Fehmi Abi’yi 6 yıl önce tanıdım…

Fehmi Abiyi 6 sene önce tanıdım Bir kez bile telefonla aradığımda açtığına tanık olmadım. Arardım, kapatırdı yüzüme, o arardı.. Bana yazmasın diye.. Ama bunu herkese yapardı. Kimse ilk seferde telefonla ulaşamazdı ona.. O arardı. Kimseye yazmasın diye.. Kırılsa da kırmazdı. Kıranı bile kırmazdı. Sesini yükselttiği tek yer maçlardı. O da tezahurat için.. Tek kelime gıybetini duymadım; kötü bakışını, of deyişini, fesatlığını, vefasızlığını, kabalığını görmedim. Görmedik, görmediler. O sakin sakin, usul usul, efendi efendi konuşması, ağırbaşlı tevekküllü hali, melek kadar temiz yüzü gözümün önünden gitmiyor.. Bir kez tanıyanın bile tüm kalbiyle seveceği kadar iyi bir adam gitti. 41 yıllık ömrümde "Ben böyle iyi bir adam görmedim" dedirten bir adam gitti. İnsanda üç beş parça da kötü taraf olacak.. Biraz aksilik, biraz huysuzluk, ne bileyim biraz arıza.. Hiç değilse ona sığınırsın.. Bu adamda kötü denecek birşey yoktu ki Acı tarifsiz. Yokluğu tarifsiz. Öyle hızır gibi yetişmişliği, öyle yaralara çare olmuşluğu vardı ki, Patlıcanlı köfte yapmıştım, nasıl bayılmıştı. Sen gel yeni evimize ben balkonda gene sana sofra kuracağım demiştim, tamam demişti.. Olmadı. Onun sayesinde evlendik, yuvamız oldu, vesile oldu. Yeğenlerine baba, hepimize abiydi. Abimdi o benim. Ana baba ayrı, ama öz abim.. Yokluğu felaket. Istırabı çok büyük. Hayatında ilk defa üzdün insanları abi. Hayatında ilk defa birilerini üzdün ama çok üzdün… Senin gibi bir insanı tanıdığım için çok şanslıyım.. Biliyorum beni çok severdin, senin gibi bir insan tarafından sevildiğim için çok şanslıyım. Mezarına koyduk Bursaspor bayrağını merak etme. yeşil beyaz ışık dolsun içeri diye.. Toprağının üstüne de Bursan'kara bi de TEKSAS atkısını bi güzel yerleştirdi Tarık kardeşin.. Başucunda atkıların, göğsünün üzerinde Bursaspor bayrağın var, mezar taşı da yeşil beyaz yaptırılacak merak etme, bestelerinde söylediğin gibi… Her bayram Abdül abiye giderdik mahşer gibi, Şimdi bir de sana geleceğiz….. Seni 25 yıldır tanıyan Tarık'ın yerinde olmayı ne çok isterdim. Daha fazla doyabilmek için sana.. Şu Timsah Arena'da da bir oturabilseydik senle yan yana.. Of be abi… Sen sözlerin, kelamın, alfabenin bittiği yersin… Ne çok sevenin varmış Ulucami mahşerdi dün. Genci, yaşlısı sel oldu aktı, hissettin mi? Abi beni seviyorsun biliyorum ama bir işaret ver n'olur dedim, tabutundaki atkıyı düzeltirken.. Sanki… 30 saniye kadar bi süre sonra sanki… Öyle bir esinti geçiverdi ki yüzümden.. Nasıl serin, bahar havası dolu, ışıklı ve huzurlu.. Senin bedensiz halin sanki.. Geldin biliyorum, kırmadın beni. Ya abi sana ne desem, ne yazsam, ne söylesem yetmiyor, yetmedi, yetmeyecek.. Biliyorum emir en büyük yerden, biliyorum tevekkül şart.. Ama çok kötü yaktın yüreğimizi canım abim… Pınar'ın, Merve'n, Uğur'un, Beste'n, Ayşe'n bizlere emanet… Bestelerin bizlere emanet… Şehidin emaneti Bursa'nkara kardeşliği bizlere emanet, Sevgin, hoşgörün, adamlığın bizlere yadigar.. Ama en güzeli, o mücevher hatıran bizlere emanet… Yerin asla dolmayacak, bu kalp senin gibi bir "adamı" bir daha tanımayacak.. Abdül abiye çok selamlarımızı ilet.. Şampiyonluğu görmeden göçüp giden kalplere selamlarımızı ilet.. Cennete gitmek üzere bir süre konaklayacağın Berzah'taki tüm güzel ruhlara sevgilerimizi ilet… Son nefesinde elini tutabildik.. Durdu kalbin 3 kez, 30000000000 kez öldük biz o 618 numaralı kapının önünde.. Ablan, yeğenlerin ve tüm sevenlerin… 11 Mart 2015 Çarşamba, saat 20: 40 sularında, o güzel ruhunu alıp uçtun gittin… Ayşe ablana ikinci kardeş acısını tattırarak, seni baba bilen yeğenlerini ve bizleri tarümar ederek… Aah şehidin ikizi, güzel adam… Sen de insanlık nasıl yapılır onu öğrettin… İnsanlık görevini yaparken gittin… Şehit değil misin?  Melekler kadar iyi olduğunu biliyorduk elbette ama sen gidince o iyilik yorgan gibi çöktü üzerimize, binalar gibi yıkıldı, gök yarıldı düştü üzerimize sanki.. İyiliğinin altında nasıl fena eziliyoruz bilsen… Keşke bu kadar iyi olmasaydın… 12 Mart günü sabah kalktığımda, işte Fehmizat Bayraktarsız bir gün başlıyor dedim… Garipti güneş, değişikti rüzgar, farklıydı kokular… Sensiz yavan ve ağlamaklıydı dünya… Hayır inatla silmeyeceğim telefon numaralarını, rehberimden… Twitter adresine ikide bir girip bakacağım "seni takip ediyor" ibaresini görmek için… Facebook hesabını açıp "Memleketi Bursa" yazısını okuyup 3-4 saniye de olsa rahatlayacağım "Bursa'da yaşıyor" kısmını okuyunca şaşıracağım zamanı unutup.. Rüya belki demek bile güzel… 3 saniye sürse de… Gitme benden hep kal orda… Allah'ın tüm rahmeti, inayeti, merhameti, affı, sevgisi, cömertliği senin üzerine olsun… Aziz hatıran, eşsiz ruhun şad olsun… Mekanın cennet olsun.. Allah senden razı olsun… Canım abim benim…. Odana girdim şu montu görünce koptum gittim nehirler gibi… En çok sana yakıştı bu mont… En çok sana… abi…

Seda Çapçı

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu