Belediye göreve!

Her transfer dönemi aynı masalı dinliyoruz. İnce eleyip sık dokumalar, acele etmemeler, bütçeyi aşmamalar, dengeleri bozmamalar… Hepsine eyvallah… Bu işler aceleye de gelmez, hesapsız gitmeye de… Ama şöyle bir geçmişle mukayese ediyorum da, hala bu kulübü bir zamanların ilk 10 hedefindeki takımla karıştıranlar var. Bakın bu kulüp borç içinde yüzerken bile kapasitesine uygun futbolcular getirdi. Borcuna borç kattı ama getirdi. Geçen sezon şampiyonlukla birlikte kulübün kasasına giren bizim matematiğimizle 50-60 trilyon para var. Bu sezonki üçüncülük de kasaya kabaca 35 trilyon kazandırdı. Belki de şu an ligin bütçe anlamında en rahat kulüplerinden biriyiz. Düğünde dolar saçar gibi para harcayalım demiyorum. Ama bu işlerin raconu da kemer sıkma ile olmuyor. O günleri geçtik artık. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’ni 1 şeref puanı ile noktalarken, eleştirenler oldu, elbet ama futbol otoritelerin birçoğu bunu bir tecrübe olarak nitelendirdi. Bu sezon Avrupa Ligi’nde gruplara kalmayı, hatta grupta başarı elde etmeyi bekler insanlar… E biz de bekliyoruz, hatta daha fazlasını… Takımdan gidenleri sayıyorum, -4 averajımız var. Yöneticiler ‘4 transfer tamam’ türküsü tutturdu gidiyor. Ortada kimse yok. Bu takımın kesinlikle iyi bir transfer yapılması gereken bölgesi neresi. Sağ bek… Ama Whittaker’dan illallah geldi… Duş alsa ‘sıhhatler olsun’ diye haber yapacağız artık. Bitmedi, bitemedi bir türlü. İyi de, 3 kuruşa 5 köfte kalmadı artık? Biz, el aleme Turgay’ımızı, Ozan’ımızı, Volkan’ımızı, Sercan’ımızı 450 bin pounda veriyor muyuz? Hayır… En az 4-5 milyon Euro’dan kapı açıyoruz. Yani 8-10 trilyondan bahsediyoruz. Rangers banko adamını ucuza kaptırır mı? Biz kurnazsak, elin İskoç’u saf mı? Hem dünya alem biliyor, ne pintidir onlar ne pinti! Her gün yeni bir isim yazmaktan, ya da “filanca oldu, yok olmadı, olmak üzere, olmayabilir de, olsa da olur olmasa da”, gibi haberler yapmaktan bıktık. Hatta beynimiz sulandı. Taraftar da okumaktan bıktı… Sezonu erken açacağız. 11 gün sonra Özlüce’de top başı var. Oradan ver elini Avusturya… Bir takım, kampta ne ekiyorsa sezon boyunca onu biçer. Oraya tam kadro gitmedikten sonra ne anlamı var ki! Lige yeni çıkan Ordu, Mersin bile iyi transferler yaptı. Hatta Ordu, Milan’dan 2 oyuncu almaktan söz ediyor. Rakibimiz olan 3 İstanbul takımı gücüne güç kattı. Gaziantep oturmuş kadrosunu nokta atışı gurbetçi transferlerle besliyor. Hepsini tek tek saymayacağım ama benim bu bitmeyen transfer hikayeleri fazlasıyla ruhumu daraltıyor. Bakın; En büyük suçu bu takıma gönül vermek olan onlarca insan bugün demir parmaklıklar ardında… O gün yaşananları evindeki TV’den izleyip 3-5 gün sonra elleri kelepçeli kendini mahkeme salonunda, ardından da mapushanede bulan insanlar var… Biz bu yüzden lig üçüncülüğünün mutluluğunu yaşayamadık bile. Bir küçük hayırlı haber verin Allah aşkına… ** Şimdi sevgili Başkan, Pamuk ellerini cebine at, Timsah’ın transfer tarihine de geç… Kenny Miller’la yükselen çıtayı bir tık daha yukarı çıkar. Sen kıpırdamayacaksan, Büyükşehir Belediyesi’ni göreve davet edeceğim… İlaçlama ekiplerini göndersinler de, şu cebindeki akrebi etkisiz hale getirsinler!.. Tutumlu insanları takdir ederim, pintilik boyutuna varmadıkça… Sözün özü sevgili Başkan, “Harmanda atın ağzı bağlanmaz”demiş atalarımız. Haydi bana müsaade…

 

Özge Yetişmişoğlu

Bursa Gerçek

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu