Korkudan önce, cesaretten sonra
Teknik direktör ilk 11’i yazdığında,
Herkes gerekli mesajı alır…
Gerek Bursasporlu futbolcular,
Gerek taraftarlar,
Gerekse de rakip takım…
Pazar gecesi kadroları gördüğünde de durum bundan farksız değildi…
Stoch’un etik dışı yokluğunda,
Sercan, Cuenca, Aydın ve hatta Dzsudzsak varlığında
Sol önde Emre tercihi,
11 oyuncudan 8’inin defansif karakterde olması
Klasik Anadolu takımının İstanbul taktiğini gördük;
“Önce gol yemeyeyim”
Bu denli rakipten çekindiğini belli edersen,
Topu bu kadar rakibe teslim edersen
İstanbul’dan puan veya puanlarla çıkmak imkânsızdır…
Saha içerisinde ayağında top tutma becerisi olan yalnızca iki oyuncu vardı;
Josue ve Dzsudzsak…
Bu iki oyuncuyu da pres ve alan daraltma ile top aldırmayınca
Son yıllarda ki en rezil 45 dakikayı gördük Saraçoğlu’nda…
İlk yarıdaki skorun 1-0 kalması
Rakibin eksik ve fizik güç yetersizliğinin bir hediyesi oldu adeta…
Ardından,
Maçın başında olması gereken oldu ve
Hosogai – Sercan değişikliği sonrası
4-1-4-1’e dönerek
Biraz daha top tutmaya
Biraz daha cesur olmaya karar verdik…
Akabinde de golün gelmesi bir oldu…
Sonra
Rakibin girmesi gereken strese Bursaspor girdi
Biraz panik,
Biraz telaş derken
Sahada sakin kalmayı beceremedik…
İşin en kötü taraflarından birisi de,
Rakip daha Perşembe gecesi
90 dakikalık ciddi bir fiziksel yıpranmanın ardından
Maçın sonunda Bursaspor’dan daha diri kalmayı başarabilmesiydi…
Bu da sezon başından beri takım olamamanın yanında yaşadığımız bir diğer önemli problem…
Sonuç olarak;
1. Takım olamadık
2. Oturmuş bir oyun sistemimiz yok
3. Oyun tempomuz çok düşük
4. Fiziksel problemlerimiz var…
Çözüm Ertuğrul Sağlam’da…
Ya çözecek,
Ya da…
Prof. Dr. Sinan Çavun / Hürriyet Bursa