Musluk kesilince ağlamayın!

Olay Medya Spor Müdürü Orhan Güney'in köşe yazısından alıntıdır.

Süper Lig’de ilk deneyimlerini yaşayan 17-18 yaşındaki bir futbolcu aylık kaç para kazanmalı?

Samet Aybaba, dün, takıma ne verdiklerinden çok, ücretlerini tartıştığımız/tartıştıkları oyunculardan 5’ini hatta 6’sını Vakıfköy’e gönderdi… Sizce; bu çocukların gelişimini, psikolojilerini, hayallerinde bile göremeyecekleri para, şan, şöhret mi bozuyor?

Dün, internet aleminde şöyle bir haber vardı: “Aldığı aylık ücret şok etti.”

Trabzonspor’un, Galatasaray maçında kalesini koruyan 18 yaşındaki Arda Akbulut, Karadeniz ekibinden aylık 2 bin 500 TL kazanıyormuş…

Haberi yapanları; 18 yaşında bir gencin Süper Lig’de ilk deneyimini yaşaması şok etmiyor ama aldığı ücret şaşırtıyor

Aslında işi genele yayarsak; milyonların, avroların, dolarların konuşulduğu, havada uçuştuğu futbol piyasasında 2 bin 500 lira hemen hemen herkese garip gelmiştir… Kabul etmek lazım…

İstiyoruz ki; Süper Lig’de oynayan bir futbolcu, en azından bir kaç milyon kazanmalı… Yakışanı bu çünkü! Daha aşağısı kurtarmaz!

Peki çok kritik bir kaç soru yöneltiyorum şimdi; bir kulüp yıllarca emek verip yetiştirdiği oyuncusuna ne zaman, ne kadar ücret vermeli?

Kısaca; bir kulüp, altyapısından çıkan oyuncusunun ücretini, daha 1-2 maç oynadı diye milyon TL, Euro veya Dolar’a mı bağlamalı?

Böyle olacaksa, böyle olması öngörülüyorsa, peki altyapıların ne önemi kalıyor ki?

Kulüpler, yetiştirmek için yıllarca uğraşmasın, bastırsın parayı, alsın oynatsın… Hazırı varken ve daha az rakama bulacaksan ki, kesin bulursun (Umut Meraş; 1 milyon 350 bin TL), altyapına kilit vur, hiç başın ağrımasın!

SERVİSTEN İNİP SON MODEL ARABAYA!

Mesela Bursaspor

Yıllardır A takımında bir denge sağlayamadığı için altyapısından yetişen oyunculara da bence zamanı gelmeden yüksek rakamlar ödedi, ödemeye de devam ediyor… Kubilay Kanatsızkuş örneği ortada…

Bu çocuklar zamanında Vakıfköy’e, servisle, servisi kaçırınca minibüsle/otobüsle gelip, giderlerken, kendilerini bir anda son model arabanın içinde bulurlarsa, iki tarafın da mutluluğu çabuk sonlanıyor…

Çünkü, hayallerinde bile göremeyecekleri para, şan, şöhret, öyle veya böyle bu çocukların düzenlerini, psikolojilerini bozuyor… Aile yapıları da buna müsaitse zaten bir daha toparlamak mümkün olmuyor…

Oysa ki, işi tamamen duygusallıktan çıkarıp, doğru planlamaya yöneltseler, daha uygun olmaz mı?

ÖZELEŞTİRİ YAPIYORUM

Ben de özeleştiri yapıyorum kendimizle alakalı… Arda Karabulut haberini yapanlara tepki gösteriyorum fakat, daha düne kadar Burak Kapacak, Ramazan Keskin, Çağatay Yılmaz, Muhammed Emin Sarıkaya  vs, vs. gibi isimlerin asgari ücretle oynadığını yazdık/söyledik… Hatta, tartıştık da… Kimimiz “az” buldu, kimimiz de “Daha zamanı var” dedi.

NE OLDU BİLİYOR MUSUNUZ?

Neticede ne oldu biliyor musunuz;

Samet Aybaba, dün, takıma ne verdiklerinden çok, ücretlerini tartıştığımız/tartıştıkları oyunculardan 5’ini hatta 6’sını Vakıfköy’e geri gönderdi… Birinci neden olarak da; davranışlarının değişmesini gösterdi… Çağatay Yılmaz, Muhammed Emin Sarıkaya, Ali Akman, Ahmet Furkan Özcan, Deniz Aydın ve Jani Atanasov, artık U21 takımıyla idmana çıkacaklar ve Vakıfköy’de kalacaklar… Hepsi, Özlüce’deki odalarını boşaltıp, Vakıfköy’deki yeni odalarına yerleşti…

HAYATIMDA HİÇ 500 TL’Yİ BİR ARADA GÖRMEMİŞTİM

Hatırlıyorum; ismini vermeyeceğim şimdi, 3 ay önce bu gençlerden biriyle sohbet ederken aynen şunu söylemişti: “Ben hayatımda hiç 500 lirayı bir arada görmemiştim… Şimdi, A takımda prim veriyorlar maç kazanınca. Fakat, aldığım prim -12 bin 500 lira- şuan benim ihtiyaçlarıma yetmiyor.”

Bakın daha çocuk dediğimiz birine, taşıyabileceğinden daha fazlasını (Değer, para, imkan) verirseniz, bunun altında ezilir… Gördüğüm kadarıyla, bu çocuklar da bu zamansız değişimin sancılarını yaşıyorlar… Samet Hoca da, belki de kaybetmemek adına böyle bir hamlede bulunmuş… Bence, Burak Kapacak, Razaman Keskin, Furkan Emre Ünver  de, “Kaldık” diye sevinmemeli… Ligde kendi yaş grubunda olanlar çoktan formayı kapıp, yol aldılar (Ozan Kabak) ama ne Burak ne Ramazan ne de Furkan’dan o sıçramayı göremedik… Unutmasınlar ki, şans kapıyı ikinci kez çalmayabilir… 

KULÜBÜN BİR ANAYASASI OLMALI

Gelelim ne yapılması gerektiğine;

Bursaspor’un bir kere altyapısıyla alakalı bir anayasası olmalı… Ertuğrul’a 3 küsür milyon lira, kaleci Muhammed’e 1 milyon 800 bin lira, 3 milyon lira istediği söylenen Okan Koçuk’a, atıyorum 2 milyon lira vermekle bu iş olmaz… Bu çocuklar, A takıma çıktıklarında, bilmem kaç maç oynadıklarında, 2 yıl sonra ne alacaklarını bilmeli ve buna kimse itiraz edememeli… Hep yazıp/söylüyorum; Cengiz Ünder, Roma’ya transfer olmadan önce Başakşehir’den aylık 15 bin lira kazanıyordu…

Asgari ücret alırken, “A takıma çıktı. 1-2 maç da oynadı” diye rakamını 1-1,5 milyon lira gibi faiş bir yükselişe sokan bu anlamsız düzeni, mantıklı bir programa sokmadığınız sürece, bir çok yeteneğin kaybolmasını hep birlikte izlemeye devam ederiz… İşimiz de tesadüflere kalır…

MUSLUK KESİLİNCE AĞLAMAYIN!

Para önemli bir etkendir fakat tek başına yok etmeye yetmez… Asıl etken, verilen sorumluluğu ya da şansı kulanabilmek için ne yaptığındır… Musluk akarken geleceğine yatırım yapmaz isen, musluk kesildiğinde de ağlamaya hakkın kalmaz… Şunu da belirterek bitireyim; altyapılardaki yetkililer, hocalar ve aileler, sorumluluğunuz altındaki çocukları futbolculuktan önce hayata hazırladığınızı unutmayın

Başa dön tuşu