Bu taş birinin kafasına düşecek ama…!

Beklenen karar açıklandı

Bursaspor, Beşiktaş karşısında 3-0 hükmen mağlup ilan edildi.

Deplasmanda oynayacağı ilk 3 maça yeşil-beyazlı taraftarlar alınmayacak.

Ayrıca 5 maç tarafsız saha ve seyircisiz oynama cezası.   Bu kadar olaylı maç oldu, hakemlerin başı yarıldı, maçlar oynanırken tatil edildi, hangi takıma bu kadar insafsızca ceza verildi.

Daha maç oynanmamıştı. Kaldı ki Bursa’da ki olayların maçla uzaktan yakından ilgisi yoktu.

Peki,  nesi  vardı?

Olay çıkaranların Bursalı, Bursasporlu olmasıydı!

Hal böyle olunca son şampiyon Bursaspor’un tavuk altında civciv aranmasıyla bu tablo ortaya çıktı. Federasyon aldığı kararla yangına körükle gitti. Bursaspor’a hak etmediği bir cezayı uygun gördü.

Federasyon’un ceza vermesiyle ilgili sebebi neydi?

İleride nelere gebe olacağını düşünmeden Bursaspor’a böyle bir yaptırım kararının alınması neden?

İstanbul’u kana bulayan taraftarların kulüplerine hiç böyle tarihi bir ceza verilmiş miydi?

Elbette hayır hayır hayır…   İstanbul’da İngiliz futbol taraftarı öldürülen olaylarda federasyon kendine neden ceza vermedi. Vermeliydi..

Peki ; bu kararın altında yatan gerçek nedir…?

Bursaspor Beşiktaş maçlarının ne kadar hassa olduğunu bile bile, olayların olma ihtimali bu kadar yüksek iken, neden Beşiktaş taraftarı Bursa’ya davet edildi.

Spor müsabakaları illegal örgütler için bulunmaz Hint kumaşı olabileceği bilinmez bulmacamıdır.

Son zamanlarda başta Ergenekon olmak üzere, PKK ve diğer yasadışı illegal örgütlerin hemen her alanda aktif olduğundan yetkili makamlar bihaber midir?

Arkadaş;

Tam da Seçim atmosferinin dayanılmaz hazzı yaşanırken, vatandaşın tüm hislerinin atar damar misali her alanda tepkiye hazır olduğu bilinirken, üstüne üstlük birbirlerine hasım gözüyle bakan iki Kulüp taraftarı arasında nelerin yaşandığı da bilinirken, Başbakan Erdoğan’ın hemen her konuşmasında Kelimeleri , ince eleyip sık dokuyup tüm kesimlere yönelik yapıcı ve yatıştırıcı cümleler kullanmaya özen gösterirken, şu sancılı dönemde sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekenler sorumluluğunu bilemezken işte böyle olayların çıkması ister istemez kaçınılmaz olur.

Bunu yoldan geçen ve sporla alakası olmayan birine sorsanız söylerdi.

Böyle bir ortam da husumetli olan iki takımın taraftarını aynı arenaya toplamanın sakıncalarını anlamak için illa da yaşamak mı lazımdı.

Ortamın bu kadar gergin olduğu bir dönemde Sayın Vali Şahabettin Harput’un Beşiktaş taraftarının Bursa’ya gelmesine izin verilmesini anlamakta zorluk çekiyor insan. Sayın Vali’nin Çok sıkı güvenlik önlemi aldırmasıyla her şeyin kontrol altında olduğu anlamı çıkmayacağını bilmediğini kimse iddia edemez. Olağanüstü Valiliği yapmış birinin bu tür risklerin nelere mal olacağını bilmediğini de kimse iddia edemez.

Sayın valinin iyi niyetle bir girişimi olabilir.

Yıllarca birikmiş husumet tohumlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan ve bunu da başaracağına inanan ve yine bunun da kendisine nasip olacağına inanan bir durum da olabilir. Aslında bu iyi niyetli girişimi herkesin desteklemesi gerektiğini de üstüne basa basa vurgulamak isterim.

Ancak tarih ve zaman aralığına dikkat etmek gerekiyordu. Bu iyi niyetli girişim oldukça aşırı hassa bir dönemde yapılması çok dikkat çekiciydi.  

Yoksa Sayın Vali kurtların puslu havaları seçtiğinden habersiz miydi?

Ortalarda illegal piyonların kol gezdiği bir zamanda iyi niyet ne işe yarardı.

Ergenekon bağlantılı olduğu iddia edilen Kastamonu saldırısından sonra atılacak adımların, alınacak kararların sonra daha dikkatli olma hissiyatı hissetmez miydi insan. Provokatörlerin adeta polis gibi çalıştığı, profesyonel istihbarat teknolojilerini kullandığı bir dönemde bu tür kritik maçlar ve ortamlarda ortaya çıkma ihtimalleri olamaz mıydı?

Bu hiç mi düşünülemedi.

Ha illa böyle oldu diyemiyorum fakat ihtimal dahilinde olabileceğini göz ardı etmemek gerekirdi.

Şunu da diyebilirsiniz.

Kastamonu niree Bursa nire…

Ama ve lâkin insanın aklına her şey gelebiliyor.

Tabi burada olay çıkaran taraftarların savunulacak bir yanları olmadığı gibi belki de Bursaspor taraftarlığından ihraç edilmesi gereğini ortaya koymaktadır.

Bu taraftarlar Bursa’yı ve Bursaspor’u seviyorlarsa bu tür holiganizm içinde olmamalıydılar. Bursaspor’a Elbette Federasyon cezayı kesti, fakat en büyük cezayı kendi esnafına,  kendi polisine saldıran milli servete zarar veren, kati yen futbol taraftarıyla alakası olmayan bir kısım insanlar kesmiştir. Yani burada hemfikiriz.

Olayların mağduru Bursaspor’dur. Bursaspor’un bu kadar ceza alması hak ve adaletten yoksun bir karardır. Sayısız örneklerinin yaşandığı olaylarda verilen cezaların bu kadar insaf ve adaletten yoksun olduğu görülmemiştir. Biz Bursa’nın ekmeğini suyunu içiyoruz. Bu kente ve bu kentin takımına demokratik kurallar ölçüsünde her zaman ve zaman da sahip çıkmakla mükellefiz.

Ancak balık baştan kokmuştur.

İkinci bir hata ise tüm bu olup bitenlerden sonra Sayın Vali’nin İstanbul medyasına demeç vermesidir.

Bursa’nın suyunu içen ekmeğini yiyenlerin içinde Vali Şahabettin Harput’ta vardır. Sizin muhatabınız bursa medyasıdır. Bursa medyasını çiğneyerek ulusal medyaya demeç verirseniz Bursalıların nezdinde kredinizi bitirmişsiniz demektir. Artık sizi ancak ve ancak İstanbul medyası anlayabilir. Bursa’ya hiçbir şey anlatamazsınız ve Bursalılar da hiçbir şey de anlamaz.

Varınız bunun adını sizler koyunuz!

İnsan çok iyi bir devlet adamı olabilir, çok iyi başarılar yakalayabilir fakat küçük bir hata her şeyi bozuk para gibi harcayıp tüm birikimleri alır gider sıfırı tüketir.

Artık olan oldu, önemli olan bundan sonra sağduyunun hâkim olmasıdır. Verilen beyanatlara dikkat edilmeli, korlanan ateşe hava basılmamalıdır. Usul ve erkân ölçüsünde ilgili kesimlerin hislerine saygılı hareket edilmeli, olayı artık bir ucundan da olsa tatlıya bağlamak zorundayız.

Sayın Vali’nin gerçekten iyi niyetli olduğunu biliyor ve inanıyorum.

Ancak tek hata zamanın zamane zamanı olduğu nu kestirilememesiydi.

Bu iyi niyet girişimi maalesef öyle bir kayaya çarptı ki, parçalanan kayanın parçaları hala havalarda. Bakalım bu parçacıklar kimin kafasına düşecek.

Boşa düşmeyeceği kesin ama düştüğü kafayı da bayağı yaralayacağa benziyor.

 

Alim Şahin

Manşetx