspor için çok iyi bir transfer olduğunu görecek.

Takımda arkadaşlık ortamı nasıl genel olarak?

Şaşırdım açıkçası hiç antrenmanda kavga olmuyor (gülüyor). Şaka bir yana çok iyi karakterler var takımda. Tabi ki bazen itişme, kakışma tarzında şeyler olabiliyor. Çünkü herkesin kendine has bir egosu var ve herkes başarılı olmak istiyor. Onun dışında her şey gayet iyi…

Futboldan arta kalan zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?

Ben sıkıcı bir insanım (gülüyor). Genelde futboldan arta kalan zamanlarda Bursa’dayım. İstanbul’a da gidiyorum çünkü ailem orada. Bursa’da tam zamanlı İngilizce eğitim veren okul yoktu. O yüzden onlar orada. İstanbul’a gittiğimde ailemle vakit geçiriyorum. Çünkü hepsinin hobileri var. Oğlum buz hokeyi ile ilgileniyor, kızım buz balesi yapıyor. Bursa’dayken de Aziz’le, Necid’le, Stoch’la bir yerlere gidiyoruz kahve içiyoruz.

Türkiye’de yaşamak artık senin için bir Türk vatandaşı kadar kolay ve rahattır sanıyorum. Türkçen ne seviyede?

Biliyorum ama konuşmuyorum. Çünkü Türkçe zor bir dil. Bazen de kimse benim anlamadığımı sanıyor ama ben anlıyorum (gülüyor). Kısacası ihtiyacım varsa anlıyorum, yoksa anlamıyorum (gülüyor)

Yeni stadımız ile ilgili düşüncelerin neler?

Sadece bir kelime ile açıklayacağım: İnanılmaz…

Bursaspor ile 2 yıllık sözleşmen var. Ne gibi hedeflerle geldin buraya?

Başarılı olmak istiyorum. Takımın bu durumda olması benim için de kolay değil. Ama ben sıkı çalışmaya inanıyorum. Belki bu sezon olmasa bile önümüzdeki sezon çok başarılı olacağımıza inanıyorum.

Camia özellikle şampiyonluğun ardından sürekli başarı kovalayan bir Bursaspor izlemeye alıştı. Bu nedenle takımlarından iyi futbol ve iyi sonuçlar görmek istiyorlar. Bu konuda neler söylemek istersin?

Bütün takım adına konuşamam tabi.. Kendi adıma konuşuyorum. Onlara çok çalıştığımı ve başarıyı çok fazla istediğimi söyleyebilirim. Bir arada olursak başarılı olacağız. Onlar da bize sabır göstermeli ve güvenmeliler.

 

 

 

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu