Bugün Günlerden Vakıfköy
Soğuk , her an yağmur yağacakmış hissi veren bulutlu bir Bursa sabahında güne merhaba dedik bugün günlerden Bursaspor diyerekten..Sabah Vakıfköy’de alt yapı maçları ve ardından A takımın Sivasspor ile oynayacağı kupa maçı…Mükemmel bir Pazar günü !!!
Geçtiğimiz haftalarda Vakıf soğunu sağlam bir şekilde yememizinden ötürü ( iliklere kadar işliyor ) bu hafta kat kat giyinerek yola çıktık emektar bisikletimizle. Vakıf’ın kıvrımlı yollarından geçerken köy ve şehir yaşantasının birbirine girmesiyle oluşan bir yerleşim birimini görüyoruz. Çevre yolundaki Vakıf lambalarının oradan bırakıyoruz kendimizi aşağıya , hiçbir yere sapmadan , direk tesislerin önüne geliyoruz…Hey gidi Vakıföy heyy… İmparator Biyediç’in , Mususi’nin bir zamanlar evi olmuş Vakıfköy…
Tesislerin kapısından içeriye giriyoruz. Kapıda bizi o efsane Bursaspor otobüsü karşılıyor. Yavaş yavaş ilerliyoruz. Henüz gelen giden pek yok ki maça yaklaşık yarım saatlik bir zaman dilimi var. Tek Mustafa Kemal Makinacı abimi görüyorum erken gelmiş , bir poşet çekirdek ile birlikte…Bende çekirdek getirdim diyorum , getirdiğim 50 kuruş , 1 liralık çekirdek
Havanın dün bayağı yağmasından dolayı maç suni çime sahip , ilköğretimde okulun karşısındaki sahaya dediğimiz tabir ile ‘’ telli sahada ‘’ Anlaşıldı , bugün pantolan paçları çamur deryasında nasibini görecek !
Öyle böyle derken maç saati geliyor. Oyuncular teker soyunma odalarına giderken topçuların fiziklerini inceliyorum. Ben kendimi kalıplı bir şey zannediyordum. Bir an için beni dövecekler zannetmedim değil Yaşlarına göre fizikleri gerçekten çok iyi , özellikle bizim futbolcuların…
Oyuncular sahaya çıkıyor , taraftarlarda yavaş yavaş toplanıyor. Geçmiş haftalara göre yoğunluğun daha fazla olduğunu söylesek yalan olmaz. Açıkçası Vakıfköy’deki ortam insana daha samimi geliyor. İnsanlar iç içe…Bağırıyor , tezahurat yapıyor , oyuncularla birebir iletişim kurabiliyor. Gırgırını , şamatısını zaten söylemiyorum. O işin daha ayrı , keyifli bir boyutu… Ama bu destek artmalı , artacak diye de düşünüyorum. Bu çocuklara desteği artıkça , bunların gelecekte bize gelecekte olumlu anlamda geri dönüşlerinin olacağını düşünüyorum.
U-16 maçıyla güne startı veriyoruz. U-16 takımızın zaten alt yapı jenarasyonlarının en iyileri arasında. Geçen sezon kazanılan Avrupa Şampiyonası ve Çin’deki Dünya Şampiyonası’na katılmaları bunun küçük bir örneği olarak gösterilebilir. Enes Ünal , fiziki kalitesinin getirdiği kalitesi ve yeteneğiyle maça damgasını vurmakta zorlanmıyor. Golsüz geçen ilk yarının ardından biri penaltıdan , biri frikikten ( ki müthiş gol attı , gidebileceği en iyi noktaya gitt top ) üç golün altına imza atan Enes’in iyi oyununu Utku ve Berke olmak üzere takım tamamen tamamlıyor.
Bir ara Trabzonspor’un forveti sinirlerine hakim olamadı ama olsun , sonuçta onlar henüz genç. Bunlara dikkat edeceklerdir , etmeliler , iyi bir futbolcu olmak için…Her zaman diyoruz ya mental gelişim önemli diye. Bu durum , yarın öbürgün A takım ile maça çıktığında daha büyük sıkıntıya sebep olur.
U-16 takımımız 3-0 kazanıyor , tribüne çağırılıyor , alkışlanıyor , sizler bizim geleceğimizsiniz nidalarının eşliğinde…
5-10 dakika sonra hemen arkamızda ısınan U-17 takımları sahaya çıkıyor. Ligin en iyi takımları…Bursasporumuz lider , şampiyonluğa gidiyor , Trabzonspor ise üçüncü. Kıran kırana bir maç başlıyor. Bizim takımın hocası bir basketbol hocası gibi maça direkt etki ediyor , yerinden kalkıp sürekli futbolcularımızı uyarıyor.
Maçın başında Enes Ata’nın attığı güzel , bir o kadar da enteresan bir duran top organizasyonu golüyle öne geçiyoruz. Trabzonspor’un bu jenarasyonu da diğer takımlarına göre daha sağlamdı açıkçası. Duran toptan yediğimiz gol ile skora 1-1 oluyor.. Trabzonspor’un golünün 6 dakikası sonrası Enes Ata yine sahneye çıkıyor ve durumu 2-1’e getiriyor. Bugün Enes’lerin günü !!!
İlk yarı bu sonuçla biterken , bizde yavaş yavaş A takımın maçını izlemek üzere evimizin yolunu tutmak üzereyken Trabzonsporlu futbolcuların devre arası soyun odasına gitmediğini gözümüze çarpıyor , bu da ilginç bir detay olarak kayıtlarımıza geçiyor…
Gelen abi , kardeşlerimizle 2-3 kelam daha edip , emektar bisikletimizle tekrar evimizin yolunu tutuyoruz. Başta dediğimiz gibi paçalar çamurlanmış , kulaklarımız soğuktan kızarmış olsa da güzel goller ile birgün sonrası Vakıf’tan çıkıyoruz. Eve geldiğimizde ise U-17 takımımızın maçını da twitterdan takip ediyoruz. Enes Ata ile 3.golü bulmamıza rağmen , son 5 dakika da yediğimiz iki golle beraberliğe razı oluyoruz.
Böyle bir Vakıfköy macerasının daha sonuna geliyoruz…
İyi ki varsın Bursaspor !!!
Bu arada Sivas deplasmanı dönüşü kaza geçiren renkdaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Beysim CAN / www.bursasporakademi.com