Onlar yaptıysa bizde yaparız

Bursaspor teknik direktörü Ertuğrul Sağlam verdiği röportajında önemli açıoklamalarda bulundu. Sağlam, Türk futbol tarihinin en büyük iki başarısından biri benim derken, hiçbir cemaate üye olmadığını açıkladı. Ertuğrul Sağlam, futbolcu kökenli yeni kuşak Türk antrenörler içinde en başarılı isimlerden biri. Bursaspor’u şampiyonluğa taşıması onu yıldızlaştırdı. Milli Takım için yeni antrenör aranırken onu önerenlerin sayısı az değildi futbol camiasında. Henüz genç aslında. 43’üncü doğum gününü daha dün, eşi ve çocuklarıyla kutladıAntrenörlüğü futbola başladığım günden itibaren düşünüyordum. Spor Akademisi’nde dört sene okumamın altındaki gerçek de oydu. Zaten öyle bir hocalar vardı ki, sağolsunlar hiç nefes aldırmadılar. A Milli Takım’da oynarken futbol dersinden bütünlemeye kaldım. Anatomi, fizyoloji, spor psikolojisi, antrenman bilgisi gibi dersleri hakkıyla geçtim. Hedefim antrenörlük olduğu için Beşiktaş’tayken Sakarya Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladım. Tabii Beşiktaş’tan ayrılınca okulu Samsun’da bitirmek zorunda kaldım. Dört sene akademi, üç sene de yüksek lisans. Yani yedi sene bu işin ilmi, teorisi ile alakalı da destekledik kendimizi. Beni diğer antrenörlerden farklı kılan özelliklerimden biri de iki yönüyle kendimi hazırlayıp bu işe soyunmam. ışim elverdiği ölçüde kitap okuyorum. ONLAR YAPTIYSA BİZ DE YAPARIZ Bursaspor’un şampiyonluğu Türk futbolunda bir dönüşümü ifade ediyor. Başarımızda Sivas’ın çıkışı önemli rol oynadı. Sivasspor, buraya kadar getirdiyse sona kadar da götürülebilir! Bursaspor’a geldiğimde üç buçuk yıllık bir program yaptık. Zaten, ‘Beşinci şampiyon çıkacaksa Bursa’dan çıkar’ beklentisi vardı. şehrin futbola bakışı ve ekonomisi, taraftarın olayı yaşaması böyle bir beklenti yaratmıştı. Biliyorsunuz, ilk sene ikinci yarıda geldik, önemli bir ivme kazandık. Beşiktaş’ın arkasından ikinci bitirdik sezonu. ıkinci sene, kulüpte bütünlük oluşturduk. Büyük takımlarla aramızdaki denge ve güç farkını bu destek unsurlarıyla kapattık ve onların önüne geçtik. Son üç seneye baktığınız zaman böyle bir istikrarı ve başarıyı ortaya çıkarmak bir Anadolu takımı için çok önemli. Birçok başkandan, hocadan, “Bursa yaptıysa biz de yaparız” sözünü duymuşsunuzdur. Bu artık klişeleşti. Bursa’da, bir Anadolu takımını şampiyon yaparak, Türk futbol tarihindeki en önemli iki başarıdan birini yakaladım. Diğeri de Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğudur. AİLEM Milli olunca desteklediler Ailem aslen Gümüşhaneli. Ama babam 1964’te Ereğli Demir Çelik fabrikası açılınca formen olarak çalışıyor. Ben de orada doğdum, orada büyüdüm. ılkokul son sınıfta futbola başladım. O yıl, ilkokullar arası gol kralı oldum. Sonra Ereğli Erdemirspor minik takımına girdim. Futbol o zaman bu kadar popüler de değildi. Benim hatırladığım gazoz kapakları vardı, cikletlerden çıkan kartlar vardı. Beşiktaş’ta Zekeriya, Fenerbahçe’de Cemil Turan örnek aldığımız isimlerdi. Trabzonspor’da kaleci şenol ve Ali Kemal vardı. Tabii bu kadar para kazanılan bir iş de değildi. Ailem, “Oğlumuz okusun, iyi bir mesleği olsun” mantığıyla yaklaşırdı. Ne zaman Genç Milli Takım’a seçildim, gelecekle ilgili bazı kaliteleri ortaya koymaya başladım, ailem de desteklemeye başladı. Ama babam hiç, “Tamam oğlum sen artık burada devam edersin. Okulu ikinci plana atabilirsin” demedi. Babam yüksekokul mezunu, bir abim mimar, diğer abim elektronik mühendisi. ÜNİVERSİTE Eğitimden taviz vermedim Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği’ni kazandım. Futbolu ve üniversiteyi bir arada devam ettirmeye çalıştım. Ama Genç Milli Takım, Fenerbahçe genç takımı, ıstanbul karması derken okulu bıraktım. Bir buçuk yıl sonra Gaziantepspor’a gittim. Gaziantep’te ODTÜ’nün inşaat mühendisliğine girdim. Ama Antep’te iki sene kalınca okulu bitirecek zamanı yine bulamadım. Nihayet Samsun’da geleceğimde bana katkı sağlayacağına inandığım bir bölüme girdim: Beden Eğitimi Spor Öğretmenliği. Samsun’da beş sene kalınca üniversiteyi bitirdim, futbolda yükseliş dönemini orada geçirdim, orada evlendim. Eşim ılknur, ev hanımı. Allah razı olsun iki çocuğumuzu büyüttü: Burak ve Berrak. Bizim işte, başarının altında yatan en önemli etkenlerden biri düzgün ve mutlu bir aile yaşantısı. SANTRAFORLUK Ben Christopher Ohen’ın yanında rüzgarın oğluydum Toshack’ın, Beşiktaş’a gelmesinden önceki sezon, yanılmıyorsam 19 gol atmıştım. Beni defansta oynatmaya karar verince sordum: “Gelir gelmez neden böyle bir karar aldın?” Önde çok süratli bir oyuncu istediğini söyledi. Ama gitti Christopher Ohen diye bir oyuncu getirdi ki ben onun yanında rüzgarın oğluydum. Ben o güne kadar ligde 100 gol barajını geçmiş, 200 gol barajına en yakın oyunculardan biriydim. Bana çok şey kaybettirdi o iki sezonluk defans oynama sürecim. Ama kazandırdığı da oldu. O gün bir profesyonel gibi yaklaşmayıp isyan etseydim belki de kulübümle sorun yaşayacaktım, sonra Beşiktaş’a antrenör olarak gelemeyecektim. Ama Milli Takım’dan oldum, 200 gol hedefime ulaşamadım. Gol atmak tabii çok keyifli bir iş. Gol atan oyuncular ön planda. 90 dakika kaçırırsın, golü atınca yine kahraman olursun. Geride öyle değil. 90 dakika o kadar pozisyonu önlersin, bir ıska geçersin günah keçisi olursun. Hayatta da ortak yapılan işlerde işin o güzel tarafını hep siz halletmek istiyorsunuz. Ben hep gol atmak istiyorum yani. TARAFTAR Beşiktaş’la kavgaya üzülüyorum Bursaspor ve Beşiktaş taraftarlarının kavgasıyla alakalı en fazla üzülenlerden biriyim. Bu sene maçların taraftarsız geçirilmesi, bu yaranın kaşınmaması açısından iyi bir karar oldu. ınşallah önümüzdeki sezon bu iş çözümlenir. Hiçbir şampiyonluğun, hiçbir kupanın insan hayatından daha değerli olacağına inanmıyorum. En önde de ben harekete geçeceğim. Bunun sözünü verebilirim size. Zamanı geldiğinde taraftar liderleriyle, yöneticilerle, hocalarla diyalogu sağlayacağım inşallah. İNANÇ Hiçbir cemaate üye değilim Hiçbir cemaate üye değilim. Sadece dinimin bana emrettiklerini yaşamaya çalışıyorum. Her Müslüman dininin gereklerini yaşar. Birisi fazla, diğeri az yaşıyordur ama fazla yaşayanın az yaşayanı yargılama gibi bir durumu olamaz. Yargılayan bir tek Allah vardır. Ben kendi dinimi yaşamaya çalışıyorum. Herkesin de buna saygı göstermesini istiyorum. Eşimin başörtülü olmasıyla futbolun ne alakası var? şükürler olsun ki, bir Allah’ın kulu bana çıkıp da, “Sen dini spora alet ettin, dini kullanarak rant elde ettin” diyemez! Tabii bir dostumu daha iyi biri olması ya da kötü alışkanlıklardan uzaklaşması için yönlendirmek zorundayım. Arkadaşımsa o kişi, bu benim görevim. Burada da genç arkadaşlarımızı doğru yola teşvik etmek gibi bir sorumluluğum var mutlaka. CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül Türkiye için bir şans Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayserili, tabii Beşiktaşlı aynı zamanda. Beşiktaş’ta uzun yıllar futbol oynadım ve antrenörlük yaptım. Kayserispor’da da iki sezon çalıştım. Dolayısıyla bu dönemde sadece futboldan kaynaklanan bir diyaloğumuz oldu. Abdullah Gül’ü çok seviyorum, çok da saygı duyuyorum, çok da değerli bir insan. Bu ülke öyle bir cumhurbaşkanına sahip olduğu için bence çok şanslı. Aynı şeyleri Başbakanımız için de söyleyebilirim. Ankara’ya gittiğimde hanımım ve çocuklarımla Anıtkabir’i gezmiştik. Millet Meclisi, Anıtkabir, ülkemiz için çok önemli yerler. Fırsat buldukça giderim buralara. MİLLİ TAKIM Sorun hocada değil Milli Takım için ismim medyada geçti ama bana bir teklif gelmedi. Federasyon, gerekli incelemeyi yaptıktan sonra doğru ismi seçmiştir. Hayırlı uğurlu olsun. Abdullah Hoca’ya da başarılar dilerim. Zaten ben şu anda güzel bir şehirde ve Türk futbolun son üç yılın en istikrarlı ve en başarılı kulübünde çalışıyorum. Topla tüfekle Hiddink’e saldırdık. Ama sorun orası değil. Hiddink’e gelene kadar suçlamamız ve çözmemiz gereken o kadar sorun var ki, önce onları halletmeliyiz. Yerli yabancı antrenör ayrımına çok takılan bir insan değilim. Tabii ki yerlinin yabancıdan fazla avantajı var. Bizim gibi duygularını bu işe katan bir bakış açısına sahipsek, o duyguları harekete geçirebilecek yerli bir insanın orada olması önemli. ŞİKE OPERASYONU Fırsat olarak kullanılmalı Olayları hep olumlu tarafıyla değerlendiririm. Bu operasyonların Türk futbolunun geleceği açısından bir fırsat olması gerektiğine inanıyorum. Bu işin içindeki herkes Türk futbolunu eski cazibesine ulaştırmak için elinden geleni yapmalı. Bu gibi olayları ahlaki boyutuyla da bir felaket olarak görmemek lazım. Açıkcası benim bundan sonra temiz futbol beklentim var. HÜRRİYET PAZAR

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu