Adem Çağlayan bu sistemle devam ederse!

Her şeyin kötü gittiği bir haftada yazmak istemedim ama (soranlar olduğu için) birkaç noktaya değinmek istiyorum.

1- Başkan ve Yönetim

Başkanın ve yönetimin bende sonsuz kredisi var. Öncelikle bunu belirteyim. Nerelerden bu günlere geldiğimiz hala hafızalarda çok taze. Geçtiğimiz sene Süper Lig‘e 4 sene de çıkılacağını, bir sene kayıp yaşayacaklarını düşünüyordum. Yine aynı düşüncedeyim. Kaybı bu yıl yaşarlarsa tecrübe oldu der geçerim. Gereken dersler çıkartılır, çok daha güçlü yol alınır. O yüzden bütün gövdelerini taşın altına koyan, yaptıkları şeyin akılla anlaşılamayacak kadar büyük bir gönül işi olan Başkan ve yönetime herkesin destek olması gerektiğini düşünüyorum. Küstürülmemeleri lazım…

2- 3’lü Defans Sistemi

Yazdıklarımı okuyanlar bilir, bu sene değil geçen sene her şey iyi giderken de 3 lü defans sistemiyle üst liglerde ciddi sıkıntı yaşanacağını birkaç defa dile getirdim. Bu seviyede bunu uygulayamazsın. Aranda büyük güç farkı olan takımları farklı yenersin ama güç dengesi yakın takımlar sana karşı büyük açıklar ve çok sayıda fırsat bulur. Atarsa da sonucu alır.

3’lü defansla Bursaspor Rus ruleti gibi oynuyor. Orta sahada büyük açıklar, kanatlarda büyük açıklar. Bu tür oyunda futbol şansı yanında olan, pozisyonları değerlendiren kazanır. Bursaspor’un böyle bir lüksü var mı? Tabii ki yok.

3- Adem Çağlayan’ın Durumu

Daha açık yazayım. Adem Çağlayan Hoca bu sistemle devam ederse Bursaspor’da ömrü uzun olmaz. Gönderilir. Batalla’ya kredi tanınmadığı yerde Bursaspor futbol kamuoyunda Adem Çağlayan’ın kötü sonuçlar karşısında kredisi falan olamaz. Sezon sonu şampiyon olacağız vs konuşmalarının da bir anlamı yok açıkçası. İnsanlar oynanan oyuna bakıyor.

Şu ana kadar geçmiş süreçlerde edindiğim izlenim Başkanın son derece net bir tavrı var. Ortamı yaratıyor, ama sorun ya da başarısızlık gördüğü anda da gereken müdahaleyi yapıyor. Duygusal değil rasyonel bir tavra sahip. Başkanı duygusal bulduğum boyut tribünle ilişkileri ve sosyal medya kullanım tarzı. Keşke orada da daha rasyonel olabilse.

4- Başarının Yolu

Ben geçen sene de, bu sene de defans ve orta sahayı sağlam tutan, oyun kontrolünü elinde bulunduran, açık vermeyen, atacağı bir ya da 2 golle de sonuca gidecek, sisteme dayalı bir oyun tarzının başarılı olacağını düşünüyorum. Böyle bir sistem, önemli maçlarda kısır futbol, az pozisyon, sıkıcı beraberlikler nedeniyle genlerinde hücum ağırlıklı, göze hoş futbol arzulayan Bursaspor seyircisine de ters gelecektir. Ama Bursaspor önemli başarılarını kontrollü futbol ile elde etti. Bursaspor, Süper Lig şampiyonluğunda da, Raşit Çetiner dönemi 2. Lig şampiyonluğunda da, geçtiğimiz sene Batalla ile uzun süre açık ara önde götürdüğü dönemde de böyle bir sistemle başarıya ulaştı. Tabii şunu da belirteyim bunları klavye başında yazmak çok kolay. Tribünün ve camianın bütün gerçekleriyle Başkan ve yönetim uğraşıyor. Bizim ki biraz hariçten gazel okumayı da içeriyor açıkçası.

5- Kadro Kalitesi

Futbol takımı kadrosunun bu lig için yeterli olduğunu düşünüyorum. Bursaspor’un kaliteli futbolcuları var. Kadro mühendisliğinde hatalar olabilir, bazı mevkilerde sıkıntılar olduğu da açık ama teknik ekibin işi biraz da eldeki kadrodan maksimum faydayı sağlayabilecek bir oyun tarzını ortaya koyabilmek. Geçen sezondan beri ben şu sistem oynayacağım deyip, olmuyorsa hatada ısrarcı olmak değil. Pratik bazen teoriye uymaz, orada da esnek olmak gerekir. Ama genç hocaların özelliği de bu. Hani amiyane tabirle başlarını gözlerini yara yara öğreniyorlar. Bedeli de kendileri açısından ağır oluyor.

6- Net Görünen Gerçekler

Bazen şu olur. Bazı şeyler dışarıdan çok net görülür ama içinde olanlar bir türlü aksiyon alamaz. Bunu Ali Ay döneminde yaşadık. Takım göz göre göre küme düştü. Göz göre göre yani. Dışardan birkaç doğru hamleyle her şeyin çok farklı olabileceği çok net görülüyordu ama maalesef sadece izlemekle ve kahrolmakla kalıyorsun. Bursaspor’da bugün Adem Hocanın sistem inadıyla, kadro kimyasının tutmadığını herkes görüyor. Birazcık gücü olan takımların çok sayıda pozisyon bulduğu da görülüyor. Oyuncuların bu oyun sisteminde, fiziki güçlerini de kullanamadıkları, açık kapatmaktan yeteneklerini gösteremedikleri de görülüyor. Sözlerimizi burada keselim ve takdiri Adem Hocamıza hocamıza bırakalım. Dilerim gereken önlemleri alır. Yoksa Bursaspor’da kalma imkânı hiç yok…

Sonuç

Bursaspor, her şeyiyle buraların çok üzerinde bir camia. Yanlışlıkların telafisini giderebilecek de bir camia. Enes Çelik‘te, camianın güvendiği, destek verdiği ve büyük kredisi olan bir başkan. Diyelim ki bir süre bazı şeyler kötü gitti. Kötü gidişatı tersine çevirebilecek destekleri var. Canları sağolsun. Nazar boncuğu der, desteğe devam eder, önümüze bakarız. Yaptıklarının kelimelerle karşılığı yok. Var olsunlar…