Engelli kardeşlerimize temsilci ayıbı

Tarih 29 Ekim 2010… Refakatçimle beraber birçok hafta olduğu gibi bir Bursaspor maçı için yine stattayız. Bugünkü rakibimiz Fenerbahçe… Maçın önemini dikkate alıp maçtan bir buçuk saat önce stadın engellilere ayrılan bölümüne girdik. Artık gide gele bizim için iyice tanıdık yüzler haline gelen stad görevlileri ve özel güvenlikçi arkadaşlar bizi ve refakatçilerimizi uyarıyor: “Aman biraz geri durun, bugünkü federasyon gözlemci ve temsilcileri biraz hassas!” Şaşırıyoruz. Son düzenlemelerden sonra mimari şartlar elverdiğince fevkalade hale gelen Bursa Atatürk stadının genişletilen engellilere ait kısmında soğuk bir rüzgâr esiyor. Hava gerçekten de çok iyi değildi zaten ve bu yüzden belki de öyle çok da fazla sayıda arkadaşımız gelememişti belli ki, fakat bu soğuk rüzgârın asıl kaynağı maça 1 saat kala ortaya çıktı. Adını öğrenemediğimiz federasyon yetkilisi, sinirli bir biçimde ve bizi muhatap bile almadan stat görevlisine şunları dedi: “-Sakatlara(!) bu kadar yer ayrılır mı kardeşim? Ne bu böyle? Bütün refakatçiler tribüne çıkacak, ayrıca sakatların önünde belli aralıklarla özel güvenlik yerleştireceksiniz! Yoksa maçı başlatmam, kulübe de yüklü ceza keserim; ona göre!” Stat görevlisinin “ama efendim, Şampiyonlar Liginde Valencia maçında bunun 3 katı insan vardı burada, uefa yetkilisi hiç bir şey demedi.” sözlerine karşılık söz konusu federasyon yetkilisinin şu cevabı ibretlikti: “-Uefa muefa beni ilgilendirmez kardeşim; ben öyle istiyorum, o kadar!” Sonuçta maçın başlamasına az bir süre kala birkaç hanım refakatçi ve bir tane de ağır engelli arkadaşımızın refakatçisi hariç, bütün refakatçiler tribüne çıkarıldı. Maç başlar başlamaz da özel güvenlikçi arkadaşlar önümüze dikildiler. Onlar yetmezmiş gibi, normalde kendi kale arkalarında ısınan yedek oyuncular, yine aynı yetkilinin kararı ile ısınmak için engellilerin önünde yer aldılar. Gerek özel güvenlikteki arkadaşların, gerekse yedek futbolcuların iyi niyetine rağmen maçı kalabalık bir insan grubunun etten barajının arkasından –olabildiğince- seyredebildik. Maçın 2.yarısı “refakatçi” kavramının içeriği gereği çoğu refakatçi, refakat etmek üzere geldikleri engelli yakınlarının yanına geldiler, güvenlik de önümüzden tamamen çekildi. Fakat bu sırada söz konusu yetkili şahıs, kale arkasında kendince not tutmaya devam ediyordu. Ben 25 senedir o statta maç seyreden bir engelliyim. 25 sene önce bırakın refakatçiyi, engelliyi bile stada almak istemeyen kifayetsiz yetkililer de gördüm. Ama artık sene 2010… Son yıllarda böyle saçma sapan bir yaklaşımı ne duydum, ne yaşadım! Bu kafa, “şu okullar da olmasa ne güzel yönetirdim milli eğitimi” diyen kafadır. Bu kafa, engellilere Hitlerin baktığı gibi bakan kafadır. Bu kafa, eline verilen yetkiyi ilk önce babasını keserek kullanmaya başlayan kafadır. Sonuç olarak bu kafa, Türkiye Futbol Federasyonu gibi futbolumuzun marka değerini yükseltmenin onu daha geniş kitlelere yaymaktan geçtiğini görmüş, bunun da herkese hatta engelli ve yakınlarına bile “potansiyel suçlu” gözüyle bakmamakla mümkün olabileceğini fark etmiş saygın bir kuruma yakışmamaktadır. Bizler, engelli futbolseverler olarak, söz konusu saçmalığın müsebbiplerinin gereken tepki ve cezayı almalarını ve artık “bu kafaların” değişmesini istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz? Ne dersiniz? Not: Maçın Türkiye Futbol Federasyonunun sitesinde belirtildiği üzere, TFF tarafından görevlendirilen gözlemci ve temsilcileri şunlardır: (Gözlemci) İBRAHİM AKSOY (Temsilci) BİRTAN TAŞKINLAR (Temsilci) İSMAİL SÖKELEN (Temsilci) MURAT KANGALGİL     Alper Şirvan

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu