Aslında tek bir isteğimiz var
Başkan Recep Bölükbaşı gelir gelmez kolları sıvadı. Kendisi İbrahim Yazıcı döneminde de çok çalışkan ve aktif bir yöneticiydi. Şimdi ise ipler tamamen onun elinde, başarılar dileyip destek olmak her Bursasporlunun görevidir. Başkan seçim öncesi konuk olduğu web.tv ‘de ve seçim sonrası açıklamalarında da kentten sabır ve destek istedi. Kulübün içinde bulunduğu şartları göz önüne aldığımızda başkanın haklı olduğu aşikar. Biz ya da en azından ben kendi adıma bu desteği vereceğimin sözünü verebiliyorum. Ancak bu kulübe gönül veren bir fert olarak başkan ve yönetim kurulundan tek bir şey istiyorum. Kendi iş hayatlarında, kendi işlerinde gösterdikleri hassasiyetleri, Bursaspor için de göstersinler. R. Bölükbaşı ile seçim yarışına giren Tecrübeli yönetici Mesut Mestan, taraftarlarla gerçekleşen buluşmasında aynen şu sözleri söylemişti“ Yöneticilerden çalışmalarını beklemeyin, onlar oraya şekil yapmaya gelirler” Bizim yıllardır yaptığımız eleştirinin bir doğrulaması veya itirafıydı bu aslında. Bunun böyle olduğunu yıllardır zaten görüyoruz. Daha iyi anlatmak adına birkaç küçük örnek ile destekleyelim. Timsah’ın isim babası, eski yöneticilerden Lemi Keskin her sohbette 1995 yılında açılan Bursastore mağazasını kendisinin kurduğunu, mevcut stattaki VIP tribününün de kendisinin fikri ile yaptırıldığını, bu sayede Bursaspor’a yılda 1 milyon liradan fazla ek gelir geldiğini, bununla da gurur duyduğunu ifade ediyor. Yerden göğe kadar haklı ne mutlu ona. Çünkü kulübe kalıcı bir gelir getirecek bir eser bırakmış. Aynı şekilde rahmetli başkan Yazıcı’nın 1991 yılında kulübe kazandırdığı katlı otoparktan kulüp yılda 2 milyon liraya yakın para kazanıyor. Bu tip az sayıda yani istisna yöneticilerimiz oldu; ama dediğim gibi çoğunluk tabiri caizse “Şekil” peşinde. Tekrar Bursastore’a dönmek istiyorum. 20 yıldır kulübe gibi bir yerde hizmet veriliyor. İnsanlar maç günleri kapıda bekletilip sırayla içeri alınıyor, birçok kişi de bu duruma tepki gösterip alışveriş yapmadan geri dönüyor ve gidişata müdahale eden tek bir yönetici bile yıllardır çıkmıyor. Oysa orası kendi iş yerleri olsa ve müşteriler izdihamdan kaçsa, kazma kürek alıp kendileri o mağazayı büyütmek için uğraşırlar ! Ama Bursaspor’un para kaybetmesi pek de umurlarında olmuyor. Yakın dönemde Bursaspor’un elinden giden Havuzlupark’a tek bir yöneticinin bile uğramaması, Bursaspor’daki görevlerine verdikleri ehemmiyeti gösteren başka bir örnek. Şehrin en güzel yerinde 47 dönüm arazi kendi şahıslarına verilse sabah akşam orada mesai harcamazlar mıydı sizce de ? Çok daha farklı konularda örnekler verebilirim ama gerek yok. İşte bu yüzden her yönetici bu kulübe kalıcı bir iz bırakabilmeyi hedeflemeli. Bunu başaranlar işte yukarıda yazdığım isimler gibi yıllar sonra bile hatırlanır. Deplasmanlarda otel lobilerinde veya stat önlerinde eller cepte caka satanlar ise unutulur giderler. Hoca kim olsun, kimler alınsın diye fikir yürütmek istemiyorum. Yönetime yetki verildi, en iyisini yapmak için uğraşacaklardır. Camianın onlardan tek isteği, kendi iş yerlerinde gösterdikleri hassasiyetleri, disiplini, kulübün her alanında göstersinler yeter. Bu sayede sorunlar da kendiliğinden çözülür zaten. Fransa Ligi’nde üst üste 7 kez şampiyon olabilme başarısını gösteren O. Lyon’un başkanı Jean-Michel Aulas, bilişim sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın sahibiydi ve kulüp başkanlığındaki efsaneleşmiş başarısının reçetesini “Geldiğimde kulüp her anlamda kötü yönetiliyordu, kendi işimdeki kuralları eksiksiz ve aynen kulübe uyguladım, bu sayede her şey yoluna girdi ve başarı geldi” şeklinde özetlemişti. Tarık Çapçı