Sivas maçı değerlendirmesi
Son beş yılda Anadolu takımlarının yüreğinde şampiyonluk ateşini yakmış iki takımın mücadelesi, içinde oldukça ilginç ayrıntıları da barındırıyordu… Bu noktada sadece maçın değil iki takımın genel analizinin yapılmasının Anadolu takımları için çok önemli dersler içerdiğini düşünüyoruz… İki takım da son yıllarda adından çokça bahsedilen “Türk futbolunda Anadolu Devrimi”nin iki öncü ve önemli mimarıydı… Sivasspor, çok uzun yıllar sonra peş peşe iki sezon (2007-2008 / 2008-2009) şampiyonluğu son ana kadar kovalayarak şampiyon olamasa bile Anadolu takımlarının da o dönemki eşitsiz lig düzeni içerisinde şampiyon olabileceğini gösterdi. Bir nevi Bursaspor’un şampiyon olmasının da önünü açtı. Nitekim Bursaspor tarihini ve şampiyonluğunu ayrıntılı değerlendirdiğim “Beşinci Şampiyon Bursaspor”[1] isimli kitabımda yaptığım söyleşilerde hem eski başkanlardan Levent Kızıl, hem de Bursaspor’un Süper Lig’de şampiyon olduğu sezon kadrosunda bulunan Sercan Yıldırım önceki yıllarda Sivasspor’un performansından etkilendiklerini, özellikle takım ruhu ve kent bütünleşmesini örnek aldıklarını ifade ediyorlar. Sivasspor’un başarısında başkan Mecnun Odyakmaz, başkanın sonuna kadar destek verdiği önce menajer sonra teknik adam olarak kulübün başarısında önemli rol oynayan Bülent Uygun, özellikle siyasilerin ve bürokrasinin desteğiyle kente oluşan bütünleşmenin etkisi büyüktü. Bir Anadolu takımının şehrin futbol ile ilgili bütün unsurları bir araya getirilmeden, şehirde şampiyonluğa yönelik bütünleşme yaratılmadan şampiyon olması mümkün değil. Nitekim Kayserispor ve Gaziantep önemli bir futbolcu kadrosuna sahip olmalarına rağmen şehirde bütünleşme yaratamadıkları için gerçek potansiyellerini bir türlü ortaya koyamıyorlar… Sivasspor şampiyonluk mücadelesini daha defansif ve kontrataklara dayalı bir mücadeleyle verdi. Genelde az gollü maçlarla mücadelesini sürdürdü. Nitekim şampiyonluğu kovaladığı iki sezonda da kendisinden fazla gol atan üç takım vardı ama bu iki sezonda da ligin en az gol yiyen ikinci takımıydı. İki sezon şampiyonluk mücadelesi verdikten sonra, teknik adam Bülent Uygun’un kadroda yenilik düşüncesinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Bülent Uygun başkan desteği arkasında olmasına rağmen, klasik Türk antrenörlerinin temel hatası olan takımın önünü açmak düşüncesiyle istifa etmesi sonrasında Sivasspor bir daha toparlanamadı. Sonraki iki sezonu küme düşmeme mücadelesi vererek geçirdiler. Bursaspor’un şampiyonluğunda Ertuğrul Sağlam’ın rolü büyük… Sağlam ile anlaşıldığında kaotikliğiyle ünlü Bursa şehrinin tüm unsurları Sağlam ismi etrafında odaklandı. Yönetim Özlüce tesislerinde ve futbol takımı üzerindeki bütün inisiyatifi Sağlam’a bıraktı. Ayrıca Bursaspor’un iki dönem milletvekilliği de yapmış başkanı İbrahim Yazıcı çok tecrübeli bir isim ve Sağlam’a rahat bir çalışma ortamı sağlamış durumda. Bunun yanında Sağlam üç sezondur aralıksız olarak kentin her kesiminden gelen davetlerin ve söyleşilerin büyük bir bölümüne katılarak, haftanın bir günü antrenmanları taraftara açarak şehirde Bursaspor etrafında büyük bir bütünleşme yarattı. Bu bütünleşme şampiyonluğun kazanılmasında önemliydi. Sistemsizliğiyle ünlü bir takım olan Bursaspor, Sağlam’ın gelişiyle birlikte bir futbol sitemi ve karakteri kazandı. Sağlam takımın fizik gücünü üst seviyeye çıkardı, kaybetse de pes etmeyen, son dakikaya kadar mücadele eden bir takım ruhu yarattı. Bursaspor’un şampiyonluğunda bu futbol sisteminin büyük etkisi vardı. Nitekim Bursaspor’un son altyapı ürünü olan ve gelecekte Türk futbolunda adından çok söz ettirecek bir isim olduğunu düşündüğümüz Emre Pehlivan’ın A Takıma yükseldikten sonra futbolundaki değişime bu hafta Gökhan Sezen ve Ozan Demir tarafından yapılan keyifli söyleşide yaptığı vurgu son derece önemli: “O zamana kadar futbolu sadece yetenek ile oynadığımızı düşünüyordum ama şimdi sistem devreye girdi. Şimdi de sisteme dayanarak oynamaya çalışıyoruz. Gelişiyoruz tabii ki gün geçtikçe”[2] Bursaspor’un şampiyonluğu kazandığı 2009-2010 sezonundaki oyun sistemi Sivasspor’un oynadığının tam aksine daha hücuma yönelik bir futbol tarzını yansıtıyordu. Bursaspor, sağlam bir defans bloğunun yanında Ivan Ergiç, Batalla, Ozan İpek, Volkan Şen, Turgay Bahadır, Sercan Yıldırım gibi ofansif boyutta etkili çok sayıda isme de kadrosunda yer veriyordu. Nitekim Bursaspor şampiyon olduğu sezon 65 gol ile ligin en fazla gol atan takımı ve 26 gol ile Beşiktaş’ın ardından ligin en az gol yiyen takımı oldu ve ligin en iyi averajına sahip takımıydı… Bursaspor son iki sezonda tarihinin en iyi iki lig derecesini aldı ve Süper Ligi önce şampiyon, geçtiğimiz sezon da üçüncü olarak bitirdi… Bir Anadolu takımı iyi kurguladıktan sonra iki farklı oyun tarzıyla da şampiyonluğa oynayabilir. Sivasspor defansif, Bursaspor ofansif bir tarzla şampiyonluğa oynayan iki farklı örnek oldu. Bu noktada aynı uygulamanın iki farklı sonucunu da bu iki takımda gördük. Sivasspor, şampiyonluğu kaçırdığı sezondan sonra kadroda önemli bir revizyona gitti. Bu revizyon başarısız oldu ve Bülent Uygun’un istifasıyla sonuçlandı. Oysa Bülent Uygun Sivasspor efsanesini yaratan isimdi. Benzer revizyona bu sezon Bursaspor da gitti. Sezon başında çoğu ilk onbirde forma giyen dokuz oyuncuyla (Ivankov, Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli, Ivan Ergiç, Huseyin Cimşir, Bekir Ozan Has, Miller, Volkan Şen, Sercan Yıldırım) yolları ayırdı ve bu revizyon olumlu sonuçlar veriyor. Bursaspor kadrosu daha mücadeleci bir kimlik kazanmış durumda ve özellikle ilk üç haftada sergilenen futbol şampiyonluğun kazanıldığı sezondaki görüntüyü hatırlatıyor. Bu bağlamda futbolda mutlak doğruların da olmadığını net olarak görüyoruz. Aynı uygulama, şampiyonluk mücadelesi vermiş iki takımda bambaşka sonuçlara yol açabiliyor. Futbol bu açıdan süprizlere açık bir oyun… Maça Gelirsek: İki Takım arasındaki son on maçın istatistiği oldukça ilginç. Son on maçın ilk beşinden Sivasspor galip ayrılırken, Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor’un başına geçtikten sonraki süreçte denge değişiyor ve ilk maç berabere bittikten sonra, son dört karşılaşmadan da Bursaspor galip ayrılıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde maç öncesinde karşılaşmanın favorisi Bursaspor’du. Karşılaşma sonrasında ise beklenilenin aksine Sivasspor haklı bir galibiyeti, net bir skorla aldı… Bursaspor, önceki maçlardan iki farklı isimle -Ömer Erdoğan ve Sestak- sahaya çıktı. Bursaspor maça kalede Carson, defansta sağda Basser, solda Vederson, ortada Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk, orta sahada sağda Sestak, solda Ozan İpek, orta ikilide N’Diaye ve Adem Koçak, ileride Turgay bunun yanında hem forvet hem orta sahada oynayan Batalla ile başladı. Oyunu genel olarak değerlendirdiğimizde galibiyete daha çok ihtiyacı olan Sivasspor maça hızlı başladı. Bir an önce gol bulma düşüncesiyle çok adamla hücuma çıkarken, bu düşünce Bursaspor faydalanamasa da defans bloğunda risk almalarına neden oldu. Sivasspor oyunun ilk yarısında daha etkili olan takımdı. Özellikle hızlı çıkışlarla kanatları iyi kullandılar ve Bursaspor kalesinde posizyonlar da buldular. Bu posizyonlarda Carson başarılıydı ve bir posizyonda da direğe takıldılar. Sivasspor’un çok adamla çıkışları karşısında Bursaspor rakip defansın arkasına atılan hızlı toplarla posizyon bulmaya çalıştı. İkinci yarının hemen başında Sivasspor’un Eneramo ile bulduğu gol, oyunun temposunun yükselmesine neden oldu. Bursaspor daha fazla hücuma çıkmaya başladı. Sivasspor yine kanattan hızlı çıkışlarla tehlikeler yarattı. Böyle bir atakta Grosicki’nin Bursaspor’un sağ kanadından yaptığı etkili bindirme ve Rasmussen’in golüyle 60. dakikaya Sivasspor 2-0 önde girdi. İkinci gol sonrası Bursaspor Batalla yerine Tagoe’yi aldı. Tagoe’nin Beşiktaş maçında olduğu gibi bu maçta da etkisiz kaldığını belirtelim. Sivasspor’un Rasmussen ile attığı üçüncü gol ise maça noktaya koydu… Bursaspor’un mağlubiyetinin nedenleri neydi? Öncelikle Sivasspor, oyun boyunca çok istekli ve fizik temposu yüksek bir performans sergiledi. Sivasspor’un güzel oyununun hakkını verelim. Maçı hak ederek kazandılar. Bunun yanında Bursaspor’un yediği ilk iki gol de sağ kanadından geldi. İlk üç maçta bu kanatta oynayan Turgay, forvete verdiği destek kadar defansa yardıma da geliyordu ve bu durum Bursaspor’un sağ kanadından fazla atak yemesini önlüyordu. Oysa cezası biten Sestak’ın bu maçta sağ kanat oynaması ve defansa fazla destek verememesi, Grosicki’nin bu kanattaki etkili performansına ve Bursaspor’un iki golünün de bu kanattan gelmesindeki nedenlerden birsiydi. Bunun yanında Bursaspor oyunun hem defansif boyutunu, hem ofansif boyutuna önem veren bir futbol anlayışını benimsiyordu. Beşiktaş maçında bir kişi eksikle gösterilen yoğun efor sonrasında bu maçta orta saha oyuncuları çok etkisiz bir performans sergilediler ve ne ofansta ne de defansta etkili olabildiler. Bunun yanında defans oyuncularında da önceki üç maçla kıyaslandığında belirgin bir hamle ve konsantrasyon eksikliği görülüyordu… Ne kadar aksi söylense de özellikle kısa aralarla oynanan yüksek mücadele gücü gerektiren karşılaşmalarda, takımların ikinci maçlar da ciddi performans kaybı gösterdiklerine Süper Lig’in ilk haftalarında şahit oluyoruz. Ve Sivasspor maçında bu performans düşüklüğünü Bursaspor çok net olarak yaşadı… Son söz olarak Sivasspor’un haklı bir galibiyet aldığını belirtirken, Bursaspor’un oldukça kaliteli bir kadroya sahip olduğunu, çabuk toparlanacağını ve play-off’un en güçlü adaylarından birisi olduğunu düşündüğümüzü söyleyelim… Memet Zencirkıran / memetzencirkiran@gmail.com
Goal.com