Volkan’la Sercan, Barça’yı izler mi?
Türkiye’de genç teknik adamların ve genç futbolcuların dünya futbolunu iyi takip ettiklerini biliyorum. Eminim Ertuğrul Sağlam da, Volkan’la Sercan da kendi idman ve maçlarından artan zamanlarında büyük ligleri izliyorlardır.
Volkan’la Sercan da seyretmişlerdir, pazar gecesi oynanan Barcelona-Sevilla maçı birer küçük ders içeriyordu her iki önemli yıldızımız için…
İspanya’nın iki devini karşı karşıya getiren maçın 4’üncü dakikasında Messi’nin attığı golde kale çizgisi üstündeki Villa’nın topa değmediğini göstermek için çabası mesela… Cuma gecesi bariz ofsayttaki Sercan da topa değmediğini gösteren bir jest yapsa, Insua yüzde yüzlük bir pozisyona girecekti. (Tabii o pozisyonda bayrağı Sercan topa değmeden kaldıran yardımcı hakemin de bol bol Avrupa liglerini izlemesinde fayda var!)
24’teyse Villa süper bir gol attı, ama o pozisyonda benim esas dikkatimi çeken Messi’nin basit pasıydı. Sağ taç çizgisinde kazandığı topla iki rakibinin adeta içinden geçen, süper çalımla ceza alanına yönelen Messi’nin, topu kendisinden çok da avantajlı pozisyonda olmayan Villa’ya vermesi derslikti. Herhalde dünyada Messi kadar bencillik yapmayı hak eden başka bir oyuncu yoktur; ama bu adam harika bir çalımdan sonra dahi egoist davranmıyor, kendisiyle hemen hemen paralel pozisyonda olan Villa’ya topu aktarabilecek iradeyi gösteriyor. Volkan Şen’in çoğu zaman gösteremediği iradeyi…
Galiba büyük futbolcu olmak için sadece yetenek yetmiyor. Ofsayt kuralını bilmek, takım oyuncusu olmak ve iradeli davranmak da en az yetenek kadar önemli meziyetler…
Uğur Meleke
Milliyet