Hangi pabuç?
Bazen inanamıyorum… Gerçekten inanamıyorum…
Nedir bu; bitmek bilmeyen çifte standart kardeşim?
Gazetelere bakıyorum, "Şeytana pabucunu ters giydirdik" diye manşet atmış bir tanesi…
Diğeri de "Helal olsun size" başlığıyla kutlamış Galatasaraylı futbolcuları..
Old Trafford'daki maçın sonucunu bilmeyen de, Galatasaray, Manchester United'ı deplasmanda yendi sanacak!
Sorarım size;
Hangi pabuç, hangi şeytana, nasıl ters giydirildi?
Açıklayın da öğrenelim!
Tamam, futbol güzeldi, verilmeyen penaltı ve direkten dönen toplar vardı; ama bir mağlubiyeti, 'ezik adam' ruh haliyle gurur vesilesi haline getirip de mehtiyeler düzenlere ne demeli?
Hatırlatırım; 2 yıl önce Bursaspor, ManU'ya aynı skorla (1-0) kaybettikten sonra dudak büken de aynı İstanbul medyası değil miydi?
Hani utanmasalar, "Galip sayılır bu yolda mağlup!" diyecekler.
TOZ KONDURMAZLAR
Bursaspor, 47. yılında yaşadığı tarihi şampiyonluğunun ardından, doğrudan katıldığı Şampiyonlar Ligi grubunda ilkleri yaşadı.
Gerçi 6 maçta galibiyeti alamadı, eyvallah ama;
Gruplarda sıfır çeken şampiyonluğun gediklisi takımları da unutmayalım!
Fakat ne hikmetse; mevzu bahis doğal şampiyonluk adayları olunca;
İstanbul'un üçlüsüne kimse toz kondurmaz!
Taraftara ara gazı verme, abartma sanatından Oscar'lık örnekler sunma ve at gözlüğü takma konusunda kimse ellerine su dökemez!
Tabii işini hakkıyla yapan objektif yazarları ayrı tutuyorum… Ama istisnalar kaideyi bozmaz!
AYNI MUAMELE
Ama gel gör ki, Alman hakem buz gibi penaltıyı vermeyince, bütün kalemler haklı olarak veryansın ediyor.
Peki, bir Anadolu takımının hakkı yenince, neden "Ortada kuyu var, yandan geç" şarkısını terennüm ediyorlar? Topu auta atıyorlar…
İşte, artık siz de anlayın beyler!
Avrupalı hakemlerin Türk takımlarına yaptığı 'hak yeme' muamelesi ile,
Türkiye'de 'eyyamcı' hakemlerin 3 İstanbul ekibiyle oynayan Anadolu takımlarına yaptığı muamele aynıdır!..
Bırakın 3 maymunu oynamayı da, görün bu gerçeği artık!..
NALINCI KESERİ GİBİ
Ülkemiz futbolunda;
Herkes, nalıncı keseri gibi kendine yontmaya devam ederse…
3 ayrıcalıklı takım, bazı güçler tarafından çaktırmadan korunmaya devam edilirse…
Reyting ve tiraj uğruna, üçüzlerin tribünlerine nazba göre şerbet verilme işlemi sürdürülürse…
"Avrupa'ya her sene 4 şampiyon mutlaka gitsin ki, bizim de düzenimiz bozulmasın" mantığı devam ederse…
Türk futbolu, 1980 öncesi gibi, şerefli mağlubiyetler ve son anda elden kaçan galibiyetler ile yaşamaya yeniden alışır!..
Aslında en büyük tehlike de bu!..
İLAHİ KOMEDYA
105 yıllık bir takım, saha içinden çok saha dışındaki başkan, teknik adam ve kaptan çekişmeleri, heykel tartışmalarıyla enerjisini negatif yönde harcıyorsa…
Manşetleri futbolun kalitesi yerine, ünlü Fransız oyun yazarı Voltaire'i kıskandıracak kadar, 3A'nın 'ilahi komedya tiyatrosu' meşgul ediyorsa…
Siz hangi adaletten söz edebilirsiniz ki!
Futbolun sorunlarını, eksiklerini tartışıp, bozuk düzeni değiştirmek yerine, düzenin bir parçası olmanın kime ne faydası var?
Sakın kimse çıkıp da, "Bu düzeni değiştirmek sana mı kaldı?" demeye kalkmasın!
Çünkü, bu meslekte bu gözler neler gördü neler?
Velhasıl kelam;
Biz tarihe not düşelim de, varsın körlerle sağırlar birbirine ağırlamaya devam etsin!
Ama unutulmamalı ki, 16 Mayıs 2010'da Türkiye'de futbol devriminin meşalesini yakan Bursaspor, bu başarısını tekrarlar ve sürekli zirve takımı olursa…
Başka Anadolu takımları da Timsah'ı izleyebilirse, işte siz o zaman seyreyleyin futbol arenasındaki gümbürtüyü!..
Serkan Yetişmişoğlu
bursadabugun.com