Şapkadaki tavşanın ne suçu var?
Tuttuğunuz takım kazanamamışsa, biz gazeteciler için maçtan sonra yazı yazmak çok zordur. Hani konuşurken kelimeler düğümlenir boğazında da konuşamazsın ya; İşte klavye başına oturduğumuzda da beynimizde düğümlenen kelimeleri yazıya dökmek o kadar zor gelir bize… Gerçekten de, bu beraberliğe mağlup olmuş kadar üzüldüm… Hatta bilgisayar başında en az 5-10 dakika hiçbir yazmadan öylece oturdum… Maçı şöyle bir gözümün önünden geçirmeye çalıştım. Ama görev bu, yazacağız… 26 yıldır olduğu gibi yine doğru bildiklerimizi yansıtacağız satırlara…
TRİBÜNDE HERKES GALİBİYETE İNANIYORDU
Hatta bir not ile gireyim mevzuya; Devre arasında çay içmeye giderken, Bursaspor sevdalısı Osman Planalı abimle denk geldim basın kapısının önünde… "Merak etme Serkan, bu maçı 3-1 alırız" diyordu Osman Abi… İlginçtir, çay içerken konuştuğum eski futbolcu ağabeylerim de söz birliği etmiş gibi "3-1 alırız" sözünü telaffuz ediyordu. Bu da, son 3 maçını kazanan ve Karaman ile 10'da 7 yapan ve evinde 4 maçta hiç puan kaybetmeyen Bursaspor'a karşı oluşan güvenden kaynaklanıyordu. Lakin, yeşil-beyazlılar, ikinci yarıda neredeyse tek kale oynadıysa da galibiyeti getirecek gol bir türlü atılamadı. Beraberliğe altın bulmuş gibi sevinecek olan Akhisar, sahada savunmasını kalabalık tutup, ani ataklarla Gekas'ı topla buluşturmayı planlamıştı.
HATANIN FATURASI AĞIR OLDU
Sakatlığı geçti, maça yetiştiği diye sevindiğimiz Edu, kaleci Carson'dan aldığı topu havalandırıp büyük bir hatayla Güray'a kaptırınca, Gekas da önünde bulduğu bu topla cezayı kesiverdi, 12. golünü atarak… 3 maçtır gol orucu tutan Carson da 291 dakika sonra kalesinde golü gördü. Bu şok gole rağmen oyun disiplininden uzaklaşmayan Bursaspor'un sadece 10 dakika yenik oynaması da önemliydi. 18 bin taraftarının desteğiyle yüklenen Bursaspor'da, Batalla yine şapkadan tavşan çıkardı. Sağ kanada geçen Ferhat'ın sol ayağıyla yaptığı kavisli ortayı penaltı noktası üzerinden aşırtma bir kafayla kendisinin 15. golü olarak ağlara gönderen Süper Bücür, yine takımına umut saçıyordu. Fakat 31'deki bu golden sonra gerisi gelmedi.
GEREKİRSE HAKEMİ DE YENECEKSİN
Ayrıca 56'da Batalla'nın çelmeyle düşürülmesini hakem Göçek'in es geçmesi de çok manidardı! Göçek kötüydü ve çoğu kararında saç baş yoldurdu. Eyvallah, ama sen böyle maçlarda hem rakibini hem de hakemi yeneceksin. 'Gol attın da hakem mi vermedi' derler adama… Duran topların iyi kullanılamaması ve final paslarındaki başarısızlık ve son vuruşlardaki kötü tercihler beraberliği getiren başlıca faktörlerdi. Hele hele 65'te Batalla'nın 'al da at' diye uzattığı topu; kale ağzında bomboşken ağlara göndermek yerine tavana diken Belluschi'nin kaçırdığı o net gole gel de şimdi yanma!..
HAMLELER İYİYDİ, AMA SONUÇ GELMEDİ
Hikmet Karaman tarafından 62'de Sestak'ın Tuncay'ın yerine oyuna sokulması, 72'de Basser'in etkisiz kalan Pinto'nun yerine girmesi çok doğru ve yerinde hamlelerdi. Sonradan Şener'in yerine Okan Deniz ile hücuma takviye yapılması da normaldi. Gel gelelim, bu hamleler, futbolcuların performansına bakıldığında sahada beklenen verimi veremedi. Ayrıca Batalla da her daim üst üste şapkadan sürekli tavşan çıkaracak değil ya! Tangocu, o kısacık boyuyla kafasını kullandı(!) tavşanı şapkadan çıkardı. Sonrasında şapkadan çıkmayan diğer tavşanların ne suçu var? Bir gün de başka bir oyuncu patlasın, ekstra işler yapsın, kendi tavşanını da kendisi çıkarsın!..
'AMAN DİKKAT' DEMİŞTİK
Sonuçta, son 3 maçını kazanan ve moral açıdan da çıkışa geçen Akhisar'ın kilidini ikinci kez açamadık. Hal böyle olunca, altın değerinde 2 puan elimizden uçup gitti ve 50 puanda kaldık. Bazen olmayınca da olmuyor. Bir beraberlik ile buradan herkese saydıracak, tu-kaka yapacak halimiz de yok! Fakat geçen pazartesi Mustafa Gönden ile btv'de yaptığımız programda da söylemiştim, "Akhisar çantada keklik bir takım değil. Hele hele fark atarız gibi bir yaklaşımda olursak, hüsrana uğrarız. Bu maç da 1-0 olsun, bizim olsun, yeter ki kazanalım, maçlarından biri" diye… Nitekim, Manisa'da 2-2 kalınan o trajik karşılaşmanın rövanşında da berabere kaldık ve Akigolar'ı yine yenemedik.
ELİMİZDEKİ JOKER GİTTİ
Beşiktaş da kazanınca haftayı 4. sırada kapattık. Ama Hikmet Hoca'nın dediği gibi elimizdeki çok değerli jokeri kaybettik. Karaman ile 11. maçında ilk kez beraberlik tadan Bursaspor'un artık kalan 3 haftada puan kaybetme lüksü kalmadı. Bugünkü Kasımpaşa-Eskişehir maçının sonucu ne olursa olsun, en kötü ligi 4. bitirip UEFA'ya gidebilmek için kalan Ordu (D), Eskişehir (İ) ve G.Birliği (D) maçlarından 9 puan çıkarıp, sezonu 59 puanla bitirmeye bakmalıyız.
İNCE HESAPLAR BAŞLADI
52 puanla Beşiktaş, son 3 haftada Eskişehir (D), G.Birliği (İ) ve Kayseri (D) ile oynarken, takipçimiz Kasımpaşa ise, G.Birliği (D), Kayseri (İ) ve İstanbul BB (D) ile karşılaşacak. Bu fikstüre göre 3 takımın da karşılaşacağı G.Birliği de kilit takım durumunda. Bu tabloya göre, ikili averajda kötü olduğumuz Kasımpaşa ile puan puana kalmamalıyız. İkili averajda üstün olduğumuz Beşiktaş'ı yakalarsak da ligipuan puana kalmamalıyız. İkili averajda üstün olduğumuz Beşiktaş'ı yakalarsak da ligi 3. tamamlama şansına sahibiz.
İPLER YİNE BİZİM ELİMİZDE
Her şeye rağmen, Kasımpaşa kazansa da, biz 1 puan öndeyiz ve ligi ilk 4'tee bitirip Avrupa gitme yolunda hala ipler bizim elimizde. Onun için bu 3 final maçını da çok dikkatli oynamalıyız. Altına 2 takım alması gereken ve düşme hattının üzerindeki Akhisar ile arasında 7 puan fark olan Ordu'nun ligde kalması mucizelere bağlı… Ancak böylesine kaybedecek bir şeyi kalmamış takımlar ve transfer zamanı kendini göstermek isteyen oyuncular daha tehlikeli olur. Bizden uyarması…
Serkan Yetişmişoğlu
Kaynak-Bursadabugun