Kubilay Kanatsızkuş: Bursa fabrikasının son gol makinası

28 Mart 1997 Osmangazi doğumlusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Hemen hemen her çocukta olduğu gibi ben de bebeklikten beri topu istemişim. Ondan sonra sokaklarda futbol oynaya oynaya büyüdüm aslında. Daha sonra Osmangazi’den Nilüfer’e taşındık. İlkokula orada devam ederken bir anda okul takımına seçildim. Daha sonra hocalar beğendi ve yola devam ettim.

Aileni tanıyabilir miyiz?

Babam İbrahim Kanatsızkuş, Bursa’daki küçük sanayide araba tamircisi. Annem Raşide Kanatsızkuş ev hanımı… Bir de ağabeyim var; Türker… O da babamın yanında çalışıyor. Ağabeyimle üç yaş var aramızda.

Ağabeyinin futbolla alakası var mıydı; yoksa ailenin topa meraklı çocuğu sen miydin?

Onun da küçükken futbola merakı vardı ama ona kısmet olmadı, bana oldu.

Futbolla tanışman ne zaman ve nasıl oldu?

İlkokul 3. sınıftaydım. Beden eğitimi öğretmenimiz Yasemin Ballısoy vardı. Beni okul takımına almıştı. Orada okul takımında oynadım. Abdurrahman Vardar İlköğretim Okulu… Buradan Canaydın İlköğretim Okulu’na geçtim. Nabiye Elitok isminde bir hocam vardı. O beni buldu. Sonra okulum değişti. O beni kendi takımına aldı. Beşevler Sanayi Spor vardı. Beni oraya da götürdü. Futbol nedeniyle 5. sınıfta okulumu değiştirdim. Orada bir sene oynadıktan sonra Bursaspor istedi. Ailemle bir karar verdim ve Bursaspor’a geçtim.

Seni isteyen kimdi?

Ersel Altıparmak vardı rahmetli. Kendisini hatırlıyorum. 12-13 yaşındaydım.

O zaman da fiziğin böyle miydi? O yaş kategorisindeki arkadaşlarından farkın var mıydı?

Hiç yoktu. Hepimiz aynıydık hatta ben daha küçüktüm. Bir anda boyum uzadı.

Boyunun uzaması hangi yaşlara tekabül ediyor?

14-15 yaşındaydım. Hatta bir anda uzadığım için bir dönem sıkıntı çektim. Çünkü bir anda uzayınca koordinasyon bozukluğu oldu. Teknik anlamda sıkıntılar yaşadım. Ondan sonra yavaş yavaş toparladım.

Bursaspor’un altyapısındaki eğitim sürecini bize anlatır mısın?

Gerçekten Bursaspor altyapısı çok kaliteli. Oynayan her oyuncu kaliteli. İnşallah daha niceleri de çıkacaktır. Belirli kurallar var. Yemekler çok iyi. Futbol oynama şartları, imkânları çok iyi. Futbol oynamak için bize her şeyi veriyorlar.

Bursaspor’un altyapısı son yıllarda çok verimli işler yapıyor; Türk futboluna Enes Ünal, Serdar Aziz, Volkan Şen, Ozan Tufan gibi çok önemli yıldızlar kazandırdı. Bu süreci en iyi yaşayan birisi olarak sence bunun sebebi nedir?

Doğru çalışmalar yapılıyor. Profesyonelce işler yapılıyor. Artık Bursaspor altyapıda bir marka haline geldiği için daha çok tercih ediliyor. Şehir dışından birçok arkadaş geliyor. Şehir dışından Fenerbahçe’ye, Galatasaray’a da gidebilirsin. Ama Bursaspor artık çok kaliteli olduğu için genelde herkes burayı tercih ediyor. Tamamen büyük bir marka haline geldi Bursaspor…

Bursaspor’dan çıkan bunca yıldız oyuncunun sana ve senin gibi gençlere katkısı nedir?

Ben geçen sene ilk A takıma çıktığımda Serdar ağabeyler benimle çok ilgilenmişti. Altyapıdan gelen her oyuncuya takımdakiler çok yardımcı oluyor. Biz de onları göre göre alttan gelen oyunculara yardım ediyoruz. Kendimize daha çok çeki düzen veriyoruz.

Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın bugün futbolcu olamadı ama sen yolunda emin adımlarla yürüyorsun. Bunun sebebi nedir?

Ben futbolu benimsedim diyebilirim. Yatıp-kalkıp futbolla ilgileniyorum. Kendimi adadım. Başka bir şey düşünmedim. “Ya futbol, ya futbol” dedim.

Peki, eğitim hayatın nasıl gidiyor?

Liseyi bitirdim ama üniversiteye devam etmedim. Üniversiteye bir gün gidebilirim. Futbola çok önem verdiğim için eğitimim biraz aksadı ister istemez. İdmanlar, maçlar çok araya girdi. Ama üniversiteye gitmeyi bir gün mutlaka istiyorum.

Bursaspor’un altyapısında ince bir detay daha var. O da yakın gelecekte Enes Ünal, Batuhan, daha önceden de Sercan Yıldırım gibi bir çok golcü futbolcuyu Türk futboluna kazandırmasıydı. Sen de santrfor oynuyorsun. Golcülerin bu kadar sık oluşunun özel bir sebebi var mı? Aslında her mevkiden oyuncu çıkıyor. Ertuğrul var mesela stoper. Serdar ağabey var, Ozan var… Sadece golcüler çıkıyor gibi bir duruma katılmıyorum. Bu bence tamamen bir şans…

Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu ile güzel bir ilişkin var. Geçen sezonun sonuna doğru seni A takıma aldı. Bu sezon da sana sürekli şans veriyor. Aranızdaki ilişkiyi nasıl anlatırsın?

İlk olarak Ertuğrul Sağlam Hocamızın döneminde A takıma çıkmıştım. Forma giymemiştim ama idmanlarda yer alıyordum. Hamza Hoca geldikten sonra genç oyuncularla çok ilgilendi sağ olsun. Bize güveniyor. Kupa maçlarında bana şans verdi. Bu şansı da iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Benden çok şey bekliyor. İnşallah kendisini yanıltmayacağım.

Kadronuzda Tomas Necid gibi Çek Millî Takımı’nın golcüsü var. Ancak Hamza Hamzaoğlu, Necid yerine genç yaşına rağmen seni tercih ediyor. Bu durum da daha önce çok görülmüş bir şey değil. Sence bunun sebepleri nelerdir?

Hem Hamza Hoca gençlere çok önem veriyor hem de biz de iyi çalışıyoruz. Sanırım bu sebepler yüzünden de hocamızın böyle bir takdiri var. Necid’le de çok güzel anlaşıyoruz. Bana çok yardımcı oluyor.

Çok iyi oyunculardan kurulu bir takımınız var. Ancak Pablo Batalla’yı biraz ayrı tutmak gerekir. Batalla gibi özel bir oyuncuyla oynamak nasıl bir durum?

Taraftarın sevgilisi gerçekten. Biz de kendisini örnek alıyoruz. İlerleyen zamanlarda inşallah onun gibi oluruz. Takım içinde çok iyi. Herkese saygı duyuyor. Herkese bir şeyler katmaya çalışıyor. Hata yapanlara hatalarını söylüyor. İyi bir lider. Takımı saha içinde çok iyi yönetiyor. Sağlam karakterli. Örnek bir kişiliği var. Bu durum da bize çok fazla etki ediyor.

Çok genç yaşta Süper Lig seviyesinde forma giyiyorsun. Süper Lig’de forma giymek nasıl bir durum. Oradaki seviyeyi senin gibi genç oyunculara da örnek olması açısından bize anlatır mısın? Farkları nelerdir?

İlk zamanlar tabiî ki zorlanıyorsunuz. Ben hâlâ zorlandığımı düşünüyorum. Daha iyi olabilirim. Ama bu zamanla geçecek bir şey. Tempo çok yüksek seviyede. U21’de oynarken Süper Lig’e geldim ve tempo gerçekten çok fazla. Ama şimdi yavaş yavaş alışıyorum. O seviyeye çıktığımı hissediyorum. İlk oynadığım maçla şu an arasında çok fark var.

Millî Takım konusuna gelelim… Millî Takım serüvenini anlatır mısın bize…

Geçen sene U19’da ilk kez çağrıldım. Antalya’da, Çek Cumhuriyeti ile karşılaşmıştık. İlk orada oynadım. Millî formayı giymek çok farklı bir duygu. Kırmızı formayı sırtına geçirince tüylerin diken diken oluyor. Seçilmiş insan olmak ayrı bir duygu. Futboluma da çok büyük motivasyon oluyor. Ne veriyorsan, daha fazlasını vermen gerekiyor.

Daha önce de belirttiğimiz gibi Bursaspor’un altyapısından A Millî Takım’a kadar yükselen bir çok oyuncu var. Sen de bunlardan birisi olabileceğin ihtimalini düşündüğün zaman neler geliyor aklına? Ay-yıldızlı formayla alâkalı hayallerini anlatır mısın?

A Millî Takım’ın düşüncesi bile çok farklı. İnşallah bunu bir gün başarırım. Bu duygularımı çok anlatamıyorum. Anlatılmaz, yaşanır derler ya aynen öyle…

1.90’lık boyunla çok dikkat çekici bir fiziğin var. İyi bir golcü olabilmek için ekstra çalışmalar yapıyor musun? Eksik bulduğun yönlerini de bizimle paylaşır mısın?

Vakıfköy Tesislerimizde eksik giderme idmanlarını hocalarımızla birlikte yapıyoruz. Oynadığımız maçlardan sonra yardımcı hocalarımızla analizler yapıyoruz. Hatalarımızı söylüyorlar. Onların üzerine çalışıyoruz. Kendi eksiklerime gelecek olursak son vuruşlarıma ve kafa toplarıma çok çalışmam gerekiyor. Daha iyi olmam lâzım.

Bursa’da nasıl bir hayatın var? Boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?

Boş vakitlerimde bol bol dinleniyorum. Belli bir süre uyumanız gerekiyor. Ailemle vakit geçiriyorum. Bazen dışarı çıkıyorum ve arkadaşlarımla oturup sohbet ediyoruz. Ama konu yine futbol oluyor. Hobilerim Play-Station oynamak… Bir de korku evlerine gidiyoruz arkadaşlarımla… Bursa’da bazı yerler var. Oradaki evlerin içinde oynayan adamlar var; sizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama korku filmlerini sevmiyorum.

Kariyer planlamanı nasıl yapıyorsun? Bursaspor’dan çıkıp da Enes Ünal gibi, Volkan Şen, Ozan Tufan, Serdar Aziz gibi farklı yollara giden birçok örnek var önünde… Sen nasıl bir yol izleyeceksin?

Öncelikle hedefim Bursaspor… Burada sağlıklı bir şekilde oynamam gerekiyor. Ondan sonra Avrupa olabilir… Enes Ünal’ın yolundan gidebilirim.

Kendine en çok hangi futbolcuyu, neden örnek alıyorsun?

Aslında birçok oyuncu var. Klasik İbrahimoviç diyebilirim. Fiziğimiz biraz benziyor. Ama tabiî o biraz uç nokta… Kun Agüero’yu çok beğeniyorum. Türkiye’de şu an Eren Derdiyok çok iyi…

Röportaj: Rasim Artagan

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu