Ses teli değil bam teli!
Yıllar yıllar önceydi… Densizin biri Bursaspor’a sözlü saldırıda bulunmuş, onun üzerine köşemden kendisinin kulaklarını uygun bir şekilde bir hayli çınlatmıştım. O yazıdaki “İstanbul’a kar yağmadıkça kış gelmez, İstanbul’da deprem olmazsa felaket sayılmaz onlar için” cümlelerimi hatırladım önceki akşam Galatasaray maçını Lig TV’nin rezalet anlatımından izlerken.
İyi bir maç spikeri olan Melih Şendil’in gerek sesindeki tonlama, gerekse pozisyonlara yaptığı yorumlar beni dehşete düşürdü.
Ekranın sol üst köşesinde Lig TV yazmasa, maçı Galatasaray TV’den izlediğimi düşünecektim.
Bir pozisyonda “Galatasaray’ın Ozan’a dikkat etmesi lazım” ifadesi vardı ki, tek kelimeyle tüyler ürperticiydi.
Bir spiker, kaldı ki yayıncı kuruluşta görev yapıyorsa, anlattığı maçlara taraflı bir bakış açısıyla yaklaşamaz.
Taraftarı olduğu takımın maçını anlatıyor olsa bile, gol esnasında boğazı yırtılırcasına bağıramaz.
Anlattığı maç aynı ligde mücadele veren, gücü birbirine yakın iki Türk takımı arasında oynandığı halde, kendini Galatasaray’ın Avrupa maçını anlatıyormuş gibi hissedemez.
Spikerin görevi maç heyecanını yansıtmaktır, pozisyonları doğru ifade etmek, boşluklara iki takıma dair küçük bilgiler sıkıştırarak izleyenlerin keyif almasını sağlamaktır.
Her iki tarafa da eşit mesafede durmak zorundadır spiker.
Baros’un attığı golde yaptığı haykırış sonrası ses telleri yoğun bakıma alınan Melih Şendil’i, 90 dakika boyunca yaptığı taraflı maç anlatımı nedeniyle kendi adıma şiddetle kınıyorum.
Şendil, pazar akşamı ses tellerine değil, bu anlatımıyla koskoca bir şehrin bam teline basmıştır.
Ama kabahat yayıncı kuruluşu yönetenlerde…
Şimdi cevap verin sayın Lig TV yönetimi…
Spikerlerinizin neredeyse Galatasaray’ın bir Yunan takımıyla oynuyormuş gibi maç anlatmasına nasıl ve hangi gerekçelerle göz yumuyorsunuz?
Bursaspor bu ligin 5 şampiyon takımından biridir. Şehre, kulübe, sahada emek veren futbolcusundan teknik adamına, tribündeki taraftarına kadar saygınız yoksa, en azından kupaya itibar edin bari.
Çünkü görüyoruz ki, sizin ‘büyüklük’ anlayışınız kupayla ölçülüyor.
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’ya da iki çift sözüm var.
Sayın Başkan; emin olun, maçı TV’den izleseydiniz siz bile kumandayı ekrana fırlatırdınız!..
Lig TV yöneticileri ve Şansal Büyüka ile iyi ilişkiler içinde olduğunuzu biliyoruz. Nitekim Büyüka, zaman zaman “Bursa’nın çok müthiş bir başkanı var. Bursa başkanının kıymetini bilmeli’ şeklinde laflar söyler.
Sırf yayın gelirinden iyi bir kazanç sağlıyoruz, diye bu rezilliğe göz mü yumacağız?
Ben Lig TV’den para kazanıyorsam, onlar da benim popülaritemi kullanıyorlar.
Maç sonrası gelen telefonlar, atılan mailler Bursaspor taraftarının ekran başında nasıl da çılgına döndüğünü gözler önüne seriyordu.
Birçoğu dekoderini iptal etmekten bahsediyor.
Yayın politikasını 4 takım üzerine kuran Lig TV’ye gereken uyarı ivedilikle yapılmalıdır.
Bu işi de çözecek kişi İstanbul’la olan iyi ilişkilerini bildiğimiz Başkan Yazıcı’dır.
Bu hafta Atatürk Stadı’ndayız… Bursa’ya gelecek olan Lig TV spikerleri, Trabzonspor maçında bakalım bu şehirden hangi tonla haykıracaklar…
Özge Yetişmişoğlu
Bursa Gerçek