Yerel medyadan maç değerlendirmesi

4 mü, 8 mi? Öncelikle Türk futbolunun marka değerini yükseltmeye çalışanlar, Eskişehir gibi kışı çok sert geçiren şehirlerde futbol sahalarına alttan ısıtma sistemini mutlaka koymalı. Yoksa futbolun ekonomik göstergelerinin hiçbir şekilde inandırıcılığı kalmaz. İnanıyorum ki dünkü mücadele modern bir stadyumda, iyi bir zeminde oynansaydı, futbol kalitesi bir üst seviyeye çıkar hem oynayanlar hem de izleyenler zevk alırdı. Gelelim maça; ilk 30 dakika içinde futbol adına ne yapılması gerekiyorsa yapan takım Eskişehirspor'du. Oyunu mümkün olduğunca dar alanda oynamayı beceren Kırmızı Siyahlılar, Timsah'ı adeta kendi yarı alanından çıkarmadı. Bursasporlu oyunculardan daha fazla koşarak agresif mücadele eden ev sahibi takım bir sürü pozisyonlar üretti, iki direkten dönen topla da gole çok yaklaştı. Bursaspor ilk yarıda Es-Es fırtınasının durduğu anlarda hücumu forse etmeyi başardı. Fakat Ozan zemin ve topla mücadele ederken vuruşu geciktirdiği için golü yapamadı. İlk yarıda futbol şansı Timsah'ın yanındaydı. İkinci yarı oyun; Es-Es için şans, Bursaspor için de moral bozucu bir golle başladı. Bu gol sonrası endişelenen Yeşil Beyazlılar müthiş bir direnç göstererek maçı çevirmek için büyük bir mücadele sergiledi ve futbol karakterini ortaya koyarak oyuna ortak olmayı becerdi. Dakika 71'de Sestak'ın harika ortasına aynı güzellikle cevap veren Pinto'nun kafasıyla da skor eşitliği sağlandı. Bu golden sonra kazanmak adına daha cesur davranan Bursasporlu oyuncular bilinen iyi özelliklerini kullansalar da zaman zaman zeminin azizliğine uğrayarak gol öncesi oluşacak bütün pozisyonları kaybettiler. Sonuçta; Eskişehir'de son 25 maçta üç kez kazandığımızı düşündüğümde ve bu maça baktığımda 1 puan Bursaspor için kazanç. Çünkü kalan 4 maçta Bursaspor 12 puanı hanesine yazdırabilir. Bu durumda rakiplerin performanslarına göre 4 mü olacağız 8'in içinde mi kalacağız bekleyip göreceğiz… Erkan Öncel Bursa Hakimiyet ————————————————————————————— Soğukta, bozukta, Pinto imalatı Eskişehir'in meşhur soğuğuna bu defa da bozuk saha eklenince, futbolun tadı tuzu kaçtı. Ancak Allah’tan Pinto ortaya çıktı da Timsah puanı kaptı. İlk yarıda doğrusu bu kadar kötü bir Bursaspor beklemiyorduk. Bırakın top kullanmayı rakibin önünde durmayı bile beceremedi. Sağbek oynayan Veysel Sarı bile, Ozan'ı Vederson'u katlayıp dalga dalga geldi, biri direkte diğeri Carson'da patlayan iki bazuka ile Bursa kalesini sanki fetihetti. Bir de Diego'nun direkten dönen frikiği üstüne tuz biber ekti. Maç da bizim için maçlıktan çıkıp Alfred Hitchcock filmine döndü. Burada şansın Bursaspor'dan yana olması, gecenin kaderini değiştirdi. İkinci yarıda Adem-Musa değişikliği iş görmedi ama Hakan Aslantaş-Basser değişikliği bir anda oyunun dengesini Bursaspor lehine bozdu. Ne olduysa da 72'de oldu. Sahada o ana kadar gözükmeyen ikili Sestak ve Pinto Eskişehir semalarına giriş yaptı. Biri ortaladı, diğeri de piste inerken kafayı çaktı. Böylece Pinto puanı kurtardı. Ömer Erdoğan için şanssız bir maç. Olmayacak kafa şutu bizim çatala takıldı ama rakip kalede de olacak iki kafası Kayacan'da kaldı. Batalla, genelde oyun kuramayan Bursaspor orta sahasında ileriye taşıdığı toplarla Es-Es'i ikinci yarıda fena bozdu. Bir puanla birlikte bir başka kârımız daha var. Maça toplu olarak gelirken polisle çatışan ve yaralı veren Es-Es taraftarlarının bunu tribünlere taşımaması ve Bursaspor taraftarlarının da sakin kalması, geceyi olaysızlığa taşıdı. Mustafa Tunçakın Bursa Hakimiyet ————————————————————————————— Farklı kimlikli futbol İlk yarıda duran, ikinci yarıda vurmaya çalışan bir takım. 40. dakikaya kadar el freni çekik, golü ve pozisyonu düşünmeyen, hatlar arası kopuk bir takım var sahada. Son haftalardaki etkili futbolun kıyısından geçmez sergilenen oyun. Bu dönemde rakibin de direkten dönen iki topu, sırat köprüsü gibi geliyor insana. Hata nerede diye baktığımızda iki isim ön plana çıkıyor. Öncelikle Vederson. Sol kulvar sayesinde Eskişehir'den Bursa'ya uzanacak 'hızlı tren' güzergahı gibi oldu. Diğeri de Adem. Geldiği günden beri belki de en kötü performansını sergiledi. Kesici özelliğinden çok, takımı durduran en büyük etmendi. Yerine giren Musa da Adem'i aratmadı. Bursaspor'un bu bölümde en büyük handikapı topun Batalla'yla buluşmamasıydı. İkinci yarıda kaptanın kendi filelerine gönderdiği şanssız golün izlerini, maestrosunun devreye girmesiyle silmeyi başardı Bursaspor. Batalla kontrolü ele alınca işin rengi değişti. Daha çok isteyen takım Bursaspor oldu. Pinto'nun beraberlik sayısı geldiğinde umutlar arttı. Ancak bundan sonra da Eskişehir'in oyunu kesme adına yaptığı 'Yugoslav' diye tabir edilen, ancak kırmızı kart sınırını zorlayan faulleri devreye girdi. Yanal'ın takımlarının klasik özelliğidir. Geriye koşamıyorsan rakibini de ileriye çıkarma. İşin Türkçesi, 'kontra yeme'. İlker Meral'in bu faullere tahammül etmesi ve sadece 'sarı' ile cezalandırması Eskişehir adına şanstı. Aldığı bir puanla Bursaspor rakibini geçemedi ama kendine yine ilk sekiz arasında yer buldu. Bundan sonraki görüntü kalan maçların final havasında geçeceği yönünde. Eskişehir'deki anlam bulamayan iki olay yanan meşaleler ve bilet karmaşasıydı. Ortada biletlerle ilgili ciddi sayılabilecek bir sıkıntı var. Misafir takım biletlerini kim, ne zaman aldı? Bursasporlular'dan, Eskişehir'e girerken adeta muhtardan ikametgah, hastaneden sağlık raporu, savcılıktan sabıka kaydı istenirken, onlarca meşale o kadar önleme rağmen Eskişehir tribünlerine nasıl girdi? Süha Gürsoy Bursa Hakimiyet ————————————————————————————— Zamanlı kayıp Ligin 4. haftasındaki Sivasspor maçından sonra en kötü futbolunu oynadı Bursaspor… Tipik bir Ersun Yanal ekibi vardı karşısında… Eskişehirspor ön alanda bastı, sürekli oyun bozdu, gerektiğinden fazla yerde faule başvurdu… Baskıya hücumdan başladı ve Pinto-Batalla'nın arasına set ördü, bağlantılarını kesti… Ancak ön alanda Burhan Eser gibi son vuruştan bihaber oyuncunun olması Eskişehir'in ilk yarıda farkı açmasını engelledi… Bursaspor istekli gözükmesine karşın ilk kez bir maçta dirence dirençle karşılık veremedi… Orta alandan Adem ve N'Diaye'nin de ileriye çıkmayı düşünmemesi üzerine Timsah savunmaya gömüldü. Orta alandan destek gelmediği sürece Batalla etkisiz oynamaya devam eder… Bursaspor ne zaman ki hücumu düşünmeye başladı, Arjantinli o zaman maestro kimliğine büründü… İşin aslına bakarsanız Ersun Yanal da böyle bir Bursaspor beklemiyordu… Beklemediği için de zaten hücum hattında hızlı futbolculara görev vermişti… Erkan, Serdar, Burhan üçlüsüne Veysel ve Alper bazen de Dede ile destek geldi… Eskişehir karşılaşması için 'ders alınacak bir puan kaybı' diyebiliriz… Bu oyunla 1 puan iyidir… Ve her şeyden önce ders en az kayıpla alındı… Şike soruşturmasından keyfini çıkaramadığımız lig o kadar çekişmeli ve heyecanlı geçiyor ki… Birkaç ekip dışında hangi takımın ligi nerede bitireceğini kimse bilemiyor… Timsah bu maçtan galibiyetle ayrılsaydı kötü futbolun üzerine bir örtü örtülürdü… Gelecek için de daha büyük kayıpların gelmesine sebep olabilirdi… Tolgay Ataokay Bursa Hakimiyet

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu