Çözüm: Kayseri formülü
Timsah, 2 sezon önce Kayseri’de 3-0 kaybettikten sonraki dönemde, 11 maçta 9 galibiyet ve 2 beraberlik gibi muhteşem bir seri yakalayıp şampiyonluğa ulaştığı o günlerde neler yaptığını hatırlarsa, bu travmayı atlatır. Mersin’den dönerken “3’er 3’er atıyor, 3’er 3’er topluyoruz” diyorduk. Beşiktaş önünde de 25’te 10 kişi kalmamıza rağmen, 87’ye kadar takımın verdiği müthiş mücadeleye hepimiz şapka çıkardık. Ama işte o son 3 dakikada yaşanan şok, belli ki Sivas’ta Bursaspor’u tanınmaz hale getirmiş. Timsah’ın 4 maçını da çıplak gözle izleyen bir gazeteci olarak dün gece uçakla Bursa’ya dönerken hep düşündüm, ‘Bu takıma 3 günde neler oldu böyle?’ diye… İlk 3 haftanın canavar gibi savaşan takımı, nasıl olmuştu da Yiğidolar diyarında süt dökmüş kediye dönmüştü? Açıkçası, bunun somut bir açıklaması yok! BAŞROLDEKİ FAKTÖRLER ‘Neler oluyor bize?’ sorusuna mazeret pencereden yaklaşmak istersek şu maddeleri sıralayabiliriz: 1-Ligde 14 günde 4 maç, yani ortalama 3,5 günde bir maç oynamak çok yıpratıcı oldu. 2-Beşiktaş maçının sonundaki şok, takımın moral kondisyonunu sıfırın altına indirdi ve 3 gün içinde zihinsel açıdan kendini yenileyemedi. 3-Hatta 65 dakika 10 kişi oynayan Timsah’ın yedek deposundaki yakıtı da bitti. 4-Bu yoğun maç trafiğinde 3 maça aynı kadroyla, 4. maça da cezalı Bangura ve tribüne gönderilen Serdar Aziz dışında aynı 9 isimle çıkan Timsah’ta yorgunluk baş gösterdi. BÜTÜN DİŞLİLER STOP Bu tür maddeler daha da çoğaltılabilir. Ancak unutmayalım ki; İstanbul Belediye ve Mersin İdman Yurdu da aynı süreçten geçmesine rağmen zirveyi mesken tuttu. Demek ki, sadece bu mazeretlerin arkasına sığınmak mümkün değil. Tabii ki, Ertuğrul Sağlam, futbolcularıyla bir durum muhasebesi yapacaktır. Sivas maçından sonra kendisine “Biz yukarıdan Bursaspor’u çok kötü bulduk. Siz nasıl buldunuz?” soruma, “Evet, biz de aşağıdan kötü gördük” cevabını verdi ve bu kötü oyunu kendisinin de çözemediğini vurguladı. Gerçekten de, bir makinenin dişlilerinin hepsinin aynı anda stop etmesi halinde o çarkın dönmesi mümkün mü? ZİHİNSEL DEVRİM ZAMANI İşte bu noktada, zihinsel devrime ihtiyaç var. Bursasporlu futbolcuların, üzüntü verici bir yenilginin ardından rehabilite edilmesi gerek. Bunu çözecek olan birim de, tabii ki teknik kadro… SAVUNMADA ROTASYON Kadro yapısına gelince; Genç ve dinamik bir stoper olan Serdar Aziz’in tribüne gönderilmesini anlayamadığımı dünkü maç yazımda da vurgulamıştım. Bu noktada, Gençlerbirliği maçında, tandemdeki rotasyonun Serdar Aziz-Stepanov ikilisinden yana olacağını tahmin ediyorum. Zira maç eksiği olan Kaptan Ömer Erdoğan, yaptığı kritik hatayla bir hayli üzüldü. ÇALIMBAY’IN CESARETİ Rıza Çalımbay maçtan sonra, “Rakibimiz Enemaro’yu, Rasmussen’in yanında ikinci forvet olarak kullanacağımızı beklemiyordu sanırım” diyerek, şampiyon apoletli bir takıma karşı evinde çift forvet oynama cesaretini gösterdi. Oysa Bursaspor, 59’da skor 2-0 olduktan, yani tren kaçtıktan sonra Batalla’nın yerine Tagoe hamlesiyle iki forvete geçti. Bakalım, Timsah, sezon başında bazı hazırlık karşılaşmalarında denediği 4-4-2 sistemini, bu hafta mutlaka kazanmak zorunda olduğu Gençlerbirliği önünde uygulayacak mı? Zira benim favori oyuncum Batalla da tüm takım gibi formsuzdu! BİLİNEN TEHLİKE! Bu arada Sivas maçı öncesindeki yazımda, “1.85’lik Danimarkalı santrfor Rasmussen ve 1,87’lik Nijeryalı Eneramo gibi ikiz kulelere karşı savunmamızın ikiz kuleler ile Kamil Grosicki’ye çok dikkat etmesi gerek” diye yazmıştım. Nitekim, 2 sezon önce Bursaspor’un gündemine gelen ancak alın(a)mayan Grosicki yaptığı asistlerle maçın adamı oldu, Danimarkalı forvet de 2 golünü kafayla attı. Bunları “ben demiştim” demek için değil, “bilinen tehlike, aslında tehlike olmamalıdır” mantığına vurgu yapmak için yazıyorum. KULÜBEN KADAR KONUŞ Bir de futbolda bir söz vardır; “Kulüben kadar konuş” diye… Yani yedeklerin ne kadar zenginse, senin hamle opsiyonun da o kadar geniş olur. Oysa, haftalardır esame listesindeki yedekler bana öyle pek fazla güven vermiyor. Kirita ile Svensson zaten 4 haftadır çekirdek çıtlamaya abone oldu. Bazı gençleri sırayla 18’e almak ve takıma ısındırmak güzel de, maç kötü giderken B planını uygulamak için kulübeye dönüp baktığımızda, acaba kaçımız, “Bak, şu oyuncu girerse takımı kurtarabilir” diyoruz? Tagoe, son 20-25 dakikada görev alabilecek yedek forvet olduğunu kanıtladı! İnsua deseniz, girip de adrese teslim asistler veya uzaktan şutlarla kilidi açabilecek durumda değil! Bangura cezadan döndüğünde, sağ kanadın iki favori ismi Turgay veya Sestak’tan biri kulübeye oturacak. Sakat ve cezalı olmazsa, kulübe; Tagoe, Turgay, İnsua (Kirita veya Svensson), Ömer, İbrahim veya Stepanov ve gençlerden oluşacak gibi görünüyor. DEJAVU ÖZLEMİ 6 Aralık 2009’da Bursaspor’un ligin 15. haftasında Kayserispor’a deplasmanda 3-0 yenildiği maçı hatırlarsınız. O gün de Timsah hiçbir şey oynamamıştı. Ama bir musibet, bin nasihate bedel misali, yeşil beyazlı oyuncular, o günden sonra 11 maçta 9 galibiyet ve 2 beraberlik gibi muhteşem bir seri yakalayıp, sonunda şampiyonlukla taçlanan en önemli çıkışa imza atmıştı. Öyleyse, Kayseri hezimetinden sonra neler yaptıklarımızı/ yapmadıklarımızı hatırlayalım ve o dejavuyu gelin birlikte yaşayalım. Umarım, Sivas hüsranı da, böyle bir çıkış için kulaklara küpe olur ve Timsah, iyi bir seri yakalayıp yeniden zirveye ortak olur. Bunun yolu da tabii ki, GG serisini (G.Birliği ve G.Saray) kayıpsız atlatmaktan geçiyor.
Serkan Yetişmişoğlu
Bursa Gerçek