O’nun aziz hatırasına

Bir Salı günü, Günlerdir küçük bir umutla bekleştiğimiz Hastahane kantininin kapısındaki çığlıkları duyduğumda, bunun bir ölüm haberini olduğunu fark etmem zor olmamıştı. Çok uzun yıllardır çok yakın bir yakınımı kaybetmemiştim. Hele başkanımı kaybetmenin ne tarz bir şey olduğu konusunda da bir fikrim yoktu. Düşündükçe acı gerçeği anlamaya , anladıkça şaşkın bakan gözlerim dolmaya, göğsümde biriken acıyı nereye atacağımın kararsızlığını yaşamaya başladım, tıpkı tüm diğer sevenleri ve yakınları gibi. Bir devir kapanmıştı. Yokluğunu ve bunu kabullenmem neredeyse imkansızdı. Görevi devraldığında kapısından icra memurlarının eksik olmadığı, hemen her konuda başarıya aç ve geliştirilmeye muhtaç AMA BÜYÜK BİR MANEVİ KURUMdu Bursaspor. Sadece hakkını vermek gerekiyordu. Sadece dört beş yıllık süre içerisinde ve sadece iyi niyetle ve gayretle ekip halinde çalışılarak bugün şirketleriyle, Vakfıyla, Yüksek Standartlarıyla, kurumsal davranışları ve kurumsal yapısıyla, mağazalarıyla, madden dimdik ayakta durmasıyla, yüzlerce belki binlerce geride bırakılmış problemleriyle, dahası hayal ötesi olan Şampiyonluk ve yıllarca üst üste Avrupa kupalarına gitme başarısıyla bugün bu noktada. Şüphesiz bu noktaya gelinmesinde başta taraftar teknik ekip ve futbolcuların yine basın dahil olmak üzere şehrin tüm katmanlarının emek ve katkısı yadsınamaz ise de “direksiyonun başında O VARDI”. Kendi ifadesiyle de at sahibine göre kişnerdi. Daha bunun gibi ( ben tabelaya bakarım, kalıcı gelir olmazsa olmaz,) nice klasik cümleleri ısrarla ve inatla tekrarlar dururdu. Orduspor maçını Bursada birlikte izleyecektik. Biletimi iptal ettirmiştim salt bu yüzden. O gün saat 17.30 gibi Yenişehirden uçağa binerken aradı, gülümseyerek “sattım seni , sen kal şu şu işlere bak dönünce bana raporla ben senin yerine izlerim ” dedi. Gerçekten de “GİDİŞİYLE İLK KEZ SATTI BENİ” . Bir daha da görüşemedik. Onunla omuz omuza ve gururla girdiğimiz yüzlerce mücadele daha uzun yıllar gözlerimin önünden bir şerit gibi akacak. Belki Vaktim ve enerjim olursa kitap yazacağım. Mahkeme tutuklama kararı verdiğinde sarılıp üç gün içinde bu kararın iptal ettirileceğini, bu üç gün uyumamaya dair kendisine ve kendime verdiğim söz gibi, Üç gün sonra bu hatalı karar iptal edildiğinde kucaklaşmamız gibi, Bir başka İbrahim yazıcı yerine kendisini göz altına aldıklarında serbest bırakılıp törene yetişmemiz gibi , bir birimize ettiğimiz ve tamamını tuttuğumuz yeminler gibi, daha yüzlerce acı tatlı anılar kalan ömrümde hafızamdan hep gidip gelecek. Belki de tek tesellim Onun Aziz hatırasına yaptığımız son görev olan cenaze töreni. G erçekten Ona yakışır oldu. Katılanların ifadesiyle Belki de Türkiye böyle disiplinli, naturel , amatör ve profesyonelliğin bu derecede güzel kaynaştığı, onbinlerce tekbir seslerinin yeri göğü inlettiği, Bütün Bursanın bütünleştiği bir cenaze töreni görmemişti. Güle Güle Büyük Başkan. Sevenlerin seni hep o içten gülüşünle hatırlayacak.

BURSA SENİ ÖZLEYECEK. Av.Öztürk YAZICI

Ekohaber

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu