Avrupa değil, adalet istiyoruz!

Alber Einstien’ın çok sevdiğim ve hemen her fırsatta anımsattığım bir sözü var: Hiçbir sorun o sorunu yaratan bilinç düzeyiyle çözülemez! Einstien’ın sözü bugün bir kez daha doğrulandı… Yıldırım Demirören başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu’nun aldığı son kararlar sürpriz oldu mu? Kesinlikle hayır! Çırpındıkça batıyorlar… Çırpanmaları da sürecek ama nafile… Artık deniz bitti… Eğer Demirören ve şürekasının “Türkiye futbolunu kurtarmaya çalışıyoruz” yalanlarıyla “postu kurtarma” hamleleri soluksuz devam ederse, Türkiye’de futbol oyunu tam olarak orta oyununa dönmüş olacak! Ziyadesiyle döndü de sayelerinde… Birçok şey için çok geç kalındı! Ne Mehmet Ali Aydınlar yönetiminin aldığı kararların, ne de Demirören yönetiminin aldığı kararların bir meşruiyeti var… Ama benim esas üzüldüğüm, Bursaspor’un izlediği politika ve alınan tavır… Bursaspor bugün resmi bir açıklama yaptı ve özetle “Beni neden PFDK’ya sevk ettiniz. Eğer Avrupa kupalarına katılmamızı engelleyecek bir durum olursa tazminat davası açar hakkımı ararım” kıvamında bir açıklama oldu. Bursaspor’un haklarını koruyormuş gibi gözükse de benim açımdan son derece yetersiz bir açıklama. Çünkü ben artık Bursaspor’un haklarının korunmasının öncelikle Türkiye’de futbolun ve onun adaletinin korunmasından geçtiğine inanlardanım… Türkiye’de futbolda adalet sağlanmadan Bursaspor için “ayrıca” bir adalet sağlanamaz… Eğer Bursaspor bugünkü resmi açıklamasındaki gibi Anadolu futbolundaki devrimin öncülüğünü yaptığına inanıyorsa ve yapmaya devam edecekse bunu tutumuyla da teyit etmeli ve ona uygun fiiller üretmeli… Bursaspor bu kirli düzenin artık dışına çıkmalı ve kendi gündemini oluşturmalı… Bursaspor bugünkü açıklamasını Galatasaray’dan önce yapmalıydı; ama bambaşka bir açıklama… Bursaspor, Anadolu devrimin öncüsü olmak istiyorsa, artık geri dönüşün mümkün olmadığı bu kepaze sistemin dışına çıkmalı, adaletin, Türkiye’de yeni futbolun kuruluşunun öncülüğünü yapmalı. İnanın bunun değeri 2010 yılındaki şampiyonluktan ve ona atfedilen Anadolu devriminden çok daha değerli… Böyle bir tutum, yaşanmış bir yıllık şampiyonluğun değil, yaşanacak daha başka şampiyonlukların adalet yolunu döşeyecek bir tutumdur. Ve dahi, başka Anadolu takımlarına da şampiyonluk yaşama şansı tanıyacak, futbolu çok daha keyifle izleyeceğimiz adalet yolunun taşlarıdır. İşte gerçek Anadolu devriminin öncülüğü budur. Bursaspor, “yalnızca kendisinin hak arayışının” dışına çıkmalı, cesurca herkesin adaletini savunan bir tutum takınmalı ve bunun öncülüğünü üstlenmeli. Bursaspor, Einstein’ın sözüne itibar etmeli ve Türk futbolunu tarumar eden bu rezil “bilinç düzeyinin dışına çıkmalı” ve kendi gündemini yaratmalı. Bugünkü TFF’ye tepki göstermek, istifaya çağırmak, “dava açarım ha” demek yetmez… En basitinden neden 58. Maddenin değiştirilmesine tepki gösterilmedi? Anlayın artık, bugün “kaydi” olarak yönetenler, futbolu yönetemez durumdalar. Bursaspor, öteki kulüplere ve yönetimlerine değil, doğrudan gerçek futbol taraftarlarına ve adalet arayanlara seslenmeli; denge politikalarını bırakmalı, yüzbinlerin vicdanının sesi olmalı, onları arkasına almalı. Eğer bugünkü Bursaspor yönetimi bu sistemin dışındaysa (bu bilinç düzeyinin dışındaysa diye de okuyabilirsiniz) bu çağrımıza kulak vermeli. Kavramlarıyla da, eylemleriyle de bu kirli sistemi terk etmeli! Görün artık, bu sistem bitti. Bursaspor taraftarlarına sesleniyorum, yükseltin sesinizi; kulüp yönetimini zorlayın: Herkes için adalet yoksa, Bursaspor için de yok deyin! Devrilsin artık bu sistem! Ben Avrupa’ya gitmek için mücadele eden ve o kadarıyla hak hukuk savunan bir Bursaspor istemiyorum. Ben Türkiye’de gerçek futbolu, adaleti istiyorum ve bunun için mücadele eden bir Bursaspor ile gurur duymak istiyorum! Şimdi soruyorum gerçekten Anadolu devrimine var mısınız?

 

Ozcan Yıldız

Bursaport

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu