Efsane olmak istiyorum
– Bursaspor'da A Takım'a yükseldin artık. Gelişimini bir de senin ağzından duysak Emre, nasıl yetişti Emre Pehlivan, neler yaptı?
İki sene önce ilk olarak Antalya kampında A takıma çağırmıştı Ertuğrul hoca. O dönem Denizlispor ile oynadığımız hazırlık maçında da 1 gol ve 1 asist ile oynamıştım. Ondan sonra yavaş yavaş nerelere geldiğimi fark etmeye başladım. O zamana kadar futbolu sadece yetenek ile oynadığımızı düşünüyordum ama şimdi sistem devreye girdi. Şimdi de sisteme dayanarak oynamaya çalışıyoruz. Gelişiyoruz tabii ki gün geçtikçe. – A Takım'a çıktığında neler hissettin peki? Taraftarın karşısına çıkmak için sabırsızlandığını biliyoruz, bu fırsat net şekilde elinde. Neler düşünüyorsun bu konularda?
İlk çıktığımda çok heyecanlanmıştım. Televizyondan ve tribünden izlediğim futbolcularla A takımda iç içe olmak, onların yanında olmak heyecan verici. Ama bir bakıma da insana rahatlık katıyor. Beni buraya getirdiklerine göre “Bende bir şeyler görmüşlerdir” diye düşünüyorum. Ağabeylerim de zaten sürekli destek oluyorlar. Bursaspor’un içerisinde taraftar olarak yetişen biri olarak kendimi ayrıcalıklı görüyorum. Dışarıdan gelen bir yabancı futbolcu ile Bursaspor’un içinden yetişen, tribünden gelen bir futbolcunun Bursaspor’a bakış açısı bir olamaz bana göre. Son olarak İstanbul Belediye oynadığımız hazırlık maçında taraftarımızın önüne çıktım. O maçta bile çok heyecanlandım. Tribünlerin çok büyük kısmı boş olmasına rağmen sahaya çıkarken ayaklarım titredi diyebilirim. – Eğitimine de devam ediyorsun sanırım diğer yandan. Bursasporlu profesyonel bir futbolcu olarak ikisini bir arada götürmeyi nasıl başarıyorsun?
Liseyi geçtiğimiz sene bitirdim. Üniversite sınavına girdim ancak Spor Akademisi’ne girebilmek için bu sene yeniden deneyeceğim. Eğitimimi bırakmayı kesinlikle düşünmüyorum. En azından üniversitenin futbol yaşantımın bir kenarında durmasını istiyorum. – Bursaspor'daki hedeflerin neler? A Takım’da kalıcı olduktan sonra, Avrupa’ya gitmek gibi bir hedef moda olmuşken bir Bursaspor efsanesi olmak cazip ve çekici geliyor mu sana?
Aslında Avrupa demişken, Avrupa’ya gidenler ne derece başarılı oluyor ona bakmak gerekiyor. En son Arda Turan gitti, iyi gidiyor ve inşallah çok başarılı olur. Ancak bazı kötü örnekler de var. Benim hedefim kesinlikle Bursaspor’da kalıcı olmak. Taraftar da beni sever ve benimserse burada ‘efsane’ bir futbolcu olarak futbolu bırakmayı düşünürüm. – Bursaspor'da yada dünya futbolunda örnek aldığın, idol olarak belirlediğin veya oyun tarzı açısından benzediğini düşündüğün bir futbolcu var mı?
Dünya futbolunda Cesc Fabregas’ı örnek alıyorum. Oyunun iki yönünü de gerçekten müthiş oynuyor. Hem hücuma, hem de savunmaya üst düzey bir katkı sağlıyor. Arsenal’deyken de onu kendime örnek alıyordum. Şimdi Barcelona’ya transfer oldu ve daha da geliştiriyor kendisini. Bursaspor’da ise, geçtiğimiz sezon takımdan ayrılan Ivan Ergic’i örnek alıyordum. – Yeni sezon öncesinde 25 numaralı formayı seçtin. Geçen sezon bu numarayı taraftarın sevgilisi Ivan Ergiç giyiyordu. Neden 25?
Az önce de dediğim gibi; Ergiç’i örnek aldığım için yeni sezonda 25 numaralı formayı giymek istedim. Ergiç, Bursaspor’da benimsenmiş bir isimdi. Görüyorsunuz; taraftarlar hala daha Ergiç’in adını haykırıyor, bu şehirde çok seviliyor. Yaşantısıyla, kişiliğiyle kesinlikle örnek alınacak bir isim olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de Ergic’in numarasını tercih ettim. Dışarıdan bakıldığında soğuk gibi biri durabilirdi ama kesinlikle takımın neşe kaynağıydı. Ara ara taklitler yaparak bizleri güldürüyordu. – Geçtiğimiz sezon Fransa ile oynanan Milli maçta ayağın kırılmıştı ancak sakatlık sürecini başarıyla atlattın. Bu sakatlık sürecinin seni psikolojik veya fiziksel olarak etkilediğini düşünüyor musun?
Dediğiniz gibi, sakatlığı bana söylenenden kısa sürede atlattım. Sakatlığımın 6 ay, eski performansımı yakalamamın ise 2-3 yıl alabileceği söyleniyordu ancak fizyoterapistimiz Recep ağabey (Recep Lokmanoğlu) gerçekten bana çok yardımcı oldu. Ben de özellikle tatilde daha çok çalışarak eski performansıma yavaş yavaş geri döndüm. Çalışmasaydım bunu gerçekleştiremezdim. – Fransa Futbol Federasyonu’nun o sakatlığının ardından sana bir geçmiş olsun mesajı yayınladığını biliyoruz. Neler hissettirdi bu sana?
O mesajı görünce gerçekten duygulandım, o pozisyon zaten sürekli gözümün önüne geliyordu. Hiçbir futbolcu başka bir futbolcunun ayağını kırmak istemez. Ama sadece Fransa Futbol Federasyonu’nun değil, o maçta oynayan bütün futbolcuların o mektupta imzası vardı. Bu beni çok duygulandırdı diyebilirim kısacası. – Milli Takım'ın bugüne kadar tüm kademelerinde sırasıyla forma giydin ve son olarak U19 Milli Takımı'nın Belçika ile oynadığı özel maçta da 1 golün var. Milli Takım senin için neler ifade ediyor gelecekteki hedefin nedir?
Önümüzde Türkiye’de düzenlenecek U20 Dünya Kupası var. Milli Takım’a ilişkin olarak, önce U19 Avrupa Şampiyonası, ardından da Dünya Kupası’nda kendimi gösterme hedefim var. Bunlar gerçekten çok önemli turnuvalar. Bugün Messi, Agüero ve yıldız olan daha birçok futbolcu bu turnuvalarda çıkış yaparak kendilerini gösterdiler. Ayrıca Milli Takım’ın benim bu noktalara gelmemde de ciddi bir katkısı var. – Şimdi takımla ilgili konuşalım biraz. Bursaspor sezona Avrupa Ligi maçlarıyla başladı ancak, Anderlecht'e elenerek Avrupa'ya erken veda etti. 2 sezondur Avrupa’da yer alan bir takımın ferdi olarak, takım performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Avrupa’da futbol gerçekten Türkiye’ye göre çok farklı oynanıyor. Son 2 senede bunu yakından gördük. Gomel’e baktığımızda büyük bir takım gibi görünmüyor ama disiplinli oynadıklarında neler yapabileceklerini gösterdiler. Elendiğimiz Anderlecht de Avrupa’nın bildiği bir takım. Ancak ben kesinlikle, Bursaspor’un birkaç yıl içerisinde Avrupa’da büyük başarılar elde edeceğine inanıyorum. Takım olarak Avrupa’da tecrübe kazanarak daha iyi yerlere geleceğiz. – Bu sezon başında takım ciddi bir değişim geçirdi. Çok sayıda futbolcuyla yollar ayrıldı ve yeni oyuncular takıma katıldı. Nasıl değerlendiriyorsun yeni transferleri?
Özellikle N’Diaye şimdiden kendisini kanıtladı. Teteh Bangura da antrenmanlarda olsun, antrenman dışında olsun çok iyi karakterli ve iyi bir oyuncu. En kısa zaman da kendisini göstereceğini düşünüyorum. Basser de ilk maçta kumaşını belli etti. Takımın değişim geçirmesi gayet doğal. Giden oyunculara baktığımızda belli bir yaşın üzerindeki futbolcular olduklarını görüyoruz. Takımın yenilenmesi gerekiyordu ve yeni transferler de bu doğrultuda alınan genç isimler. Genç futbolcular transfer edildi. – Oynadığın mevkiide Batalla ve İnsua var. Bu 2 ismin yanı sıra Adem-N'Diaye ve son dakika transferi Musa Çağıran da rakiplerin arasına girdi. Bu isimler önünde forma şansını nasıl buluyorsun?
Ertuğrul hocamız, kim çalışırsa ve formayı kim hak ederse ona hakkını teslim ediyor. Daha yaşım genç ama forma şansı bulabileceğimi düşünüyorum. Şans geldiğinde de bunu en iyi şekilde değerlendireceğim. Oynadığım bölgede çok kaliteli oyunculara sahibiz. Saydığınız isimler kendilerini kanıtlamış isimler. Önümü tıkadıklarını kesinlikle düşünmüyorum. – Geçen sezon Eren ve Muhammet’in ardından Sercan ve Volkan gibi alt yapıdan yetişen futbolcular pek de hoş olmayan şekilde takımdan ayrıldı. Bu ayrılıkların siz genç futbolcular üstünde bir etkisi oldu mu?
Olumsuz bir etkisi olmadı. Aksine, takımda benim dışımda alt yapıdan yetişen İsmail, Okan ve Serdar Aziz’in kaldığını görünce “Onlar gidiyorsa, demek ki bize daha çok değer veriliyor, bizden daha çok şey bekleniyor” diye düşünüyorum. Sercan ve Volkan’ın gidişi konusunda ise şunları söyleyebilirim; son yıllarda özellikle İstanbul basını kafalarını çok karıştırdı. İkisi de olağanüstü yetenekleri olan futbolcular, gittikleri takımlarda kafalarını futbola daha fazla verirlerse başarılı olacaklarını düşünüyorum. Haklarında hayırlısı olsun. – Alt yapıdan yetişen biri olarak alt yapı hakkında ne düşünüyorsun, eksik gördüğün bir şey var mı?
Türkiye’nin en iyi alt yapılarından birisine sahibiz. Çok yetenekli futbolcular çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Yeter ki yeteri kadar şans verilsin. Eksik kısma gelince; bence altyapıda forma giyenlere Bursasporluluk duygusu daha fazla aşılanmalı. Alt yapıdan çıkan her genç oyuncu Bursasporlu olmalı. Böyle olunca hem gönülden futbol oynarlar, hem de ileride İstanbul kulüplerini düşünmezler. Bunun da hem onların, hem de kulübün geleceğine büyük bir katkısı olur. Bu arada, altyapı maçlarına taraftarın gelmesi de orada oynayan futbolcular için çok farklı bir heyecan yaratıyor. Bunu da söylemek istedim. Bu da orada yetişen futbolcuların Bursasporluluk bilinci kazamasına yardımcı olur. – Uyum sorununun büyük oranda atlatıldığını görüyoruz. Ligde 2’de 2 yaptı Bursaspor ve oynanan futbol şehri yeniden bir şampiyonluk havasına sokacak gibi görünüyor. Ne diyorsun, 2. şampiyonluk gelebilir mi bu sezon?
Tabii ki, neden olmasın. Ama şehrin o havaya girmesi çok önemli. Kayserispor maçına baktığımızda Süper Lig’in ilk maçını oynamamıza rağmen stadın yarısı boştu ve şampiyonluk senesinde olduğumuz gibi bir coşku yoktu ne yazık ki. Umarım zamanla o hava yaratılır. Şehrin, taraftarın kesinlikle yeniden o havayı yakalaması gerek. Bu biz futbolcular üzerinde çok önemli bir etki yaratıyor. – Bursaspor bu hafta Beşiktaş ile karşı karşıya gelecek. Bu maç için neler söylersin?
Beşiktaş maçı Bursa’nın ve taraftarın her sene ayrı bir merak ve heyecanla beklediği bir maç. Umarım hiçbir bir olay yaşanmaz ve sorunsuz, gerilimsiz bir şekilde geçer. Bizim de iyi bir çıkışımız var. Kayıpsız atlattığımız iki maçın ardından bu maçın da güzel şekilde geçeceğini ve coşkulu taraftarımızın desteğiyle kazanacağımızı düşünüyorum. 3’te 3 yapmak için mücadele edeceğiz. – Bu maç ile ilgili skor tahminin var mı?
Skor tahminim 2-0 olsun. Golleri ise Bangura ile Batalla atar. -Ligde uygulanan ve kısa süre önce yeniden değişen yabancı kontenjanı hakkında da görüşlerini almak istiyoruz. Türk futbolcuların önünü tıkadığını düşünüyor musun?
Daha önce başka röportajlarda da söylediğim gibi, yabancı kontenjanının değişmesi gerektiğini düşünüyorum. 2008’de Avrupa Şampiyonası’nda ülke olarak 3’üncü olmuştuk ancak ardından bir gerileme olduğunu görüyoruz. Bu durum ligimizdeki yabancı kontenjanıyla belki alakalı, belki değil ama ben buna bağlıyorum. Çünkü altyapıları etkiledi. Eskiden 17-18 yaşındaki futbolcular ligde rahatlıkla oynayabilirken, şimdi 22-23 yaşındaki futbolculara bile ‘genç futbolcu’ deniyor. -Son olarak, bu kavramlar senin için ne ifade ediyor?
Ertuğrul Sağlam = Efsane
Ömer Erdoğan = En büyük kaptan
Serdar Aziz = Bursalı Serdar
Kaptanlık = Hayalim
Taraftar = Oradan geldim
16 Numara = Giymek isterim
Vakıfköy = Çocukluğum.. Arada giderek oradaki arkadaşlarımı ziyaret ediyorum, orada geçirdiğim günler aklıma geliyor. Vakıfköy bambaşka bir yer.
Bursa = Hayat
-Röportaj teklifimizi kırmadığın için çok teşekkürler Emre, başarılar diliyoruz. Ben de teşekkür ederim, iyi çalışmalar.
Röportajı gerçekleştiren: Gökhan Sezer (Teksas.ORG), Ozan Demir (Yeni Dönem Gazetesi)