Bursaspor’da neler oluyor?

Bursa futbol kamuoyunda son dönemde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bursaspor tarihinin tartışmasız en başarılı teknik direktörü Ertuğrul Sağlam’a yönelik değişik çevrelerden ciddi eleştiriler geliyor. Son haftalarda alınan başarısız sonuçlar üzerine medya, taraftar ve kulüp üçgeninde yaşananlar üzerine ayrıntılı bir analiz bu noktada büyük önem taşıyor. Şampiyon kadroda revizyon Ertuğrul Sağlam, Bursaspor’un başında bulunduğu 2,5 sezonda Bursaspor tarihinin en başarılı iki derecesini elde etti. 2009-2010 sezonunda Bursasporlu taraftarlar için sadece güzel bir hayal olan şampiyonluğu kazanarak “Türk futbolunda Anadolu Devrimi”ni gerçekleştirdi. 2010-2011 sezonunda ise Bursaspor tarihinin en iyi ikinci derecesi olan üçüncülüğü elde etti. Kazanılan başarıların ardından Sağlam, bu sezon öncesinde takım kadrosunda revizyon yaparak uzun süre başarılı olabilecek yeni bir kadro yapılanmasına girişti. Bu noktada yenileşme hamlesinin gerekli ve doğru bir girişim olduğunu düşündüğümüzü de belirtelim. 30’lu yaşların üzerindeki Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli, Hüseyin Cimşir, Ivan Ergiç, Ivankov ile yolları ayırdı. Disiplinsiz davranışları nedeniyle Volkan Şen ve Sercan Yıldırım satıldı. Eşinin Türkiye’ye alışamaması nedeniyle Keny Miller ve kendisi ayrılan Bekir Ozan’da dahil edildiğinde son iki sezonda çoğu ilk onbirde forma giyen dokuz futbolcuyla yollar ayrıldı. Ayrılan futbolcuların yerine yapılan transferlerde Ertuğrul Sağlam’ın son iki sezonda Bursaspor’a oynattığı 4-4-1-1- sistemine uyum sağlayacak futbolcu tercihine dikkat edildi. Kaleye İngiliz Milli takımı apoletli Carson transfer edildi. İlk haftalarda hava toplarında defansla yaşadığı uyumsuzluğu da aşmaya başlayan Carson’un giderek takıma ısınmaya başladığını ve iyi bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Defans dörtlüsü Bursaspor’un en rahat olduğu bölge… Sol bek Vederson, sağbek Basser, ortada Serdar Aziz banko oyuncular. Serdar Aziz’in yanında orta ikilide zaman zaman değişerek Ömer Erdoğan, İbrahim Öztürk ve Stepanov oynuyor. Orta sahada solda Ozan İpek, orta ikilide Adem Koçak ve N’Diaye takımın istikrarlı forma giyen futbolcuları. Bu üç ismin de genel anlamıyla başarılı performans sergilediklerini söylemek mümkün. N’Diaye’nin son haftalarda form düzeyinde düşüş gözükse de, Süper Lig’de sezonun en iyi transferlerinden birisi olduğunu düşünüyoruz… Bursaspor’da temel sorun üç mevkide ortaya çıkıyor. Sağ kanatta değişerek oynayan Sestak ve Turgay’ın formsuzluğu orta sahanın en önemli problemi. Bu iki isim de son iki sezonda bu kanatta çok etkili bir performans sergileyen Volkan Şen’in çok uzağındalar. Şampiyonlukta büyük katkısı olan ve son iki sezonun flaş ismi Batalla, forvet arkasında çok etkisiz bir görüntü sergiliyor. Formsuz bir döneminde olan Batalla’nın kötü oyunu Bursaspor’un forvete top taşımasını da engelliyor. Ivan Ergiç’in ayrılması, Insua’nın da Sağlam’ın sistemine uyum sağlayamaması sonrasında Bursaspor’da orta sahadan ileriye hızlı top taşıma ve topu tutma anlamında önemli sıkıntı yaşanıyor. Orta sahada çok fazla yan pas yapılıyor. Çok fazla yan pas rakip takımın kendi sahasına rahatça yerleşmesine ve Bursaspor’un hücum bölgesinde gol pozisyonu bulmasında zorlanmasına neden oluyor. Yeni transferlerden, forvet Bangura iyi futbolcu olmasına rağmen sakatlığının da etkisiyle yeterince faydalı olamadı. Bu bölgeye transfer edilen Tagoe ise şu ana kadar tam anlamıyla büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Toparlamak gerekirse Bursaspor’da özellikle üç noktada önemli sorunlar göze çarpıyor: Sağ açık, forvet arkası ve forvet… Çok iyi futbolcu olmasına rağmen Sestak henüz forma giremedi, Batalla kötü oynuyor ve forvet hattında kaliteli bir isme daha ihtiyaç var. Orta saha ve forvete yapılacak iki kaliteli transferin Bursaspor’un eksiklerini gidereceğini düşünüyoruz… Özellikle belirtmemiz gereken bir diğer noktada ilk on bir düzeyinde kaliteli futbolculara sahip olunmasına rağmen, kadroda rekabet yaratacak kalite ve tecrübesi noktasında Bursaspor’un yedek kulübesinin eksikleri olduğu… Zamana ve sabıra ihtiyaç var… Sağlam’ın doğru olduğunu düşündüğümüz kadrodaki yenileşme hamlesini tamamlayabilmesi için zamana ve sabıra ihtiyacı var. Devre arasında ve sezon sonunda yapılacak transferlerle takımın eksiklikleri giderilerek uzun yıllar Bursaspor altyapısını oluşturacak bir kadro oluşturulacak. Oysa sabır Bursaspor taraftarına da, Türk futbolseverlerine de çok uzak bir kelime… Sezon öncesi Bursaspor’un başkan ve yöneticileri tutuklu olarak yargılanırken, kulübün kayyuma devredilmesi tartışmaları yaşanırken, kulübün transfer yapıp yapamayacağı belirsizken, Ertuğrul Sağlam rahatlıkla omzunda şampiyonluk ve üçüncülük apoletleriyle takımdan ayrılabilecekken, zor zamanlarda takımı terk etmeyerek önemli bir sorumluluk üstlendi. O süreçte çok geniş bir taraftar kitlesi tarafından hem reelde, hem de internet sitelerinde “Ertuğrul Hoca bizi bırakma” kampanyaları düzenlendi. Tesislere taraftar akını yaşandı… “Sonsuza Kadar Ertuğrul Hoca” bütün taraftar gruplarının temel sloganı olarak öne çıktı… Taraftar kötü bir sınav veriyor Toplumsal hafıza zayıflığı Türk futbolseverlerinin en temel sorunlarından birisini oluşturuyor. Biraz kötü bir gidiş son iki sezon yaşanan başarıları âdete unutturdu. Taraftar sitelerinde transfer politikasından başlayıp, kadro tercihlerine kadar ciddi şekilde Sağlam eleştirileri (kibar bir tarzda eleştiri kavramını kullanıyoruz. Eleştiri kavramını fazlasıyla aşan çok sayıda yoruma taraftar sitelerinde ve statta taraftar arasındaki konuşmalarda rastlamak mümkün) yapılmaya başlandı. Statta birçok maçta, maçın henüz 20. dakikasında, takım ve futbolcular protesto edilmeye, memnuniyetsizlikler futbolcu protestoları şeklinde kendini göstermeye başladı. Bursaspor’un istikbal vaat eden Ahmet Arı, Mehmet Sak, İsmail Haktan Odabaşı gibi genç futbolcularının maçın başında yaptıkları iki pas hatası nedeniyle tribünlerden gelen protestolar yüzünden iyi performans gösteremedikleri maçlara şahit olduk. Ve bu protestolar maçların başında durum 0-0 iken yapılmaya başlandı. Maçın ikinci yarısında takımın atacağı bir golün bile gidişatı değiştireceği maçlarda seyirci baskısı takımı kötü etkiledi. Bunun yanında hiç düşünmeden Bursaspor tarihinin kare asına koyabileceğim, şampiyon kadronun kaptanı Ömer Erdoğan’ın ve yine şampiyon kadronun önemli ismi, tam bir futbol emekçisi olan Turgay Bahadır’ın bazı maçlarda kötü oynadıkları için seyirci tarafından protesto edilip, ıslıklanmalarına ise söyleyecek söz bulmak kolay değil… Bu sezon taraftarların büyük bir bölümü birçok maçta takımını yalnız bıraktı. Henüz sezon başında son on yılın en düşük taraftar grubu önünde Bursaspor maçlarını oynadı. Ne şike sürecinde yaşananlar, ne takımın kötü oyunu, ne de taraftarın iddia ettiği yanlış transfer politikası bu yalnız bırakmayı meşrulaştırmaz. Ertuğrul Sağlam, sezon öncesinde en karışık/kaotik zamanında kulüpten ayrılmayarak soyadına yaraşır bir duruş sergilerken, son iki sezonda tarihinin en iyi iki derecesini elde eden Bursaspor’u statta yalnız bırakan taraftar için aynı şeyi söyleyemeyiz… Bursaspor taraftarının büyük bir bölümünün hem statta sergilediği sabırsız, aceleci, protestocu tavır; hem tarihinin en başarılı derecesini almış teknik kadrosunu ve yönetimini statlarda yalnız bırakması; hem de sanal dünyada sergilediği öfkeli üslup nedeniyle eleştirilmesi gerekiyor. Takımın, biraz kötü gittiği bir dönemde Bursaspor taraftarlarının büyük bir bölümü çok kötü sınav verdiler ve hala da vermekteler. Bu noktada bunun özellikle altını çizelim… Kaostan Beslenen bir futbol kamuoyu Bursa futbol kamuoyunun bir bölümü (etkili ve yönlendirici bir bölümü) uzun yıllar kaostan beslenen bir özellik sergiliyor. Şehir içinde Bursaspor tarihinin her döneminde takımın kötü gitmesini ve bu kötü gidişten nemalanmayı isteyen gruplar mevcut. Değişik dönemlerde özellikle bazı taraftar gruplarına para da vererek, yönetimi yıpratma politikalarının gerçekleştirdiği biliniyor… Biraz kötü gidilen bu dönemde özellikle yönetim ve Sağlam’ı göndermeye yönelik son derece sert eleştiri/suçlama/yıpratma politikalarına Bursa futbol kamuoyunun değişik kesimlerimde sıkça rastlıyoruz. Özellikle yerel medyada birkaç kötü sonuç üzerine “felaket tellallığına girişen”, Sağlam’ı yıpratmaya yönelik insaf ölçüsünü aşan eleştirilere bolca şahit oluyoruz… Bursa futbol kamuoyunun ve medyanın belirli kesimlerinde yapılan bu eleştirilerin/yıpratma politikalarının arkasında yönetimin ve Sağlam’ın gönderilerek, kulübe ve takıma hakim olma düşüncesinin yattığı da söylenebilir (Bursa’da bazı grupların uzun süredir kendilerine yakın yeni bir yönetim oluşturma girişimleri, Bursaspor’u yakından takip edenler tarafından biliniyor. Yaşanan süreçte dile getirilen yıkıcı eleştirilerde bu boyutu da göz önünde bulundurmak gerekiyor)… Son iki sezonda Bursaspor tarihinin en başarılı iki derecesini elde eden yönetim ve teknik kadroya, başarı döneminde övgü kadar, yapıcı olması koşuluyla eleştiri getirilmesi de son derece normal. Yabancı transferlerindeki başarısızlık, kadro derinliği yaratılamaması, bilet fiyatlarının yüksekliği, taraftar iletişimindeki eksiklikler vb. eleştirilerin geleceğe yönelik bu hataların tekrarlanmaması anlamında olumlu işlevleri de bulunmakta… Bu noktada kastımız, birkaç başarısız sonuç üzerinden kaos ortamı yaratarak, Bursaspor üzerinden rant sağlamaya çalışan maksatlı/yıkıcı eleştirileri kapsıyor. Takımın biraz kötü gittiği bu süreçte bazı sağduyulu isimlerin varlığına rağmen Bursa yerel medyasının önemli bir bölümünün de kötü bir sınav verdiğini söyleyelim… Nitekim, statta taraftarlar arasında da medyadaki bu tavra yönelik eleştirilerin değişik zamanlarda söylem ve pankartlarla dile getirildiğini belirtelim… Bursaspor ligin 13. haftası sonunda 10. sırada bulunuyor. Bu süreçte ciddi şanssızlıklar ve puan kayıpları da yaşadılar. Ordu, Beşiktaş ve Galatasaray maçlarında maçların son birkaç dakikasında ciddi puanlar kaybettiler. İyi bir kadroları ve ligin devre arasında yapılacak transferlerle kötü gidişe rahatlıkla dur diyebilecek potansiyelleri var… Olumsuz bir açıdan değerlendirerek Bursaspor’un bu sezon kötü bir gidiş sergilediğini ve ligi orta sıralarda vasat bir performansla tamamladığını düşünelim… Son iki sezonda Bursaspor tarihinin en başarılı iki derecesini elde eden Ertuğrul Sağlam’ın, kadroyu yenileme sürecinde kötü bir sezon geçirme kredisine fazlasıyla sahip olduğunu düşünüyoruz. İstikrar dediğimiz unsur, sadece iyi gidilen dönemlerde değil, kötü geçirilen sezonlarda da takımın ve teknik kadronun arkasında durulmasıyla kazanılıyor… Sağlam öncesindeki on sezonda görüntü berbat… Bursaspor medyası ve taraftarlarınca sıklıkla dile getirilen eleştirilerin meşrulaştırma gerekçesi olarak da sunulan, takımın henüz sezon başında hedefsiz kaldığı söylemine, bir soruyla cevap verelim. Sağlam öncesindeki son 10 sezon değerlendirildiğinde Bursaspor ne zaman bir hedefin peşinden koştu ki? Sağlam döneminde neler yaşandığını medya ve durumdan memnuniyetsiz taraftara hatırlatmak amacıyla rakamları yansıtalım. Hafızası zayıf bir toplumda Bursaspor’un nereden nereye geldiğinin anlaşılması bağlamında geçmişi hatırlamak büyük önem kazanıyor: 1998-1999 sezonu 12., 1999-2000 sezonu 10., 2000-01 sezonu 14., 2001-02 sezonu 10., 2002-03 sezonu 15., 2003-04 sezonu 16. olarak küme düşüyor, 2004-05 İkinci Lig, 2005-06 sezonu İkinci Lig şampiyonluğu, 2006-07 sezonu 10., 2007-08 sezonu 13. Sağlam’ın takımın başına sezon yarısında geçtiği 2008-09 sezonu 6., 2009-2010 sezonu Süper Lig şampiyonu, 2010-2011 sezonu 3. sırada bitiriliyor… Yani Sağlam öncesindeki 10 yılda takımın Süper Lig’de 10. luktan daha iyi bir derecesi yok, 2 sezonda – Tribün liderlerinin “çoğumuzun hafızasında yoktur, unutmak istediğimiz bir dönemdir” diye tanımladığı – İkinci Ligde mücadele ediliyor… Bursaspor’un Sağlam öncesindeki son 22 sezondaki Avrupa karnesine bakarsak bu süreçte sadece iki defa, 1986 yılında Türkiye Kupasını kazandığı için 1986-1987 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası’na, 1995-1996 sezonu öncesinde ülkelerinde UEFA Kupası’na katılamayan takımlara bir şans vermek için ilk defa düzenlenen İntertoto Kupası’na katıldığını görüyoruz. Yani, sanki Bursaspor her sene Avrupa Kupaları hedefini kovalıyor da, bu sezon hedefsiz kalıyormuş gibi de bir durum yok ortada… Bütün istatistikler ve Ertuğrul Sağlam öncesinde Bursaspor’un içinde bulunduğu durum ortadayken, birkaç kötü sonuç sonrasında Sağlam’a ve takıma hem medyada, hem de taraftarlar arasında yapılan yıkıcı/yıpratıcı/maksatlı eleştirileri okurken insanının içinden “insanda biraz utanma duygusu olur” düşüncesi de geçmiyor değil… Memet Zencirkıran / [email protected]

Goal.com

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu