Ey ruh neredesin!

Tarih; 18 Aralık 2009… Yer; Özlüce… Beşiktaş’la karşılaşacak olan Bursaspor, tesislerden 1500 taraftarının tezahüratları eşliğinde İstanbul’a yolcu edildi. Uğurlamaya gelen  taraftarların coşkulu tezahüratı nedeniyle Bursasporlu futbolcuları taşıyan otobüs uzun süre tesislerden çıkamadı. Tarih; 2 Nisan 2011 Yer; Özlüce Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Bursaspor, Özlüce’den meşalelerle uğurlandı. Tesislere gelen yaklaşık 500 kadar taraftar, futbolculardan galibiyet istedi. Örnekleri say say bitmez… Hepsinde bir coşku, bir heyecan vardı. Gerek camiada gerekse futbolcularda. Gelelim, 15 Ekim 2011’e. Yani iki gün önceye. Yer yine Özlüce. Galatasaray deplasmanını için yola çıkan Bursaspor’u bir milletvekili hariç kimse uğurlamadı. Çok değil, önümüzdeki birkaç dönemlik tablo bu. Sakın ola ki, kimse ’niye uğurlamaya gidilmemiş, destek olunmamış’ diye yazdığımı zannetmesin bunları. Sadece camia olarak kaybettiğimiz o kadar çok şey var ki, anlatmakla bitmez. İşin kötüsü bu isteksizlik sonunda takıma da yansıdı. Galatasaray maçındaki futbolcuların ruh hali bunu anlatıyor. Melo’daki o kazanma hırsının, azmin onda biri yoktu bizim oyuncularda. TT Arena’ya ilk kez çıkıyorsunuz, yenseniz zirve iddianız sürecek ancak bizim futbolcuların heyecanı yok. İkinci yarıdaki oyunu falan sakın söylemeyin bana. O olması gerekendi. Bursaspor ’bir zirve takımıdır ’diyoruz, bir maça çıkarken ’3 puan için çıkar’ diyoruz ama Galatasaray karşısındaki ruh haline bakarsanız Gençlerbirliği’nden bir farkımız bulunmuyor. Peki bu tablo nasıl tekrar yerine gelecek? Bunu kim yapacak? Birisi elini atsın da kim yaparsa yapsın. Ancak bu camianın silkelenmesi, kendine gelmesi şart. Buna herkes dahil. Taraftar, futbolcu, teknik heyet. Ve aklınıza daha başka kim geliyorsa. Bu arada hafta arasında bir haber okudum. Eskişehirspor maçı hazırlıklarını sürdüren Orduspor’u antrenmanında bin kişi yalnız bırakmamış. Takıma destek olmalar, tezahüratlar vs… Ne hoş değil mi?   **   Bunlar futbolcu mu, tercüman mı?   Bugüne kadar ’yazmayacağım yazmayacağım’ dedim ama artık fazlasıyla sıktı. N’Diaye, Bursaspor’a temmuz ayında transfer oldu. Avusturya kampında yer aldı, UEFA maçlarına çıktı ve ilk 6 haftada forma giydi. Avusturya’da kimse kendisiyle adam akıllı konuşamadı çünkü dilini bilen yoktu. Çat pat işaretlerle anlaşıldı. Sonra hızır gibi yetişti Adem Koçak. İşi yokmuş gibi bir de N’Diaye’nin tercümanlığına soyundu. Bu hala da devam ediyor. Son Galatasaray maçı. Sestak basın toplantısında soruları yanıtlıyor. Yanında tercüman olarak kim duruyor derseniz? Gurbetçi futbolcumuz Barış Örücü. Anlayacağınız Adem’den sonra Barış’ta tercümanlığa soyundu Bursaspor’da. Takım içerisinde birbirlerinin dillerini bilmeleri, anlaşmaları iyi bir şey de bu görüntü basın toplantılarında hiç hoş durmuyor.     **   Göçek penaltıyı görmemiş!   Galatasaray maçının en çok konuşulan kişilerden birisi de hakem Hüseyin Göçek oldu. Neymiş Batalla’nın  pozisyonunda penaltıyı görmemiş. Niye şaşırıyorsunuz ki… O Göçek, geçen sezon Gaziantepspor’a 4-1 mağlup olduğumuz maçta skor 2-1’iken Batalla’nın iki kişi tarafından yaka paça yere düşürülmesini görmüş müydü de bunu görsün.

 

Beytullah Suat

Olay

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu