Futboldan uzak gece!

Dün gece oynanan karşılaşma en üst seviyede centilmenlik görüntüleri ile başlayıp, oluşabilecek en vahim şekilde sonuçlandı. İki takım taraftarları da Bursaspor ve Gaziantepspor’lu futbolcuları tribüne çağırdı, karşılıklı tezahüratlarda bulundular. Maç öncesi taraftarlar beraber yemek yediler, iki takım yöneticileri bir araya geldiler.. Gaziantep halkı kendilerine yakışır misafirperverliği en güzel şekilde gösterdi. Gelinen son noktada sadece taraftar payı mı var dersiniz? Bir pozisyonda Antep’li futbolcuların penaltı beklentisi tribünleri hareketlendirdi. Bu pozisyondan birkaç dakika sonra hakemin sahaya atılan su şişelerini alıp dördüncü hakeme kadar götürmesi tepkileri en üst noktaya getirdi. Şimdi ne var bunda, hakem şişeleri görmezden mi gelseydi diyebilirsiniz. Ancak hakemin bu davranışı tribünden böyle algılanmaz. Taraftar burada yapılan yanlışı farkındadır ancak hakemin bu uygulamasını kendilerine ceza aldırmak üzere olduğu şeklinde algılar. Çünkü bu tür sahaya su şişesi atmak gibi eylemler her maç her sahada olmaktadır. Burada her zaman tartıştığımız, hakemlerin tutumlarının standart olmayışı, dolayısı ile uygulanan cezai müeyyidelerin birbirleriyle örtüşmemesidir. Uygulama farklılıkları, Kadıköy’de hakemin başına dikiş atıldığında maç başlatılıp devam edebiliyorsa bizim stadımızda olunca neden hükmen mağlup oluyoruz serzenişlerini beraberinde getiriyor. Bu da demek değildir ki hakem dün akşam yanlış karar verdi. Sonuna kadar arkasında durulması gereken karar en doğru şekilde uygulanmıştır. Tolunay Hoca her ne kadar kararı haksız bulsa da sahaya atılan yabancı maddeler ve yaralanan bir hakem söz konusu. Söylediği gibi bunlara sebebiyet veren birinci unsur da hakemler değil. Öyle olsa bile, hakem her türlü yanlış/yanlı kararı uygulasa da tribün olayları karşısında savunma gerekçesi olarak kullanılamaz. Bu tür söylemler bir kendini bilmezin yaptığı davranışa haklılık payı oluşturma çabasından ileriye gitmez. Bütün bu olaylar bugün için konuşabileceğimiz önemli futbol konularının maalesef önüne geçti. Öncelikli konumuzun Ertuğrul Sağlam’ın rotasyonu olması gerekirken, oynanan oyuna etkisini tartışmamız gerekirken tamamlanamamış bir maçı tartışır hale geldik. Stepanov yerine İbrahim, Wederson yerine Mustafa, Hüseyin yerine Svensson hatasız oynadılar. Nunez yerine Sercan’la başlamamız açık oynayan rakipler karşısında Nunez’in etkisizliğini Ertuğrul Hoca’nın da kabul etmesinden midir yoksa sadece kadroyu ekonomik kullanmak üzere mi düşünülmüştür merak ediyorum. Kaleye en hızlı şekilde gitmemizi sağlayan Sercan’ı umarım bizden daha güçlü rakiplerimiz karşısında ilk 11’ de izleme şansı buluruz. Ayrı bir pragrafı bana göre dün takımı maestro gibi yöneten Batalla hak ediyor. Topu her alışında adam eksiltebilen, attığı paslardaki isabet oranı, doğru tercihleri, takım arkadaşlarına olduğu kadar biz izleyenlere de güven veriyor. Insua ile kıyaslandığında katkısı %100 fazla olan Batalla daha fazla süre almayı hak ediyor. Görülüyor ki yapılan değişiklikler takımı ileriye daha kolay çıkabilen bir takım haline getirmiş. Oyunu daha hızlı oynayan, yardımlaşması fazla olan takım rakibe de fazla pozisyon vermiyor. Antep maçı ne kadar ölçüdür tartışılır fakat Buca ve Rangers maçları şimdiden merakla beklenir hale geldi. İnanıyoruz ki Şampiyon kendine yakışanı yapacaktır. Erdinç Selalmaz

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu