Boykota var mısınız?

‘Dünyanın en büyük Adalet Sarayı Kartal’da yükseliyor’ İstanbul’a giderken yolun sol tarafında bir tabelada yazan bu cümle utanmamız gereken bir şeyle öğünmek garipliğinde olduğumuzun göstergesiaslında. Bir ülkede ne kadar küçük ve az adalet sarayı varsa o ülkede işler o kadar yolunda gidiyor demektir, mantığını kimse idrak edemiyor anlaşılan! Kendi kendimizi rezil ettiğimizin farkında değiliz.Adaleti  hakkıyla dağıtamadıktan sonra.Onun  için kocaman saraylar yapsan ne olacak? İşte son örnek…Ülkede adalet dağıtması gereken kurumlardan Futbol Federasyonu’nun Bursaspor’a ve Volkan Şen’e verdiği anlamsız ve akıl almaz ceza, adaleti yanlışuygulayışımızı net bir şekilde gözler önüne seriyor. İstanbul Emniyeti’nin büyük ihmali sonucubilet sırasındayken Beşiktaşlı holiganların bıçaklı, satırlı saldırısına uğrayan Bursaspor seyircisine verilen ceza ile Volkan Şen’in cezasının tek sorumlusu kamuoyunu yanlışyönlendiren İstanbul medyasıdır. Eylül 1992'de Bursaspor’un 4-2 kaybettiği bir Galatasaray maçının ardından, İstanbul baskısına “Galatasaray şeftaliyi yardı, kestaneyi çizdi”diye başlık atanlar, aradan geçen yıllara rağmen Bursa’ya bakışaçılarının değişmediğini geçen yıl ırkçılık damgalarını vurarak göstermişlerdi. Tarihe geçen Bursaspor’un şampiyonluğunu İstanbul baskılarında sayfalarının en altına çeken,buna karşın birinci sayfayı şampiyonluğu kaçıran Fenerbahçe’ye ayıracak kadar gazetecilik mesleğine dahi ihanet eden İstanbul yerel medyası(!)son Beşiktaşmaçının ardından yine Bizans oyunlarıyla Bursaspor’u yaktı. Bizzat gördüğüm için söylüyorum. İçlerinde işadamları, esnaf ve izin günündeki Bursasporlu polis memurlarının dahi olduğuBursasporlulara“30 otobüs serseri”diyen, Beşiktaşlıların attığı şişe ile yaralanan, Beşiktaşlı bayanın, “Şişeyi Bursasporlular attı”desin diye evinden canlı yayınlar yapan, buna karşın Beşiktaşlıların yaraladığı, stadın 500 metre yukarısındaki Taksim İlkyardım Hastanesi’nde yatan Bursasporluları görmezden gelen tarafsız(!) medyaya artık sıkı bir tokat atmanın vakti geldi. Bu tokatı onların anlayacağı dilden atmak gerekiyor. Bursa kenti olarak onların gazetelerine boykot uygulanmalı. Belli sürelerle sınırlandırılan boykota katılım daha fazla olacaktır. Örneğin “10 gün ulusal gazete almıyoruz”sloganı ile bu işe başlamak gerekiyor (yayınları düzelmezse süre artmalıdır). Bu organizasyonu yapmak da Bursa’daki sivil toplum örgütleri, taraftar dernekleri ve internet sitelerine düşüyor.Bu tip boykotların nasıl işe yaradığına iyi bir örnekle vurgulayıp yazımı bitireyim. Hollandalılar bir sabah uyanıyorlar, bakıyorlar toplu taşıma ücretlerine zam gelmiş. Kimse araçlara binmiyor. Belediye ertesi gün zammı geri alıyor, yine kimse binmiyor. “ücreti biraz daha indirin bineriz”diyorlar. Yetkililer çaresiz kabul ediyor. Bilinçli halk, hem istediğini alıyor, hem de iyi bir ders veriyor.

 

Tarık Çapçı

Olay

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu