Futbolcularda Psikoloji ve Yaralanma

Futbolcular her hafta pek çok saat süren antrenman ve müsabakalara katılırlar. Bundan dolayı da aşırı derecede fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalırlar. Netice itibari ile de futbolcularda yaralanma oranları yüksek olur. Araştırmalar profesyonel futbolcuların %65 ile %91 arasında sezon boyunca performansını etkileyen bir yaralanma yaşadığını göstermektedir. Özellikle şiddetli ise ve sporcu performans anlamında iyi durumda ise yaralanmaların sporcular için fazlasıyla stresli ve duygusal anlamda yıkıcı olduğu bilinmektedir. Önceleri yaralanmaya yol açan nedenler içinde fiziksel ve biyomekaniksel risk faktörleri suçlanırken son yıllarda psikolojik birtakım faktörlerin de yaralanma riskini etkileyebileceği üzerinde durulmaktadır. Bazı sporcular karakter veya kişilik özelliklerinden dolayı yaralanmalara daha yatkındır ve sporcunun psikolojik durumu yaralanmanın ortaya çıkma sıklığı ile de ilişkilidir. Yaralanmalara yol açabileceği düşünülen psikolojik faktörler stres-yaralanma modeli ile açıklanmaktadır. Bu modelde risk faktörleri kişilik yapısı, stres oluşturan durumlar ve bununla baş edebilme kaynakları altında 3 kategoride gruplandırılır.

 

1.      Futbolcunun kişilik veya karakter özelliği o sporcunun bazı durumları stresli olarak değerlendirip değerlendirmediğini etkileyebilir. Örnek olarak kişilik özelliği kaygılı veya endişeli olan sporcular çoğu durumu stresli olarak değerlendirdiği gibi bazı stresli durumlara karşı da yanıtları abartılı olur. Bunun neticesinde yaralanma riskleri de yükselir.

2.      Gün içinde yaşanan tartışmalar, yaşam olayları ve önceki yaralanmalar gibi futbolcuda stres oluşturan durumlar da yaralanmalar ile yakın ilişkilidir.

Gün içinde yaşanan problemler veya sinirlilik durumları gibi sporcunun yaşadığı tartışmalar ile yaralanma arasındaki ilişki tartışmalı olmakla beraber bazı araştırmalarda yaralanma öncesi sporcuların gün içinde birtakım problemler yaşadığını göstermektedir.

Evlilik, boşanma veya aileden birinin hastalığı gibi sporcunun yaşantısında büyük değişikliklere yol açan yaşam olayları, stres seviyesinde artışa yol açarak yaralanma riskinin yükselmesine neden olur. Araştırmaların hemen hemen hepsi (%85’i) yaşam olaylarına bağlı oluşan stresli durum ile yaralanma arasındaki bu ilişkiye işaret eder. Yaşantısında stresi yüksek olan sporcular olmayanlara göre 2 ile 5 kat fazla yaralanmalara yatkın olurlar.

Sporcunun önceden yaşadığı bir yaralanma da bir sonraki yaralanmayı kolaylaştırabilir. Sporcu fiziksel olarak tedavisi tam tamamlanmadığında ve/veya psikolojik olarak hazır olmadan tekrar spora döndüğünde bilişsel değerlendirmeleri olumsuz olur, bu da stres yanıtlarında yüksekliğe yol açacağından tekrar yaralanma riskini yükseltir.

3.      Stresle baş edebilme durumu veya kaynakları, sporcunun stresle baş edebilme becerisi yanında çevresinden aldığı sosyal desteği de kapsar. Sosyal desteği ve stresle baş edebilme becerisi düşük olan sporcular olumsuz yaşam olayları yaşamaları durumunda yaralanmalara daha yatkındırlar.

Netice olarak; yaşam stresi yüksek, stresle baş edebilme kaynakları düşük ve yarışma endişesi yüksek olan bir sporcu stresli bir durum ile karşılaştığında stres yanıtı daha fazla olur (kas gerginliği artışına ve konsantrasyon azlığına yol açar) ve bu da yaralanmalara hassasiyeti yükseltir. Bu sporcular yaralanma için yüksek riskli sayılırlar. Örnek olarak, sözleşme yükümlülüğü endişesi yaşayan (majör yaşam stresine örnek) ve çevresi ile ilişkisinde problemler olan (kronik stres durumu) bir futbolcu olası bir stresli durum ile karşı karşıya kaldığında (final maçına çıkmak gibi) dikkat yönünden ve fiziksel olarak yetersizlik yaşabilir. Bunun sonucunda da bu futbolcuda yaralanmalar daha fazla görülebilir.

 

Yaralanmalara yatkınlığı azaltmak bakımından stresli bir durumda olan sporcuda stres yanıtını azaltmada yardımcı olabilecek pratik tavsiyeler aşağıda sıralanmıştır.

 

·         Bazı durumları nasıl yorumladığını yansıtmak ve düşünmek bakımından sporcular yaşam tarzlarında değişikliklere (dikkat düzeylerini yükseltmek gibi) gitmeleri yönünde cesaretlendirilebilirler. Bu tarz müdahaleler yaralanma riskini azaltmak için psikolojik durumunu nasıl ayarlayabileceği yönünde de sporcuyu eğitebilir.

·         Sporcular stresle baş edebilme desteği alarak ve kendine güvenme alıştırmaları yaparak stresle baş edebilme becerilerini iyileştirip yaralanmaları önleyebilirler.

·         Hem futbol içi hem de futbol dışında sporcunun karşı karşıya olduğu stresli bir olayda bununla baş edebilmesine yardımcı olması bakımından takımların sporcularına sosyal yönden de destek vermeleri gerekir.

·         Her bir futbolcunun sübjektif psikolojik durumu hakkında bilgi sahibi olabilmek için antrenörler ve sağlık ekibinin tüm sporcular ile sık sık diyalog içinde olmaları önemlidir. Bu bilgiler doğrultusunda her bir sporcu için bireysel antrenman programları geliştirilerek yaralanma riski düşürülebilir.

Spor Hekimliği Uzmanı Prof. Dr. Ufuk ŞEKİR / Bursasporluyuz.net

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu